“Sevgi paylaştıkça çoğalır.” Felsefesinden yola çıkarak bu yıl Sevgililer Günü için içinizi ısıtacak, yeni deneyimler yaşatacak öneriler paylaşmak istedik. 14 Şubat’ın Cuma gününe denk gelmesiyle 3-4 günlük keyifli bir seyahate çıkmayı kim istemez? Yeni deneyimlere ortak olmak, yeni yerler keşfetmek bu kez daha heyecanlı! Verona’dan Viyana’ya; Lizbon’dan Kapadokya’ya; Chamonix’den Cotswolds’a sevgililer günü seyahat listenize ekleyebileceğiniz destinasyonları okumadan yola çıkmayın! Tarih, sanat, lezzet, kış sporları ile romantizmi buluşturduğumuz Sevgililer Günü önerilerimiz…
Bruges, Belçika
Belçika’nın kanallarla örülü romantik şehri Bruges… Yoğun ilgiye rağmen özünü koruyan, kendine has özelliklerine sıkı sıkıya bağlı olan Bruges Orta Çağ mimarisiyle bir masal yolculuğu gibi. “Uyuyan Güzel” benzetmesiyle anılan bu sempatik küçük şehir asırlar boyunca sanatçılara da ilham olmuş.
Hans Memling, Georges Emile Lebacq, Fernand Khnopff, Jan van Eyck gibi ressamların fırça darbelerini Bruges’ün sokaklarında, binalarındaki renklerinde bugün de görmek mümkün.Brüksel’den 1,5 saat süren tren yolculuğuyla veya araçla ulaşabileceğiniz Bruges romantik ve keyif dolu sevgililer günü tatili için bizim favori yerlerimizden.
Toulouse, Fransa
Birçok binada tercih edilen pembe taş renginden dolayı “Pembe Şehir” olarak anılan Toulouse, Fransa’nın henüz hak ettiği ilgiyi göremeyen şehirleri arasında. Garonne Nehri kıyısında kurulan Toulouse, Fransa’nın güneybatısının da merkezi aynı zamanda. Üniversiteleri ile genç nüfusun yoğun olduğu şehirde herkese göre bir şeyler var.
Genç enerjisi ile birlikte tarihi değerlerini buluşturan Toulouse’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan 2 önemli kültürel değere ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz? Avrupa’nın en büyük Romanesk binası St. Sernin Bazilikası ve Canal du Midi’yi görmeden şehirden ayrılmayın.
Verona, İtalya
Gezginlerin dikkatini çekmek için birbiri ile yarışan pek çok İtalyan şehri arasında Verona’nın ruhunuzda çiçekler açacağını söylesek? Aslında hepimiz, Shakespeare’in Romeo ve Juliet eserine ilham olan mekânların evi olarak Verona’ya aşinayız. Bu kez, bu unutulmaz hikâyenin geçtiği yerleri 21. yüzyılda hem de sevgililer günü seyahatinizde keşfetmek istemez misiniz?
Eski bir Roma ticaret merkezi olan Verona’da tahmin edeceğiniz üzere tarihi ve karakteristik binalar sizi bekliyor. Hava müsait ettiği sürece bu şehri yürüyerek gezerek romantik havasını sokaklarında yaşamalısınız.
Chamonix, Fransa
Cenevre’den 1 saat 15 dakika uzaklıkta, kolaylıkla ulaşabileceğiniz Chamonix’de, sevgililer gününü bembeyaz karlar altında geçirmeye ne dersiniz? Mont Blanc eteklerinde kurulan Chamonix Fransa’nın en eski kayak köyü. Dünyada da her zaman parmakla gösterilen ve tercih edilen kayak merkezi olmasının arkasında kar kalitesi, sezonun uzun olması, efsane Mont Blanc manzaraları, iddialı pistleri ve karakteristik köyü yatıyor.
Her seviye kayakçıya uygun birçok pist alternatifi sunan kayak merkezi adrenalin arayışında olan usta kayakçılar için off-piste seçenekler de sunuyor. Geleneksel dağ mimarisi ve restoranlarıyla romantik ve nostaljik bir sevgililer günü için Chamonix hazırlığı başlasın!
Viyana, Avusturya
Doğu Avrupa kültürlerinin kesişim merkezi Viyana, sanat ve tarihin en canlı tanıklarından biri. 600 yıllık Hapsburg İmparatorluğu’nun zenginliklerini her köşesinde hissedeceğiniz Viyana’da güçlü bir geçmişi olduğunu saray binalarında, konser salonlarında, meydanlarında, müzelerinde gözler önüne sermeye devam ediyor.
Her tarihi binanın önünde dakikalar geçirmek isteyeceğiniz Viyana geleneksel müzeleri ve modern sanat galerileri, tasarım kafeleri, gelişmiş toplu taşıma sistemi ile sofistike bir sevgililer günü rotası arayanlara merhaba demeye hazır!
Lizbon, Portekiz
İlk görüşte değil de biraz zaman geçirdikten sonra “Neden burada yaşamıyorum” dedirtecek kadar sıcakkanlı bir şehirden bahsetmek, birkaç cümleyle anlatmak zor. 13. yüzyılda kurulan Lizbon’un Portekiz’in yükselişte olan en popüler şehri olduğu artık bir sır değil.
Kendine özgü kodlarını koruyan semtleri, bir sembol haline gelen tramvayları, yenilikçi ve yaratıcı yeme içme mekânları ile size de enerji verecek. Sizi strese sokmayan hareketli bir şehir hayatı olması da en güzel yanlarından biri.
Kapadokya, Türkiye
Masalsı olması için bir şey yapmasına gerek olmayan Kapadokya karlarla örtülünce bir başka güzel! Dokusu, efsaneleri, mağara otelleri, doğası ile kendiliğinden romantik olabilen Kapadokya’yı beyazlar içerisinde görmek insanın içerisinde edebi bir yan uyandırıyor sanki. Sabahları kalkıp, kaldığınız otelin bahçesinden bu büyüleyici manzaraları seyretmek bile yetiyor aslında.
Avanos’ta çömlek atölyesine gidip, çömlek ve seramik müzesi Güray Müze’yi ziyaret edip, açık hava müzelerinde tarihe yolculuk yapıp, şömine ateşinde şarabınızı yudumlamak istemez misiniz?
Cotswolds, İngiltere
Londralılar için eski bir inziva köşesi olsa da gezginler için yepyeni bir keşif olan Cotswolds Bölgesi, İngiliz klasiklerinden fırlamış gibi. Birbirinden karakteristik kasabaları yemyeşil vadiler arasında bir başka parlıyor.
Zarif kır evlerinin ev sahipliği yaptığı sofistike dükkanları, pub ve restoranları bir yana ruhunuzu besleyen sanat galerileri, çiftlik marketleri ve yürüyüş parkurları ile yenilendiğinizi ve dinlendiğinizi hissedecekseniz. Doğanın kalbinde tasarımın ve şıklığın buluştuğu bir sevgililer günü rotası için Cotswolds planınızı yapın.