Bu yaz, vize prosedürleriyle uğraşmadan her biri kendine has özellikler barındıran Yunan adalarının masmavi sularına dalabilir, güneşli plajlarında dinlenebilir ve tarihi dokuyla harmanlanmış sokaklarında keşfe çıkabilirsiniz. Midilli, Sakız, Sisam, Limni, Leros, Kalimnos, Kos, Simi, Rodos, Meis adaları kendine özgü güzellikleri ve atmosferiyle unutulmaz bir tatil vadediyor.
Türkiye’deki belirli kıyı bölgelerinden deniz yoluyla gelen ziyaretçiler, bu 10 adaya vardıklarında 7 günlük vize başvurusunda bulunabiliyor. Yunan Adaları kapıda vize uygulaması ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Peki hangi adaya gitmelisiniz? Kendine özgü güzellikleri ve atmosferi olan bu 10 ada arasından seçim yapmak zor olabilir. Her bir adanın öne çıkan özelliklerini, tarihi ve doğal güzelliklerini, plajlarını ve yapılacak aktivitelerini sizler için derledik.
Midilli (Lesvos)
Yunanistan’ın en büyük 3. adası olma özelliğine sahip olan Midilli, sakin ve huzurlu yaşamıyla Ayvalık’ın tam karşısında yer alıyor. Daracık sokakları, kıyı boyu otelleri ve sevimli tavernaları ile kendine özgü kalabilmiş bir ada burası. Çam ağaçları ile kaplı muhteşem bir tepede Helenistik döneme uzanan Midilli Antik Tiyatrosu; Arnavut kaldırımlı sokakları, kalesi ve plajı ile adanın en özel kasabası Molivos ve Osmanlılar tarafından yaptırılan Sigri Kalesi’ni ziyaret edip, bu küçük ama bir o kadar da sevimli adanın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Merkezinde “Panagias tis Glikofilousas” kayasının üzerinde kilise olan Petra’yı da mutlaka görmelisiniz. Çakılsız plajı ve eğlenceli tavernaları bu bölgeyi güzel kılan detaylardan. Skala Skamnia’da ise adanın en güzel deniz ürünlerini yiyebilirsiniz.
Sakız (Chios)
Tarihi ilk çağlara kadar uzanan Sakız Adası, Ege’deki beşinci büyük ada olup, Çeşme’nin hemen karşısında yer alıyor. Adını burada yetişen sakız ağaçlarından alan adanın, özgün mimari karaktere sahip birbirinden güzel irili ufaklı 66 köyü bulunuyor. Pitoresk Orta Çağ köyleri, arkeolojik sit alanları, kaleleri, müzeleri, kiliseleri ve manastırları ile tarihi yansıtan adada görülmesi gerekenler listesi ise bir hayli kabarık. 11. Yüzyılda inşa edilip ve UNESCO tarafından da Dünya Kültürel Mirası olarak ilan edilerek koruma altına alınmış Nea Moni Manastırı, Bazilika Kilisesi Agios İsidoros, Chios Bizans Müzesi ve Apolichnoi Kalesi görülmesi gereken yerlerden sadece birkaçı.
Sisam (Samos)
Susam Adası olarak da bilinen Samos, Kuşadası’nın hemen karşısında yer alıyor. Antik dönemde kültür merkezi olan ada; Artemis Tapınağı ve Heraion gibi tarihi yapılarının yanı sıra ünlü matematikçi Pythagoras’ın doğum yeri olması açısından oldukça önemli yerlerden. Ülkemize en yakın Yunan adası olmasının yanında bölgeye özgü yemekleri, enfes sahilleri, tavernaları ve tarihi mekanlarıyla göz kamaştıran ada; ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Burada Cenevizlilerden Romalılara, Perslerden Fenikelilere kadar pek çok uygarlığın izlerine rastlayabilirsiniz.
Limni (Lemnos)
Tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle büyüleyici bir atmosfer sunan Limni, Ege’nin gizli cennetlerinden bir diğeri. Antik çağlardan günümüze kadar uzanan zengin tarihi ve kültürel mirası ile ziyaretçilerine büyüleyici bir seyahatin kapısını açan ada, eşsiz plajları, turkuaz denizi ve sakin koylarıyla keşfedilmesi gereken yerlerden. Ada üzüm ve zeytin yetiştiriciliği konusunda oldukça meşhur. Çatı yerine doğal görünümlü kayalık bir kubbeye sahip olan Panagia Kakaviotissa Kilisesi, Sigri Köyü ve adanın en büyük şehri unvanına sahip Hephastia Antik Kenti adada mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Leros (İleryoz)
Tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle göz kamaştıran Leros, Yunan adaları arasında belki de en sakin olanı. Sadece 8 bin nüfusa sahip olan ada; kıvrımlı sahil şeridi ve sakin sokaklarıyla huzur arayanların beklentilerini fazlasıyla karşılayan yerlerden. Adanın dini önemini yansıtan mimarisi ve iç tasarımıyla ziyaretçilerini etkileyen Agia Marina Kilisesi, küçük balıkçı köyü olan Panteli ve tepedeli konumuyla gözlerden kaçmayan Leros Kalesi adada mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Vromolithos ve Xirokampos gibi plajlar ise temiz suları ve doğal güzellikleriyle keyifli vakit geçirmek isteyenler için oldukça ideal.
Kalimnos (Kalymnos)
“Sünger dalgıçlarının adası” olarak da bilinen Kalimnos; zengin bir tarihe, etkileyici manzaralara ve eşsiz denizcilik geleneklerine sahip en güzel Yunan adalarından biri. Kos ve Leros arasında yer alan bu ada; tarihi ve dini anıtların, geleneksel ürünlerin ve mükemmel plajların harika bir kombinasyonunu oluşturuyor. Pothia, Chrysocheria Kalesi, Diliou Apollo Tapınağı, Kalimnos Arkeoloji Müzesi, Neoclassiko Koleksiyon Binası, Kalimnos Denizcilik Müzesi, Agios Savaş Manastırı ve Papachatzis Sünger Fabrikası adada mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Kos (İstanköy)
Doğal güzellikleri ve altın kumlu plajlarının yanı sıra antik çağlardan kalma tarihi anıtları ve görkemli tarihinin kalıntıları ile Kos Adası, Türkiye’ye en yakın adalardan biri. Modern tıbbın kurucusu Hipokrat’ın doğduğu ve yaşadığı yer olarak bilinen, bize yakın kültürü ve sempatik mimarisi ile sımsıcak ve “evde gibi” hissetiren ada; sakin, mütevazi ve doğayla baş başa bir Ege tatili geçirmek isteyenler için benzersiz bir destinasyon! 14. Yüzyıldan kalan Şövalye Şatosu’ndan Hipokrat Heykeli’ne uzanan derin tarihi; uzunluğu 300 km’yi bulan kumsalları ile doğayı; jet-ski, para-sailing, rüzgar sörfü ile macerayı Kos Adası’nda mutlaka yaşamalısınız.
Symi (Sömbeki)
Rodos Adası’nın 41 km kuzeyinde bulunan Symi Adası, Yunan adaları içinde romantizmin en yüksek olduğu adalardan biri. Ada, kıyıya dizilmiş rengarenk evleri, hareketli liman bölgesi ve muhteşem plajlarıyla harika bir atmosfere sahip. Sessizliği, sakinliği, huzuru, bozulmamış doğası, eğlenceli aktiviteleri ile bulunduğu coğrafyayı çok güzel özetleyen bir ada burası. Adını deniz tanrısı Poseidon’un eşinden alan ada, Neo-klasik evlerin tablo havası verdiği eşsiz silueti ile misafirlerine unutamayacakları bir tatilin kapısını açarak, masal gibi bir tatil deneyimi için sizleri bekliyor. Günümüzde hac görevini yerine getiren Hristiyan halkın uğramadan yoluna devam etmediği, tarihi 300 yıl öncesine dayanan Panormitis Manastırı; nefes kesici güzelliğe sahip Nos, Agia Marina, Agios Nicholas ve Marathounda Plajı kesinlikle görülmeye değer yerlerden.
Rodos
On İki Adalar’ın en popüleri olan Rodos, şehirleşmiş yapısıyla dikkat çekiyor. Az bilinen Yunan Adaları’na göre daha bilinir olan ada, aileler için hem kolay ulaşımı hem de ada yapısı ve aktiviteleriyle tercih sebebi. Girit’ten sonra ikinci büyük ada olan Rodos’un Osmanlı izlerini taşıyan Old Town’u bir yana, adanın Yunan ruhunu taşıyan köşeleriyle iki kültürü bir arada yaşayabiliyorsunuz. Arkeoloji Müzesi, Ustalar Sarayı, Surlar Lindos Antik Şehri adanın mutlaka görülmesi gerekenler listesinde. Adanın daha az bilinen, bakir koyları ise deniz keyfi için keşfedilmeyi bekliyor.
Meis (Kastellorizo)
Yunanistan’ın en küçük adası olma özelliğine sahip olan Meis, sakin ve huzurlu yaşamıyla Kaş’ın tam karşısında yer alıyor. Daracık sokakları, kıyı boyu otelleri ve sevimli tavernaları ile kendine özgü kalabilmiş bir ada burası. 400 basamakla ulaşabileceğiniz Saint George Manastırı; kırmızı kubbesiyle ilgi uyandıran Osmanlı Camii ve Rodos Şövalyeleri’nce kurulan tarihi Kızıl Kale’yi ziyaret edip, bu küçük ama bir o kadar da sevimli adanın tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Küçük bir koyun etrafında dizilen evleriyle, sıra dışı bir yerleşim yeri olan Visit Kastellorizo Köyü’nü de mutlaka görmelisiniz.
Türkiye’den Yunan Adaları’na seyahat ederken kapı vizesi için gereken evraklarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Size özel Yunan Adaları seyahati planlaması için:
travel@julesverne.com.tr
