Yazın coşkulu enerjisinin, yerini sonbaharın sarı sıcak dinginliğine bıraktığı bugünlerde bazı şehirler her zamankinden daha güzel ve farklı. Sonbahar renklerinin tabloya dönüştürdüğü doğa tatilleri, yepyeni hikâyelerle tanışacağınız kültür gezileri, yaz destinasyonlarıyla Ekim ayında görülecek çok yer, yapılacak çok yol var.
Akdeniz’in masmavi suları ile Alpler arasında yer alan Provence’den İtalya’nın meşhur Baci çikolatalarına ev sahipliği yapan Perugi ve Umbria’ya; 13. Yüzyılda kurulan Lizbon’dan binlerce yıllık insan tarihinin önemli kavşaklarından biri olan Ürdün’e; Sonbaharın gelişiyle birlikte adeta farklı bir kimliğe bürünen Vermont’tan Montreal ve Hint Okyanusu’nun büyüklüğünde inci gibi parlayan, palmiye ağaçlarının gölge olduğu yumuşacık kumlu sahillerin sahibi Mauritius’a kadar uzanan Ekim ayının en keyifli destinasyonları…
Provence / Fransa
Akdeniz’in masmavi suları ile Alpler arasında yer alan Provence, binlerce yıl öncesine dayanan kültürel zenginlikleri ve güneşle aydınlanan doğasıyla sadece Fransa’nın değil, dünyanın da en gözde turistik bölgelerinden biri. Ağustos sonlarına doğru yavaş yavaş tenhalaşmaya başlayan uçsuz bucaksız lavanta tarlaları ile ünlü bu güzel bölge özellikle Ekim ayında gezmek için oldukça ideal.
Ekim ayında Provence’da ne yapalım?
- Mavi limanı, beyaz tekneleri ve sıcak kumlarıyla Fransa’nın güneyine Akdeniz’in ruhunu taşıyan Provence’in şüphesiz en şirin köşelerinden biri olan Aix-en-Provence’a gitmeden olmaz! Sokaklarında gezerken kendinizi Cezanne’ın izini takip ediyormuş gibi hissedeceğiniz Aix en Provence’in ünlü sanatçının birçok tablosuna ilham kaynağı olduğunu da ayrıca belirtelim.
- Ekim ayı boyunca hava sıcaklığının ortalama 20 derece dolaylarında seyrettiği bu güzel kasabada bol bol yürüyüş yapabilir ve neredeyse her hafta gerçekleşen dans, sinema ve gastronomi etkinliklerine katılabilirsiniz.
Perugia, İtalya
İtalya’nın sembol tatlarından biri olan meşhur Baci çikolatalarının ana vatanı Perugia, İtalya’nın yeşil kalbi olarak bilinen Umbria Bölgesi’nin merkez şehri durumunda. Antik surlar ve bereketli topraklarla çevrili olan bu şehir; Etrüks, Roma ve Gotik mimarinin en iyi örnekleri ile çevrili. 14. Yüzyılda kurulan ve İtalya’nın en eski üniversitelerinden birine ev sahipliği yapan Perugia’da genç nüfusun enerjisini hissetmek ise her daim mümkün.
Ekim ayında Perugia’da ne yapalım?
- Roma, Venedik, Floransa ve Bologna gibi ününe ün katan şehirler arasında yeni yeni fark edilen Perugia’daki restoran ve butikleri keşfedebilirsiniz.
- Papalığa ait devletlerin ilginç kalelerinden biri olan Rocca Paolina başta olmak üzere IV. Novembre Meydanı ile San Lorenzo Kathedrali de buraya geldiğinizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Umbria, İtalya
Zeytin ağaçlarının arasında gün batımının bin bir tonuyla uçsuz bucaksız huzurlu bir yere dönüşen Umbria, deyim yerindeyse ülkenin tam ortası. Denize kıyısı olmayan fakat tarihi ve doğal güzellikleriyle Ekim ayında bambaşka bir güzelliğe bürünen Umbria deyim yerindeyse tam bir sonbahar destinasyonu. Özellikle üzüm hasadının başladığı bu dönemde yeni mahsullerin yarattığı coşkulu atmosferi ve yerel halkın heyecanlı gündemini gözlemlemek için kesinlikle harika bir seçim.
Ekim ayında Umbria’da ne yapalım?
- Toskana’nın gölgesinde kalmış gibi görünse de, Umbria’da en az Toskana kadar şarap ve zeytinyağları ile ünlü. Bu yüzden rehberli şarap ve gastronomi turlarının en yoğun ilgi gördüğü Ekim ayı bölgeyi keşfetmek için mükemmel bir zamanlama.
- Volkanik bir arazi olan bölgede hem etkileyici yer şekillerini hem de büyüleyici bir doğanın eşlik ettiği eşsiz Ortaçağ Katedrallerini görebilirsiniz.
- Yemyeşil tepeler üzerine kurulmuş olan masalsı Ortaçağ kenti Citta delle Pieve’de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden.
- Her sene 10 – 12 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen Lizbon Moda Haftası kapsamındaki etkinlikleri takip edebilirsiniz.
- Özellikle şehrin sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginliği bünyesinde barındıran Belem bölgesinde uzun yürüyüşler yaparak şehrin el değmemiş mimarisini ve neşeli atmosferini doya doya yaşayabilirsiniz.
Lizbon, Portekiz
İlk görüşte değil de biraz zaman geçirdikten sonra “Neden burada yaşamıyorum” dedirtecek kadar sıcakkanlı bir şehirden bahsetmek, birkaç cümleyle anlatmak zor. 13. Yüzyılda kurulan Lizbon’un Portekiz’in yükselişte olan en popüler şehri olduğu da artık bir sır değil. Kendine özgü kodlarını koruyan semtleri, bir sembol haline gelen tramvayları, yenilikçi ve yaratıcı yeme içme mekanları ile size de enerji verecek. Ekim ayında yavaş yavaş serinlemeye başlayan ülkemize inat, hava sıcaklığının hala 30 derecelere dayandığı enfes başkent Lizbon’da hem tarihe, hem sanata, hem de eğlenceye doyabilirsiniz.
Ekim ayında Lizbon’da ne yapalım?
- Kentin tarihi sokaklarında kaybolmak, eski yapıları görmek ve arada küçük meydanlarda dinlenmek hakiki bir Lizbon atmosferi solumak için yapmanız gerekenlerden.
- UNESCO Kültür Mirasları arasında yer alan Jeronimos Manastırı ve bir zamanlar şehrin savunması amacıyla inşa edilmiş ancak şimdilerde Lizbon’un simge yapılarından biri olmuş Belém Kulesi’ni mutlaka görmelisiniz.
- Lizbon’a kadar gelmişken geleneksel Fado müziğini dinlemeden dönmemelisiniz.
Ürdün
Binlerce yıllık insan tarihinin önemli kavşaklarından biri olan Ürdün Romalıların, Osmanlıların, Avrupalı Haç yolcularının ayak izlerini taşıyor. Tarihte birçok işgalle karşı karşıya kalan Ürdün’de bu dönemlerden geriye kalan ise gösterişli kiliseler, Haçlı hisarları ve çöl kaleleri olmuş. Ürdün dendiğinde akla gelen kayıp şehir Petra oluyor…
Petra kadar bu ülkenin çölleri, çarpıcı manzaraları, antik kentleri ve kültürel yapıları da siz de derin izler bırakacak. Sadece kültürel değil aynı zamanda vahşi doğa ve ekstrem su sporları ile maceraperestleri de heyecanlandırıyor. Ürdün’ü sonbaharda gezmenin en güzel yanı ise gündüzleri bunaltmayan havası ve akşamları serin oluşu…
Ekim ayında Ürdün’de ne yapalım?
- Yüzyıllar önce insan eliyle kayaların oyularak yerleşim yeri haline getirmesi sonucu ortaya çıkan 2200 yıllık geçmişi ile göz kamaştıran Petra Antik Kenti’ni keşfedin.
Vermont, ABD
Kırmızı, turuncu ve sarının bin bir tonu ile ziyaretçilerine görsel bir şölen yaşatan ABD’nin Vermont Eyaleti sonbaharın gelişiyle birlikte adeta farklı bir kimliğe bürünüyor. Dörtte üçü ormanlarla kaplı olan Vermont rotanızda ülkenin en güzel kasabalarından Woodstock, eyaletin en eski parkı Mount Philo, Manchester, Bennington, Weston ve Willmington mutlaka olmalı. Siz de Road Trip tam bana göre diyen gezginlerdenseniz Vermont sonbahar rotası ile büyüleyici manzaralar eşliğinde rüya gibi bir tatil yaşayabilirsiniz.
Ekim ayında Vermont’ta ne yapalım?
- Amerika’nın en iyi şairlerinden Robert Frost’un hayranıysanız, şiirlerini yazdığı evi mutlaka görmelisiniz. 1922’de eski taş duvarlı 7 dönümlük arazisi, bir ahır ve Frost’un kendi bahçesindeki hatıra elma ağaçlarından bazılarını içeren ev, şimdilerde Bennington College’a ait bir müze olarak hizmet veriyor.
- Son 100 yılda hiç bir şey değişmemiş gibi görünen muhteşem evlere ve diğer yapılara göz gezdirerek rahatlayın ve sokaklarda huzurlu bir yürüyüşe çıkmanın tadını çıkarın.
- Çedar peyniri ile ünlü Vermont’taki en büyük peynir üreticisi olarak 1919’dan bu yana hizmet veren Cabot Ziyaretçi Merkezi’ni ziyaret edip; peynirlerin tadına bakın.
Montreal, Kanada
Sonbaharın en yakıştığı şehirlerinden birini Kanada’da bulduk: Montréal… Kanada’nın Fransız ekolü kanatları altındaki Quebec eyaletinin en büyük şehri Avrupa kültürünün etkisinde mimarisi, sanatı, zengin mutfağı kısaca “hayattan zevk almayı bilen” duruşuyla gezginleri heyecanlandırıyor. Bu ülkenin en farklı metropolünde doğa, kültür, zarafet kusursuz bir uyum içerisinde. Kanada’nın sert soğukları başlamadan önceki son dönemine girmişken bu sonbahar Montréal’i keşfe çıkmalısınız. Mount Royal Park, Mount Royal Cemetery, Montreal Botanical Garden, Bois-de-Liesse Park ve Old Port gibi şehrin önemli adreslerinde doğanın yeşilden sarıya; turuncudan kırmızıya bürünen renk dalgalanmasını görebilirsiniz.
Ekim ayında Montreal’de ne yapalım?
- Montreal; modern ve geleneksel mimarinin iç içe geçmesiyle oluşmuş Avrupai sokakları, sonbaharda pastel renklerin hakimiyeti altına giren dev şehir parkları ve şehre yakın mesafede bulunan muhteşem köyleri ile havaların henüz çok soğumadığı Ekim ayında ziyaret etmek için ideal!
- Şehir genelinde yaygın olan kiralık bisikletler ile Park du Mont-Royal’de turlayın.
- Çoğunluğu 17 ve 18. Yüzyıldan kalma binalardan oluşan Le Viuex Montréal yani “Eski Şehir” bölgesi, dar sokaklarında kaybolup, butik restoranlarında muhteşem tatlar keşfetmek ve fotoğraf çekmek için ideal.
Mauritius
Hint Okyanusu’nun büyüklüğünde inci gibi parlayan, palmiye ağaçlarının gölge olduğu yumuşacık kumlu sahillerin sahibi Mauritius Adası… Henüz yaza veda etmek istemiyorsanız rotanızı tropikal iklimiyle aklınızı çelen Mauritius’a çevirin. Yılın en sıcak günlerinin başladığı Ekim ayında güneşin ve denizin tadını doyasıya çıkarın.
Mauritus’un zengin doğası ve su altı yaşamı ile şnorkelle yüzebilir, dalış noktalarında tüplü dalış yapabilirsiniz. Adanın yağmur ormanlarına doğru yürüyüşler yapabilir, adanın az keşfedilmiş yerlerini keşfedebilirsiniz. Hint, Fransız, Afrika ve Çin mutfaklarından esinlenen lezzetleri ise her gün adaya dair yeni bir kültürel keşif olacak.
Size özel seyahat programı ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr