İngiltere’nin birbirinden güzel köy ve kasabaları ile bugüne kadar aşina olduğumuz gezi rotalarının dışına çıkıp, pitoresk kasaba ve köylerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Orijinal mimarisi ve yaşam tarzını koruyan sofistike Cotswolds kasabalarından Netflix’te izlenme rekorları kıran Bridgerton dizisinin çekimlerinin yapıldığı kasabalara uzanan eşsiz bir liste hazırladık. İşte, gizli birer mücevheri andıran pitoresk İngiliz kasabaları…
Bath
Netflix’te yayına giren ve izlenme rekoru kıran Bridgerton dizisi sayesinde eşsiz Roma ve Gürcü mimarisine sahip olan Bath yeniden radarımıza girdi. Julia Quinn’in en çok satan kitap serisinden uyarlanan Bridgerton dizisi 1800’lerin başında geçen bir dönem draması. Çoğu sahnesi Bath’de geçen dizinin hikayesi ile şehrin zengin mimarisi ve ışıltılı çehresi birbirini tamamlıyor.
19. yüzyılın başlarında Regency döneminde Birleşik Krallık’ta inşa edilen klasik binaların en iyi örneklerine ev sahipliği yapan ve Regency mimarisinin adeta vitrini olan Bath doğal bir film platosunu andırıyor. Temiz hava ve harika bahçeler arıyorsanız Royal Victoria Park, Sydney Gardens ve Parade Gardens listenizde olmalı. Roma Hamamları, Bath Manastırı, hilal şeklinde inşa edilen Royal Crescent sıra binaları, Guildhall Belediye Binası, halka açık sanat galerisi olma özelliğine sahip Holburne Müzesi şehirde mutlak görülmesi gereken yapılar.
Salisbury
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Stonehenge Anıtı ile tanınan Salisbury, Londra’dan 1,5 saatlik bir tren yolculuğu uzaklığında yer alıyor. Magna Carta’nın evi olan Salisbury insanlık tarihi boyunca her zaman önemli bir yer olmuş. Dünyanın en ünlü tarihi yerlerinden biri olan Salisbury eski mezar höyükleri ve tarihi eserlerle çevrili. The Crown, Emma ve Pride and Prejudice yapımlarından aşina olduğunuz büyüleyici Wilton House da kasabanın hemen yanı başında konumlanıyor. Jacobean stili, Elizabethan stili ve Victoria tarzı evlerle süslü ara sokaklarını gezerken bir tarih belgeselinin içerisine ekilmiş gibi hissederseniz, şaşırmayın!
Cotswolds Kasabaları
Bal rengi taş evleri, kırsal güzellikleri, dolambaçlı sokakları, asırlık kiliseleri, lüks ve doğayı buluşturan kır otelleri, kendi stillerini oluşturan tasarım mağazaları ve lokal dükkanları ile özellikle hafta sonu kaçamaklarının en sevilen adresi Cotswolds. Büyük bir bölgeyi kapsayan Cotswolds her biri tablo gibi görünen kasabalara sahip. Londra’dan tren ve araba ile kolaylıkla ulaşılabilen Cotswolds Bölgesi yine de özgün yapısını korumaya devam ediyor. Birbirinden güzel kasabalar arasından seçim yapmak zor olsa da favori 5 kasabamız şöyle:
Broadway
Worcestershire ilçesinde bulunan Broadway, saf güzelliği ve ihtişamı nedeniyle genellikle ‘Cotswolds’un Mücevheri’ ve ‘İngiltere’nin Vitrin Köyü’ olarak anılıyor. Bu ünlü Cotswolds kasabası mimari ve doğal güzelliği ile her mevsim popülerliğini koruyor. Özgün mağazaları, restoranları, otelleri ve çok sayıda antika dükkanının yer aldığı kasabada Broadway Kulesi, Broadway Müze & Sanat Galerisi, Snowshill Bahçesi, St Eadburgha’s Kilisesi görülecek yerler arasında.
Burford
Oxford’a yaklaşık 35 km uzaklıkta konumlanan Burford, dik bir yamaçtan nehir kıyısına doğru süzülüyor. Orta Çağ dönemindeki ihtişamını özgün mimarisine sadık kalarak korumaya devam eden köy birbirinden güzel taş evleri, Elizabethan ve Gürcü mimarisinin izlerini taşıyan yapılarıyla görsel bir şölen sunuyor. Antika dükkanları, eski dönemin izlerini taşıyan havalı çay salonları, lokal butikleri ve kendine özgü yaşam stiliyle ilgi görmeye devam ediyor. Ara sokaklarında kaybolmaktan keyif alacağınız bu köye gelmişken St Mary’s Church, St John the Baptist’s Church, Tolsey Museum ziyaret edilecek yerler listenizde olmalı.
Burton-on-the-Water
Belki de Cotswolds’daki en ünlü yerlerden biri olan Bourton-on-the-Water, güzel sahil manzaraları ve diğer bölge kasabaları gibi şirin taş binaları ile ünlü. Bölgenin inişli çıkışlı tepeleri arasında küçük bir vadide yer alan köyün manzarası da haliyle keyif verici. Köyün ortasından geçen, Windrush Nehri üzerindeki köprüleriyle Cotswolds’un ‘Küçük Venedik’i’ olarak tanımlanan kasaba hoş mağazaları, kafe ve restoranlarıyla ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Painswick
Cotswolds’un en güzel ve bozulmamış köyleri arasında yer alan ve tepedeki konumuyla ziyaretçileri büyülemeye devam eden Painswick, Cotswold Way National Trail’in ortasında yer alıyor. Harika bir yürüyüş bölgesi olarak tanınan kasaba “Cotswolds’un Kraliçesi” olarak biliniyor. Bal rengi kireçtaşı binaları, dolambaçlı dar sokakları, bakımlı şık evleriyle Orta Çağ döneminin tüm zenginliğini yaşatıyor.
Bibury
Sanatçılara ilham kaynağı olan Bibury, Cotswolds dendiğinde akla gelen ilk kasabalardan biri. Bal rengi kır evleri, nehir kenarındaki konumu ile “İngiltere’nin En Güzel Köyleri” arasında yer alıyor. 14. yüzyıldan kalan dokumacı kulübe manzarası ülkenin en çok fotoğraflanan yerleri arasında! Kendine özgü karakteri ile stil sahibi dükkan, mağaza, restoranları bu kasabayı özel ve görülmeye değer kılıyor.
York
Eşsiz bir kültürel ve tarihi zenginliğe sahip olan York, Kuzey İngiltere’nin en özel şehirlerinden biri. Orta Çağ mimarisinin en iyi örneklerinin yer aldığı ve neredeyse ilk günkü gibi korunduğu şehir sizi zamanda yolculuğa çıkarıyor. Köklü tarihi ve kültürel, mimari mirası bu şehrin her taşına işlenmiş gibi. Müzeleri, geleneksel barları, restoran ve kafeleriyle bir gezgini mutlu edecek her detaya sahip. Roma ve Viking tarihi ile bilinen York aynı zamanda renkli kültürel ortamı, tasarım dükkanları, havalı semtleriyle oldukça ilgi çekici.
Peki, York’ta nereleri görmeli, neler yapmalısınız? Ouse Nehri kıyısında yürüyüş, York Minster Katedrali, şehir surları, York Kalesi ve Clifford’s Kulesi, 14. yüzyıla uzanan ahşap evleriyle ünlü The Shambles Caddesi, Ulusal Demiryolu Müzesi, Grand Opera House‘da performans izlemek listenizde olmalı!
Size özel seyahat programı ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr