Mutluluğun ve Maneviyatın Coğrafyası…

Jules Verne Business Mice Travel Kurucusu ve Genel Müdürü Ayşe Yağcı Büyükpınar, Harper’s Bazaar Mart sayısının Escape sayfalarında kaleme aldığı yazısıyla, Bhutan’ın büyüleyici atmosferine ve eşsiz deneyimlerine ışık tutuyor. Doğanın ve maneviyatın kusursuz bir uyumla buluştuğu bu özel coğrafya, şimdi sizleri ilham verici bir yolculuğa davet ediyor.

Bhutan, dua bayraklarıyla süslenmiş patikaları, görkemli manastırları ve yemyeşil vadileriyle ziyaretçilerinin beş duyusuna birden hitap eden, doğanın ve maneviyatın kusursuz bir şekilde harmanlandığı eşsiz seyahat rotalarından biri.   Burada her şey az, öz ve anlamlı. Doğayla uyum içinde yaşamanın mükemmel bir örneği olan Bhutan, aynı zamanda dünyanın ilk karbon negatif ülkelerinden biri. Dünyada Mutluluk Bakanlığı’na sahip tek ülke olma özelliğini taşıyan Bhutan’da refah seviyesi, Gayri Safi Mutluluk Endeksiyle ölçülüyor. Bu da Bhutan’ın mutluluğu, maddi zenginlikten daha değerli kıldığını gösteriyor.

Bhutan seyahatlerinin başlangıç noktası Katmandu (Nepal). Aynı gün bağlantı uçağı olmadığı için bir gece Katmandu’da kalmak zorunlu.  Türk Hava Yolları’nın haftada beş kez direkt uçuşu var Katmandu’ya,  yolculuk yedi saat sürüyor.

Katmandu’nun en güzel oteli The Dwarika’s Hotel.  Yıllar geçip aynı otele, aynı şehre gidince insan bazen aynı duyguları yaşamıyor ama Dwarika her defasında aynı keyfi veriyor. İki bahçe etrafında sıralanmış iki katlı bir bina, ahşap işlemeler, şahane çiçekler ve olağanüstü hizmet.

Katmandu’da görülmesi gereken iki önemli yer Patan şehri ve Baktapur şehri. Nepal’de Budizm’e inanılıyor. Bu yüzden tüm eski binalar Budist tanrı ve tanrıçaların, Budist temaların ahşaba, mermere oyulmuş örnekleri ile dolu.

Bhutan’ın başkenti Thimpu’ya Katmandu’dan ulusal havayolu Drukair ile ulaşılıyor. Dar bir vadide konumlanmış havaalanı dünyanın en zor pistlerinden biri olarak kabul ediliyor ama profesyonel Bhutan’lı pilotlar ile yolculuktan zihinlerde kalan eşsiz Himalayalar manzarası oluyor.

Ve “Land of Happiness” Bhutan’a varıyoruz; “Mutluluk Ülkesi” ya da “Mutlu İnsanlar Ülkesi”… Bhutan ile ilgili okumalarda sıkça rastlanan tanımlama “Land of Happiness”, havaalanında uçaktan inince hissedilen duyguyla örtüşüyor. Dinginlik ve huzur…. “Praying Flags – Dua Bayrakları” her yerde; bütün iyilikleri, duaları rüzgarla tüm vadiye yayıyor bayraklar, inanış böyle.

Havalar nasıl derseniz,Bhutan seyahatinin en önemli konusu hava durumu, rakım yüksek ve gezilecek yerlerin çok büyük kısmına yürüyerek çıkılıyor. Nisan – Mayıs ve Eylül – Ekim en ideal gezi ayları diyebilirim. Soğukta ya da sıcak yaz aylarında bu yürüyüş ve tırmanışlar normalden daha yorucu olabilir.

Gelelim Programın Detayına, Neler Gördüm?

İlk durak Paro’ya bir saat mesafede olan Thimpu. Bhutan’da tüm manastırlar ve tapınaklar dağlarda yer alıyor ve büyük çoğunluğuna araba çıkmıyor. İlk gün programımızda Cheri Manastırı vardı. Yürüyerek tırmanış kırk beş dakika sürüyor. 2500 metreden başlayan yürüyüş 2900 metrede bitiyor ama mesafe çok dik ve ilk gün havaya insan henüz alışmamış olduğu için kırk beş dakika alıyor varmamız. Yüksekliğe alışırken ilk gün biraz baş ağrısı yapıyor o yüzden ilaç bulundurmak faydalı. Yol üzerinde her yerde dua bayrakları var, “Praying Flags”. Manastıra çıkarken bayraklar alınıyor ve dileklerle yol üzerinde her yere asılıyor. Rüzgarla tüm dileklerin doğaya karıştığına ve iyiliklere, güzelliklere neden olduğuna inanıyorlar.

Cheri Monastry

17. yüzyıldan kalma bir Budist manastırı. 2.900 metrede dik bir yamaca inşa edilmiş. Budist rahipler (Monk) sabah akşam ayinlerine devam ediyor. Ülkenin %80’i Budist ve günlük hayatta da Budist öğretileri önemli bir yer tutuyor. Monklar neşeli ve çoğunun elinde iPhone var. Fotoğraf çektirmek için önce izin isterken çekiniyor insan ama sonra gülerken çekilen bol fotoğraf oluyor.

İkinci gün İstikamet Punakha…

Thimpu – Punakha geçişinin en heyecanlı yeri 3.088 metrede yer alan Dochu-la Pass ve manzara müthiş. Himalaya dağ silsilesinin 360 derecelik çarpıcı manzaralarını sunan dar geçidi aynı zamanda yüz sekiz anıt ile süslü. Karlı Himalayalarve aşağıda tapınaklar… Sonra Punakha vadisine iniliyor, özellikle iniş çok keskin virajlı o yüzden biraz baş ağrısı oluyor. Punakha ülkenin en verimli yeri. Ülkenin en eski ve ikinci en büyük kale manastırlarından Punakha Dzong listemizde görülecek yerlerde. Bir çivi bile kullanmadan inşa edilen Punakha Dzong çok etkileyici. Binanın yarısı halen devlet ofisi olarak kullanılırken diğer yarısı ise Budist monkların ibadet, eğitim yeri olarak kullanılıyor. Çocuk yaşta eğitim alan Budist öğrencileri burada bolca görülüyor. Çocuk her yerde çocuk; gülerek, koşarak oynuyorlar geleneksel giysileri içinde.

Bumthang

Bhutan’ın kültürel ve manevi kalbi olarak bilinen Bumthang, antik tapınakları ve kutsal alanlarıyla ülkenin ruhani mirasını keşfetmek isteyenler için ideal. Mistisizmi ve doğal güzellikleriyle büyüleyen şehir, Bhutan’ın ruhunu en derin şekilde hissettiren bölgelerden biri.

Son durak Paro…

Son durak havalanın da olduğu Paro. Bhutan seyahatinin en önemli kısmını oluşturan “Tiger’s Nest” yürüyüşü burada. Bhutan’la özdeşleşmiş bir görüntü Tiger’s Nest. Uçak inişe geçince uzaktan görülüyor. İlk gün uçağın penceresinden seyrederken seyahatin son gününde oraya tırmanacağına inanamıyor insan. Ama beşinci günde hem yüksekliğe hem de dağlara devamlı tırmanmaya alışıyor vücut, merak etmeyin 😊 Taktsang (Tiger’s Nest) Manastırı 3.120 m yükseklikte dik bir yamaca inşa edilmiş. Yürüyüş yolunun başında yukarıda minicik bir nokta olarak görülen manastır, sarp bir kayalıkta olduğu için ulaşılması imkansız gözüküyor. Manastıra giden yol çam ormanından geçen ve kötü güçlerden koruduğuna, pozitif enerji, şans, bereket getirdiğine inanılan bir yol. İki saat 15 dakikalık dik bir yokuş tırmanışı ile çıkılıyor manastıra. İniş daha kolay, yaklaşık bir buçuk saat sürüyor.

Konaklama: Doğa ve Lüks Bir Arada

Bhutan gezisini iki, üç ayrı yerde konaklayarak planlamak gerekiyor. Aman Grubu, Six Senses Grubu ve Gomo Grubu’nun ülkenin farklı yerlerinde otelleri var. Her otelin olduğu yerde farklı görülecek yerler var.

Amankora Punakha Lodge

Dünyaca ünlü butik otel zinciri Aman Resort’un bölgedeki beş vadiye yayılmış Amankora otelleri, Bhutan’daki günlük yaşama dair ipuçları sunması açısından oldukça önemli. Bir çiftlik evini andıran Punakha Aman, doğayla iç içe bir deneyim yaşamak isteyenler için ideal. Pirinç tarlaları ve Mo Chhu Nehri manzarasına sahip olan otele, dua bayraklarıyla süslenmiş bir köprüden geçilerek ulaşılıyor.

Six Senses Bhutan

Bhutan’ın en çok ziyaret edilen vadilerine yayılmış olan Six Senses Lodge’ları, geniş pencereleri ve açık alanlarıyla doğa ile iç içe bir konaklama deneyimi sunuyor. Her bir lodge, yerel dokularla şekillendirilmiş özgün bir karaktere sahip. Thimphu’nun dağ manzarasından Punakha’nın subtropikal atmosferine kadar, her süit bulunduğu çevrenin ruhunu yansıtıyor. Yerel ve batı mutfağının harmanlandığı restoranlar ise otelin kendi sebze ve ot bahçesinden ilham alıyor.

COMO Uma Paro

Muhteşem Paro Vadisi’nde doğa ve lüksü birleştiren COMO Uma Paro, Bhutan’ın kültürel ve doğal mirasına saygı duyan bir tasarıma sahip. Geleneksel el sanatlarıyla süslenmiş süitleri ve mevsimsel malzemelerle hazırlanan yemekleriyle dikkat çeken COMO Uma Paro, ağaçlarla kaplı bir tepede konumlanarak Paro kasabasına bakıyor ve Bhutan’ın uluslararası havaalanına sadece on dakika uzaklıkta.

Size Özel Seyahat Programı, Detaylı Bilgi ve Rezervasyon:
travel@julesverne.com.tr