Avrupa’nın Keşfedilmesi Gereken En Güzel Kasabaları

10 Nisan 2023

Her meraklı gezginin Avrupa rotasında tarihi, kültürü ve mimarisiyle dikkat çeken şehirler kadar daha az bilinen kasabaları da vardır. İster Avusturya’da göl kenarında bir kasaba, ister Hırvatistan’da akıldan çıkmayan bir köy olsun Avrupa’nın henüz keşfedilmemiş ama kesinlikle görülmeye değer, dolaşmaktan asla sıkılmayacağınız birbirinden güzel kasabalarını sizler için yazdık.

Portekiz’den Çek Cumhuriyeti’ne, İsviçre’den Slovenya’ya, Malta’dan İspanya’ya, Danimarka’dan Belçika’ya, Avusturya’dan Hırvatistan’a, İspanya’dan İrlanda ve Yunanistan’a uzanan “Avrupa’nın az bilinen ama mutlaka görülmesi gereken en güzel kasabaları”…

Český Krumlov, Çek Cumhuriyeti

Bohemya’nın incisi olarak da adlandırılan Český Krumlov’un hiç bozulmamış Orta Çağ sokaklarında yürürken kendinizi adeta bir film setinde hissedebilirsiniz. Prag’a 3 saatlik karayolu mesafesindeki UNESCO tarafından korunan Český Krumlov, labirent gibi ilginç sokakları, gotik yapıları ve gizemli şatolarıyla adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Ülkenin 2. Başkenti konumundaki Český Krumlov’da şehre önemli eserler bırakmış Eggenberg’lere ait Eggenberg Şatosu ve bira evi mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında. Güzel havalarda şehrin içinden geçen nehir üzerinde kano yaparak, şehri bir de bu açıdan keşfedebilirsiniz.

Lauterbrunnen, İsviçre

İsviçre Alplerinin arasında tam 72 tane görkemli şelale ile çevrili bir vadide yer alan Lauterbrunnen doğası ve geleneksel mimarisi ile kartpostalları aratmıyor. Interlaken’in 20 dakika güneyinde, U şeklindeki bir vadinin dibinde yer alan Lauterbrunnen, Goethe ve Lord Byron şiirlerine ilham kaynağı olan Staubbach Şelaleleri ile ünlü. UNESCO Dünya Mirası listesindeki Jongfrau – Aletsch bölgesinde yer alan vadide temalı gezi rotaları var. Tabelaları takip edebilir ya da rehberli turlara katılabilirsiniz.

Bled, Slovenya

Bir ülke düşünün ki yüzde 70’i milli park ve yeşil alanlardan oluşsun.  Jülyen Alperine ve sayısız göle ev sahipliği yapan korunmuş muhteşem doğası ile Slovenya kesinlikle görülmeye değer! Slovenya’nın en önemli turistik bölgesi ise Triglav Milli Parkı. Park içinde bulunan Bled ve Bohinj Gölleri eşsiz doğal güzellikleri ve alternatif tatil imkânlarıyla büyülüyor. “Anda” kalmak isteyeceğiniz bir duygu ve sonsuzluk hissi uyandıran Bled Gölü, Slovenya’nın Bled kasabasını tüm dünyaya tanıtan bir güzelliğe sahip. Fantastik mavi-yeşil göl, dağların ortasında parlarken doğanın renkleriyle günün her saati farklı manzaralar sunuyor.⁠⁠ Gölün ortasındaki Bled Adası, adanın üzerindeki St. Martin Kilisesi’nin çan sesleri, tarihi 1000’li yıllara dayanan Bled Kalesi, 600 metre bir tırmanışla ulaşıp, gölü tepeden görebileceğiniz Ojstrica burayı masalsı kılıyor. ⁠ Bled’in en önemli özelliği sadece seçkin turistlerin rağbet ettiği bir tatil bölgesi olması. Yaz aylarında Bled Gölü’nde yapılacak tüm doğa sporları ve yüzme yarışlarına ev sahipliği yapan kasaba, kış aylarında ise uluslararası kongrelerin, ayrıca kayak ve kış dağcılığı sporlarının üssü haline geliyor.

Mdina, Malta

Akdeniz’in en temiz plaj ve sularına sahip birkaç yerden biri olan Malta, kristal bir maviliğe bürünen denizi ve güneşin altında altın gibi parlayan kale surlarıyla “deniz – kum – güneş” üçlüsünü sevenler için şahane bir destinasyon! Akdeniz’in içinizi ısıtan sıcak güneşi ve berrak sularıyla yıkanan önemli tarihi ve kültürel mirasa sahip iki ada bölgesini bir arada görme imkanı sağlayan Malta’nın eski başkenti Mdina, ziyaretçilerinin keşfetmesi için açık kiliseleri, yeraltı mezarları ve sarayları ile Orta Çağ ve Barok mimarisinin olağanüstü örneklerine sahip. Yılda 3000 saat üzerinde güneş ışığı alan ada, iklimi için bile seyahati hak ediyor.

Ronda, İspanya

Güney İspanya’nın Endülüs Bölgesi, İspanyolların karmaşık ruhunu yansıtan, her şeye rağmen orijinalliğini koruyan ve doğal güzelliği ile büyüleyen, bambaşka bir dünya. Dağlar arasında gizlenmiş Orta Çağ kenti görünümündeki uçurumun kenarına inşa edilen evleri ve göz kamaştırıcı tarihi köprüleri ile Ronda kesinlikle görülmeye değer! Kızgın güneşin, serin gölgelerin, tatlı rüzgarların ve çamların diyarı Ronda göz alabildiğine uzanan zeytinliklerle ve yeşilin bin bir tonuyla kaplı. Bölgeyi tanımlayan Mağribi mimarisini ve labirenti andıran sokaklarının dışında Ronda’yı diğerlerinden özel kılan ekstra özelliği ise konumu. 400 metrelik bir uçurumun kenarında inşa edilen evleri, nefes kesici manzarası ve kanyona yayılan üç köprüsü ile göz kamaştıran bu büyüleyici kasaba akıllara durgunluk veren bir mühendislik harikası niteliğinde.

Tarihi Ronda kasabasının simgesi “Puento Nuevo” köprüsü, 18. yüzyıldan kalan Casa del Rey Moro, İspanya’nın hâlâ kullanılan en eski arenası, 1785’te inşa edilen “Plaza de Toros” Ronda’nın simgeleri. Biraz doğa ve lezzet de arıyorsanız şarap tadım turlarına ve zeytinyağı gezilerine katılmalısınız.

Dinant, Belçika

Belçika’nın en güzel şehirlerinden, pırıl pırıl Meuse nehrinin iki yakaya ayırdığı Dinant kesinlikle keşfe değer! Bu kasabayı listemize almamızın sebebi sadece Belçika’nın en eski kasabalarından biri olması değil, aynı zamanda en büyüleyici noktalarından biri olması. Belçika’nın Wallonia bölgesindeki Meuse Nehri üzerindeki bir uçurumun kenarında yer alan bu küçük Dinant kasabası, ufuk çizgisini tanımlayan Gotik katedrali ve 16. yüzyıl kalesiyle adeta bir Disney filminin ortamına benziyor. Mimari açıdan da oldukça zengin izler barındıran kasaba sahip olduğu doğa ile birlikte bir tablo gibi görünüyor.

Mimarisi ve manzarasıyla eşsiz bir görünüme sahip olan kalesi ile tanınan Dinant’ta Notr Dame Kilisesi ve kale, görülmesi gereken iki önemli yapı. Leffe birası ve şeker yerine bal kullanılarak yapılan desenli kurabiyeleri de oldukça ünlü. Saksafonun mucidi, Dinantlı Adolphe Sax olduğundan, bolca saksafon ile ilgili heykeller göreceksiniz.

Hallstatt, Avusturya

Dünyanın en ihtişamlı kraliyet sarayları, yemyeşil parkları ve etkileyici manzaralarıyla ziyaretçilerinin gözlerini kamaştıran Avusturya’nın en güzel köylerinden biri olan, UNESCO koruması altındaki Hallstatt, her mevsim ayrı güzelliği ile büyülüyor! Dünyanın yaşanacak en güzel şehirlerinden Viyana’ya 3 saat uzaklıkta bulunan Hallstatt, 7000 yıllık tuz madenleri, göl çevresinde olmanın sağladığı huzurlu doğası ve eşsiz kasaba ortamıyla Avusturya’nın göz bebeği. Halltätter Gölü kıyısında kurulan bu şirin kasaba, kartpostalları aratmayacak güzelliği ile geleneksel Avusturya köy mimarisinin de en güzel örneklerinden.  Göl kenarında yürüyüş yapmak, tuz madenini gezmek, mimarisine bayılacağınız evlerin önünde fotoğraf çektirmek ve meşhur Hallstatt birasından içmek bu sevimli köyde yapabileceğiniz aktiviteler arasında. Bu arada Hallstatt’ın yakınında bulunan diğer köyler de en az kendisi kadar güzel.

Cobh, İrlanda

Dramatik doğa manzaraları, romantik kale ve şatoları ile Cobh İrlanda’nın en güzel kasabalarından biri! Cobh Limanı Sydney’den sonra dünyanın ikinci büyük doğal limanı. Muhteşem sahili, göz alıcı yamaçları, yemyeşil doğası ve tertemiz havası ile kesinlikle keşfe değer! Cobh, deniz boyunca sıralanmış rengarenk evleri ve liman üzerinde nöbet tutan katedrali ile büyüleyiciliği adeta  yeniden tanımlıyor.  Titanik’in trajediden önceki son uğrak limanı olan bu şirin kasaba, gemiyi çevreleyen birçok tarihe de ev sahipliği yapıyor.

Kotor, Karadağ

Adriyatik kıyısında, fiyordu andıran Kotor Körfezi’nin güney ucuna doğru gittiğinizde bir Ortaçağ kenti karşılıyor sizi. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan ve Akdeniz’in en iyi korunmuş Ortaçağ kentlerinden biri olan Kotor, körfeze ayna gibi yansıyan dağ görüntüleriyle eşsiz bir fon oluşturuyor. Pitoresk kasabaları ile göz kamaştıran UNESCO Dünya Mirası kenti olan Kotor’un Venedik döneminde inşa edilen limanı, Orta Çağ dönemini yansıtan eski şehrin sokakları bir tarih dersi verir gibi. 12.yüzyıla ait bir kentsel yapı, labirenti andıran tarihi sokaklar, dün inşa edilmiş gibi büyük bir özenle korunan binalar, hareketli ama bir o kadar huzurlu bir hayat…

Tarihi şehir merkezi Stari Grad’a gittiğinizde kendinizi Açıkhava müzesinde hissedeceksiniz. Aziz Trifon Kilisesi, 13.yüzyılda inşa edilen Aziz Lukas Kilisesi, 19.yüzyıl mimari örneği Napoleon Tiyatrosu görmeniz gereken önemli mimari eserlerden birkaçı. Şehrin güzel manzarası için Fortification tepesine çıkmayı unutmayın!

Rovinj, Hırvatistan

Hırvatistan’ın kuzeybatısında bulunan İstria Yarımadası her ne kadar güzel kasabalarıyla tanınsa da Rovinj’in yeri gezginler için bambaşka! Bugüne kadar birçok seyahat dergisi tarafından “En Güzel Sahil Kenti” seçilen bu destinasyon, gerçek anlamda yaşayan bir kartpostal gibi. Adriyatik Denizi’ne hakim bir tepenin üzerine kurulan Rovinj sıra sıra dizilen teknelerle dolu limanı, renkli kafeleri ve Barok kilisesiyle mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Cadaqués, İspanya

Vahşi kıyı anlamına gelen Costa Brava’da, Cap de Creus yarımadasındaki kayalıklarının arasına saklanan bir mücevher olan Cadaqués kasabası; Küba’ya göçüp geri dönen kasaba sakinlerinin yaptırdığı süslü evleriyle dikkat çekiyor. Özellikle 20. yüzyılda Man Ray, Marcel Duchamp, Garcia Lorca, Pablo Picasso ve Salvador Dali gibi sanatçıların ilham yeri olan bu küçük balıkçı kasabası; her ne kadar Katalanlığı ile övünse de Fransa sınırına 30 km uzaklıkta yer almasının verdiği etkiyle Fransız kültüründen de dokular taşıyor.

Rothenburg ob der Tauber, Almanya

Almanya’nın güneyinde, Bavyera bölgesindeki adı gibi romantik, fantastik kasaba ve köylerle dolu meşhur rotası Romantik Yol’un göz bebeği, olduğu gibi korunmuş muhteşem bir Orta Çağ kasabası olan Rothenburg ob der Tauber kesinlikle keşfe değer! Yarı ahşap mimarili renkli evleri, kuleleri ve çeşmeleriyle bir Walt Disney prodüksiyonu kadar masalsı ama bir prodüksiyon olamayacak kadar gerçek! Büyüklerimizden dinlediğimiz masalların geçtiği Orta Çağ kasabası olduğuna inandığımız Rothenburg ob der Tauber 17. yüzyılın sonlarında, 12. yüzyıldan kalma iki kilisenin yıkıntıları çevresinde gelişmeye başlamış. 30 yıl Savaşları’nda ekonomik olarak çöken ve modern turizm onu keşfedene kadar sırasını bekleyen kasaba bugün parıldıyor.

Zermatt, İsviçre

İsviçre Alplerinde huzurlu, sessiz ve tam anlamıyla büyüleyen bir kasaba hayaliniz varsa, Zermatt kesinlikle doğru adres! Dağlarla çevrili bir vadide konumlanan Zermatt özellikle usta kayakçılar ve off-pist severler için çekici bir kış rotası. Araç trafiğine kapalı olan Zermatt kasabası, kış aylarında olduğu gibi yaz aylarında yemyeşil panoramasıyla ilgisini yitirmiyor. Keyifli vadi kasabası, muhteşem manzaraları, hayranlık uyandıran vadisi ile masalsı bir ambiyansı olan kasabanın kayak pistleri kadar gurme restoranları ve kültürel değerleri de bir o kadar ilgi çekiyor.

Cascais, Portekiz

Atlantik kıyısında kendi halinde küçük bir balıkçı kasabasıyken 1870’de Portekiz Kraliyet Ailesinin yazı geçirmek için geldiği Cascais, o gün bugündür Avrupa elitlerinin radarında. Lizbon’dan 30-40 dakikalık sürüş mesafesindeki Cascais ise “Portekiz’in St. Tropez’i. Mütevazı ruhunu kaybetmeden beş yıldızlı konfor ve hizmet arayanları mutlu eden Cascais ve çevresi, golf tutkunlarının da vazgeçemediği bölgelerden… “Ülkenin zengin sahil kasabalarından biri olan Cascais’de dolaşırken bu farkı hissedebilirsiniz. 30 km uzunluğundaki sahil şeridi, yüzlerce yıllık dükkânları, sanat dolu Museum Quarter bölgesi, taze deniz mahsulleri, sokak sanatı ile keşfettikçe daha da güzelleşen yerlerden. ⁠Cascais’in ünlü plajlarından denize girmeli; şarapları ve bağları ile büyük üne sahip bölgede Quinta do Cotto bağları dolaşılmalı; okyanus dalgalarının kayalıkları oymasıyla oluşmuş dev yarık Boca de Inferno gezilmeli.

Ribe, Danimarka

1300 yıldan daha eski bir geçmişe sahip olan Ribe, Danimarka’nın yanı sıra tüm İskandinavya’nın da en eski şehirlerinden bir tanesi. Sekizinci yüzyılın başlarında kurulmuş olan bu şirin kasaba, pitoresk katedraller ve Arnavut kaldırımlı sokaklarındaki yarı ahşap evleri ile görülmeye değer.

Kastraki, Yunanistan

Pastoral bir manzaraya sahip olan kırmızı çatılı Kastraki kasabası, Yunanistan’da akla gelebilecek en iyi arka planlardan birine sahip. Bölgedeki en şirin kasaba olma özelliğini taşıyan Kastraki’de gökyüzüne binlerce metre uzanan kaya sütunları üzerindeki Orta Çağ binalarını görmek için panjurlarınızı açmaktan daha etkileyici bir manzara hayal etmek zor.

Zell am See, Avusturya

Avusturya’nın Salzburg eyaletinde yer alan Zell am See, modern ve iyi konumlanmış kayak pistleriyle Alp dağlarındaki kış turizminin en hareketli noktalarından biri. Bölgedeki Schmitten Dağı, hem kayak hem de hiking için oldukça ideal. Yemyeşil dağların dibinde, göl kenarındaki eşsiz konumu ile tabloları aratmayacak bir güzelliğe sahip olan bu şirin kasaba kuşkusuz hiç geri dönmek isteyemeyeceğiniz yerlerden.

 

Size özel seyahat programı ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr

 

JULES VERNE GEZİLER

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

    Mesajınız kapsamında bizlere iletmiş olduğunuz veriler arasında; ırk, etnik köken, siyasi
    düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık ve kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika
    üyeliği, sağlık, cinsel hayata ilişkin veriler, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler,
    biyometrik ve genetik verilerin bulunmadığından emin olmanızı rica ederiz.
    *Doldurulması zorunlu alanlar
    Bilgi güvenliğiniz bizim için önemli, o yüzden %100 gizlilik sunuyoruz.

    Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Açık Rıza Metni

    Onay vermiş olmanız halinde kişisel verileriniz ABH Turizm Temsilcilik ve Ticaret A.Ş.- (JULES VERNE BUSINESS MICE TRAVEL) tarafından;

    Ürün ve hizmetlerimizin sizlerin beğenilerinize, kullanım alışkanlıklarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre özelleştirilerek sizlere önerilmesi; analiz, segmentasyon veya hedefleme çalışmalarının yürütülmesi; size özel ürün veya hizmet tekliflerinin, yeni ürün duyurularının, kampanyaların, promosyonların sunumu ile diğer pazarlama aktivitelerinin yürütülmesi; anket ve müşteri memnuniyet ölçümü çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve bu kapsamda sizlerle elektronik yollarla iletişime geçilmesi amaçları ile işlenebilecek ve amaçlar doğrultusunda hizmet aldığımız üçüncü kişi tedarikçilerimizle paylaşılabilecektir.