2018’in ilk ayını geride bıraktığımıza göre bu yılın seyahat planlamalarına başlayabiliriz. Siz de, resmi tatil günlerinden faydalanıp seyahatlerinizi bu tarihlerle birlikte değerlendirmeyi tercih ediyorsanız bu yazı tam da size göre! Bu sene 3-4 günlük tatiller kadar tam 9 gün sürecek bir Kurban Bayramı var. Hem yakın destinasyonları hem de hep gitmek islediğiniz uzak rotaları tek bir yazıda topladık. 2018 resmi tatil günlerine göre derlediğimiz, en güzel mevsimlerinde yeni deneyimler yaşayacağınız destinasyon önerilerimiz…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı – 3 Gün
(21-23 Nisan)
Valencia
Son 20 yılda yaşadığı cesur gelişmelerin ardından İspanya’nın üçüncü büyük şehri olmanın ötesinde sıfatlarla anılmaya başlayan Valencia’yı keşfetmenin tam zamanı. Ülkenin çarpıcı mimari eserlerine ev sahipliği yapan Valencia aynı zamanda yemyeşil alanlarıyla da “betona boğulmuş kent” algısını da yerle bir ediyor. Sanat ve bilim şehri olarak kurulan iddialı mimarisiyle dikkat çeken Ciudad de las Artes y las Ciencias; renkli sokakları ve paella’nın anavatanı olan Valencia baharda cıvıl cıvıl…
Yapmadan Dönmeyin:
- Sanat ve Bilim Şehri olarak tasarlanan Ciudad de las Artes y las Ciencias sıra dışı mimarisi ve ev sahipliği yaptığı farklı komplekslerle mutlaka görülmeli.
- Bir dere yatağından dönüştürülen ve şehri boydan boya kesen Turia Bahçeleri gerçekten muazzam. Bir ucu Ciudad de las Artes y las Ciencias kompleksine uzanan bahçelerin içerisinde farklı küçük bahçeler de var.
Lizbon
Portekiz’in başkenti Lizbon’un şöyle karakteristik bir özelliği var; buranın nostaljik hali size yeni duygular hissettirebiliyor. Tabi bunda en büyük pay yenilenmeye başlayan yapıları ve mahalleleri… Bir zamanlar sokaklarından sayıyla insan geçen mahallelerinde kurulan pazarları; birbiri ardına açılan stil sahibi mekanları ile gençleşen semtleriyle sanat müzelerinden konaklarına kadar korunan tarihi çekiciliği bir bütün içinde duruyor. Bir yükselip bir alçalan yokuşlarıyla ünlü Lizbon’u keşfetmenin en keyifli yanı ise sembol haline gelen sarı tramvaylarına binecek olmanız…
Yapmadan Dönmeyin:
- İlk görüntüye aldanmayın, sokaklarında kaybolun diyeceğimiz Alfama, Lizbon’un en güzel bölgelerinden biri. Kalenin etrafında konumlanan bölge büyük Lizbon depreminden oldukça az hasarla kurtulduğu için tarihi şehir ruhunu çok iyi yansıttığını söyleyebiliriz.
- 2005 yılında Santos Design District olarak markalaşmasının ardından bohem havasını burada açılan tasarım dükkânlarına borçlu olan Santos semtini dolaşmak keyif verici.
Sicilya
Akdeniz kültürünün mutfağından mimarisine; ikliminden yaşam stiline kadar her noktasına işlediği İtalya’nın merak uyandıran adası Sicilya keşfetmeyi sevenler için bir hazine gibi. Yunan tapınakları, Norman kiliseleri, Barok saraylarıyla kültür beşiği gibi. Bununla birlikte henüz pek keşfedilmemiş güney sahillerindeki plajları da heyecan veriyor. Lokasyonu sayesinde bahar aylarında bile erken yaz sıcaklığını yaşayabilmeniz de bir başka güzel haber!
Yapmadan Dönmeyin:
- Akdeniz ticaret yolunun kavşağında olmasıyla birlikte Fenikelilerden Romanlara; Yunanlardan İspanyollara kadar birçok medeniyetin e kültürün etkisinde kalan Palermo adeta yaşayan bir müze.
- Antik Yunan’ın en büyük şehirlerinden biri olan Siracusa’nın (Syracuse) dört tarafı denizle çevrili tarihi şehir merkezi ana karaya köprülerle bağlantılı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü – 4 Gün
(28 Nisan – 1 Mayıs)
Aix En Provence & Avignon
Marsilya Havalimanı’ndan yarım saat uzaklıktaki Aix en Provence, Provence bölgesinin incisi! Ağaçlarla kaplı caddeleri, tarihi evlerle süslü dar sokakları, her küçük meydanda bile pitoresk bir görüntüye dönüşüveren irili ufaklı su çeşmeleri ve her kafeden yükselen neşeli kahkahalarıyla size yaşam enerjisi veriyor. Aix en Provence’ın kartpostalı andıran ambiyansını keşfederken yenilendiğinizi hissediyorsunuz. Yolda yürürken bile hissedeceğiniz sanatsal ruhunu ise Paul Cézanne ve Emile Zola’nın yolunun buradan geçmiş olmasına borçluyuz.
Tarih, tarih, tarih… Avignon sahip olduğu ve koruduğu tarihini mimarisinden sanatına kadar her kültürel alanda gururla yaşatıyor. Aix en Provence ile 1 saat uzaklıkta konumlanan Avignon’un Ortaçağ surları içerisinde kurulan tarihi şehir bölümü dönem filmlerindeki platoları andırıyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- Cours Mirabeau Aix en Provence’ın ana caddesi. Ağaçlarla ve tarihi binalarla dolu olan caddede boydan boya yürüseniz bile görsel olarak doyuma ulaşabilirsiniz. Buradan dar sokaklara girip şehrin gizli güzelliklerini keşfedebilirsiniz.
- Avrupa’daki en büyük ve en önemli ortaçağdan kalma Gotik yapılarından biri olan Avignon’daki Palais des Papes’ı mutlaka görün.
- Bisiklete binmeyi seviyorsanız Avignon’u bisikletle gezmenizi öneririz. 14. yüzyıldan kalma saat kulesi Place de l’Horloge2’dan başlayarak sokaklar arasında kaybolun; küçük meydanları arasında gizlenen butiklerini ve sempatik kafelerini keşfedin.
Stockholm
14 ada üzerine kurulan Stockholm, İskandinavya’nın en güzel şehirlerinde biri. Zarif bir şekilde planlanan semtleri, köprülerle birbirini takip eden adacıkları, adalar arası dolaşan feribotların ortaya sunduğu manzaralarıyla içinizde bir ferahlık hissi yaratıyor. Minimalizmin başkentinde geçireceğiniz 24 saat bile size kendinizi daha mutlu hissettiriyor. Kesinlikle benzersiz, fazlasıyla pozitif ve yaratıcı olan bu şehirde “yeni” olarak tanımladığınız bir dükkânı, bir sokağı, bir binayı keşfetme arzusuyla doluyorsunuz.
Yapmadan Dönmeyin:
- Kungsholmen Adası’nda yer alan belediye binası Stadshuset özellikle kulesinden sunduğu panoramasıyla meşhur.
- İsveç’in ilk açık hava müzesi Skansen Open-Air Museum; modern sanat müzesi Moderna Museet; çağdaş fotoğraf sanatına adanan Fotografiska görülmeye değer.
Marakeş
Bir masal dünyasına benzeyen Marakeş, fantastik hikayeleri olan bir şehir. Mistik ve oryantal dokulara sahip bir keşif için gezginlerin gözdesi olan bu şehir son yıllarda daha da çok merak ediliyor. Kızıl renginin şehir sembolüne dönüştüğü Marakeş bu mimarisiyle kızıl bir çehreye sahip. Eski şehir Medina ve modern binalardan oluşan Guéliz bölümleriyle hem yeni hem de eskiyi aynı anda yaşatan kent başka bir döneme ait gibi duruyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- Gerçek bir Marakeş deneyimi yaşamak için, eski şehir Medina’da, arabaların giremediği dar sokaklara gizlenen riad tipi otellerden birinde kalmalısınız. Lüks tasarımları ve büyülü avlularıyla her biri baş döndürücü!
- Yeni açılan Musée Yves Saint Laurent ünlü tasarımcının 40 senelik kariyerini anlatan koleksiyona ev sahipliği yapıyor.
Ramazan Bayramı – 4 Gün
(14 – 17 Haziran)
Normandiya – Fransa
Fransa’nın kuzeyindeki Normandiya Bölgesi, İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli çatışmalarına ev sahipliği yapmış hatta savaşın kaderini değiştirmesiyle tarihsel olarak büyük bir önem taşıyor. Her sene düzenlenen American Film Festivali ile ünlü Deauville ve pitoresk liman kenti Honfleur Normandiya’nın keşfetmesi en keyifli iki destinasyonu. Yaz sezonuyla birlikte parti havası estiren Deauville, Parisli zenginlerin buraya akın etmesiyle başka bir havaya bürünüyor. Festivalleri, ünlü at yarışları, yat yarışları, tenis ve gol turnuvalarıyla bir şölen yerine dönüşüyor. Arnavut kaldırımlı sokakları, ahşap evleri ve şık butikleriyle ünlü Honfleur ise Rönesans esintisi ve 17.yüzyılda inşa edilen limanıyla zamanda asılı kalmış gibi.
Yapmadan Dönmeyin:
- Alman askeri işgalinden kurtulmak için yapılan çıkartmaların adresi D-Day plajları sırasıyla Sword, Juno, Gold, Omaha ve Utah plajlarından oluşuyor. Gold Beach ve Omaha Beach’i mutlaka gezmelisiniz.
- U şeklindeki konumuyla üç tarafı geleneksel evleriyle çevrili olan Honfleur Limanı’nın kalbindeki Vieux Bassin tarihi limanında ister gündüz ister hava karardıktan sonra yürüyüşe çıkın.
San Sebastian – Biarritz
İspanya’nın kuzey kıyısındaki gastronomi mabedinin başarısının sadece kendi sınırları ile kaldığı yanılgısına kapılmayın! Dünya gastronomisinde büyük ve değerli bir yeri olan San Sebastian Michelin yıldızlı restoranlarıyla her yıl gurmelerin radarında. Asırlık köklü gastronomi geleneğinden gelen Bask mutfağı yaratıcı şeflerle modern, farklı ve övgüyü hak eden tariflere dönüşüyor. Tabi ki San Sebastian Michelin yıldızlı restoranlarından ibaret değil. Bask Bölgesi’nin simge yapılarından María Cristina Hotel, Victoria Eugenia Tiyatrosu, Iglesia de Santa Maria del Coro gibi tarihi binaları; altın rengi kumsalı ve turkuaz sularıyla La Concha koyu bu şehrin çekim yerleri…
Yapmadan Dönmeyin:
- San Sebastian mutfağı sadece Michelin yıldızlı restoranlarıyla sınırlı değil. Bask mutfağının asıl yıldızı olan Pintxo’ları tadacağınız barlarında gurme yolculuğuna çıkın.
- San Sebsatian’a 15 dakika uzaklıkta Hernani kasabasında yer alan Museo Chillida-Leku braçık hava müzesi. Basklı heykeltraş Eduardo Chillida’ya adanan bu park-müzeyi görmelisiniz.
İzlanda
Bir yanda buzulları bir yanda yerin altından yükselen sıcak su kaynaklarıyla “Buz ve Ateş Ülkesi” benzetmesiyle dünyada tanınan İzlanda demek “inanılmaz” kelimesini çok sık kullanacağınız bir seyahat demek. 325.000 nüfusu olan ülkenin nüfus yoğunluğu tabi ki başkent Rejkjavik’te yoğunlaşıyor. Gezginlerin ve doğa tutkunlarının “mutlaka yapılacaklar” listesinde yer alan İzlanda’yı Kuzey Işıkları, gösterişli şelaleleri, soğuk iklimine rağmen şaşırtıcı sayıda kaplıcaya ev sahipliği yapması, siyah kumlu plajıyla sizi bir duygudan bir başka duyguya bir anda sürükleyebiliyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- Ülkede birçok kaplıca bulunsa da içlerinde en ünlüsü Blue Lagoon! Masalları andıran turkuaz mavi görüntüsüne alıştıktan sonra sıcak suyun içinde bu anların tadını çıkarın.
- İzlanda’nın demirbaşı Golden Circle turu. 300 km’lik bir yolculuğu kapsayan rota üzerinde Thingvellir Milli Parkı, Strokkur ve Geysir, Gullfoss Şelalesi, Kerid Krater Gölü başta olmak üzere ülkenin en etkileyici doğal güzellikleri bulunuyor.
Kurban Bayramı – 9 Gün
(18-26 Ağustos)
Los Angeles – San Francisco
Uzun bir tatilin hakkı uzak destinasyonlarla çıkar! California’nın en güzel şehirleri Los Angeles ve San Francisco farklı karakterleri ve yaşam stilleriyle sanattan modaya; mutfaktan teknolojiye heyecan veren keşiflerle dolu. Cesur yaratıcıların ve eklektik dünya kültürlerinin erime potası olan Los Angeles, Hollywood’un ihtişamının ve cazibesinin çok ötesinde öneriler de sunuyor. Ilıman iklimi sayesinde her zaman güzel bir hava sunan Los Angeles, Şöhret Yolu dışında etkileyici müzeleri, gurme restoranları, partileri, tasarım butikleri, lüks mağazalarıyla birçok beklentiye cevap veriyor. Bir yandan değişime açık bir yandan süregelen alışkanlıklarına bağlı olan San Francisco ise yenilikçi tavrı, çarpıcı manzaraları, farklı kültürlerdeki insanları ağırlamasıyla keşfetmesi heyecan veren şehirlerden. Viktorya döneminden evleri, teknoloji şirketleri, sanat galerileri, yaz aylarında hız kesmeyen açık hava festival ve etkinleriyle her zaman merak edilen olmayı başarıyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- Los Angeles’a geldiğinizde The Broad, The Getty Center ve LACMA müzelerine mutlaka zaman ayırmalısınız.
- 120 hektarlık bir alana yayılan The Huntington Library, Art Collections and Botanical Gardens in, Japon, Avustralya, Çöl, Gül, Orman, Subtropikal vb. farklı iklimlere özgü bahçelerini; çarpıcı eserlerin yer aldığı sanat galerisini ve özel kitap koleksiyonu ile kütüphanesini keşfedebilirsiniz.
- Pier 39 ve Fisherman’s Wharf iskeleleri turistik çekim merkezi olsa da cıvıl cıvıl atmosferi ve yüksek enerjisiyle size kendinizi iyi hissettiriyor.
- San Francisco’nun en merak uyandıran sokağı Lombard Street, Viktorya stili malikaneleriyle müzeden farksız.
İrlanda
İrlanda’yı neden çok seviyoruz? Çünkü çarpıcı doğal güzelliği, halkının sıcaklığı, zengin tarihi, kültür ve gelenekleriyle Kuzey Avrupa’nın sempatik ülkesi. Kendinizi evinizdeymiş gibi hissedeceğiniz İrlanda, Avrupa’nın en büyük kasabası hissiyatını veriyor. Kasaba benzetmesinin altında yatan sebepler ise lokal ruhu koruması, doğallığı ve huzur veriyor olması. Dramatik manzaralar sunan kayalıkları, bakir koyları, Dublin’in içinizi kaynatan yaşamı, masallardan fırlamış gibi duran şatolarıyla kısa bir süreliğine de olsa siz de bu hikâyeye ortak olun. Ülkenin başkenti Dublin; ülkenin en pitoresk manzaralarını sunan Killarney National Parkı; kontrastların, renklerin ve vahşi doğanın en çok yakıştığı Connemara bölgesi seyahat listenizde olsun!
Yapmadan Dönmeyin:
- Fortune Türkiye tarafından “Mutlaka görülmesi gereken 32 büyülü yer” arasında yer alan Moher Kayalıkları’nı görün ve bol bol fotoğraf çekin.
- Masal kahramanlarını bile kıskandıracak yemyeşil bir doğa içerisinde parlayan Kylemore Abbey’i daha fazla betimlemeyelim, siz gidin yerinde görün!
- Yüzlerce bira çeşidini bulacağınız Dublin’in geleneksel publarını keşfedin.
Çin
Coğrafik, etnik, mutfak ve sosyal yapısında çok çeşitli özellikler taşıyan Çin için sürekli gelişen bir ulus tanımı pek de abartı olmaz. İnsanlık tarihi boyunca derin izler bırakan Çin büyük şehirleri, dünya ekonomisindeki güçlü konumu, modern binaları ve geleneklerini koruyan yaklaşımıyla derin merak uyandırıyor. 1.5 milyar nüfusuyla dünyanın en kalabalık uluslarından biri olan Çin demek efsaneler, medeniyetler, tarihi ve kültürel zenginlikler demek. Eğer ilk kez Çin’e seyahat edecekseniz Pekin, Xian ve Şangay’dan oluşan bir rotayı izlemenizi öneririz. Kaos ve gelişimle birlikte anılan Çin’in başkenti Pekin; Antik zamanlarda ebedi şehir anlamına gelen Chang’an adıyla anılan Xian; modern yapıları ve kültürel miraslarıyla birlikte ülkenin finans ve ticaret merkezi olan Şangay sizi kendine hayran bırakacak.
Yapmadan Dönmeyin:
- Pekin’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve 980 ayrı binadan oluşan büyüleyici Yasak Şehir mutlaka görülmeli.
- M.Ö. 220 yılında yapımına başlanan Çin Seddi’ni gezmelisiniz. Çin Seddi’ni gezdikten sonra önerimiz “toboggan” denen kızaklarla iniş yapmanız.
- 1100 yıl boyunca Çin İmparatorluğu’nun başkenti olan Xi’an’da Qin Terra-cotta Savaşçıları ve Atları Müzesi’ni görmenizi öneririz.
- Finans merkezine dönüşen Şangay’ın estetik semti French Concession dolaşması en keyifli bölgelerinden.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı – 3 Gün
(27-29 Ekim)
Atina
Yanı başımızda, bizden hiç de uzak olmayan kültürel benzerlikleriyle Atina… Kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz Antik Yunan’ın en güçlü şehrini dünü ve bugünüyle yaşayın. Demokrasi, Batı Uygarlığı ve tiyatro denince akla ilk gelen Atina’nın mimarisinden sanatına; mutfağından eğlencesine öyle zengin bir geçmişi var ki size sadece bu zenginlikleri keşfetmek kalıyor. Genç modacıların ve grafik tasarımcıların Antik Yunan’a yeni yorumlar getirdiği şehir yeni ve eskiyi çok güzel harmanlıyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- Amerikalı arkeologlar tarafından kazılan Ancient Agora Museum’u gezin. Yerli ağaçlarla yeşillendirilen çehresiyle tarihi öğrenmek daha da keyifli.
- Akropolis’in en etkileyici fotoğrafını çekmek istiyorsanız Athens Gate Hotel’in çatısına çıkıp, Garden Rooftop’tan görüntülemenizi öneririz.
Barcelona
İsmini duyduğunuzu içinizi ısıtan, hemen seyahat etme arzusu uyandıran şehir gibi ama bir yandan sayfiye yeri gibi olan rengarenk Akdeniz şehri Barcelona… Akdeniz iklimi; tarihi yapıları, upuzun sahili, underground gece hayatı, her yıl düzenlenen festivalleri, zengin mutfağı, dünyanın en güçlü futbol kulüplerinden biri olan Barcelona Futbol Kulübü, parkları… Barcelona’yı sevmek için fazlasıyla yeterli! Yılın her dönemi canlı, sürprizlerle dolu.
Yapmadan Dönmeyin:
- Art Nouveau akımını bir ziyaretle öğreneceğiniz en başarılı örneği Sant Pau Art Nouveu Site ziyareti kesinlikle hak ediyor.
- Mercado de la Boqueria’yı mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz ama bir de Mercado de Santa Caterina’yı deneyin!
- Kahve seviyorsanız Barcelona’nın 3.dalga kahvecileri tam size göre!
Toulouse
Fransa’nın güneybatısının rengi, Midi-Pyrénées bölgesinin başkenti Toulouse’a Pembe Şehir denmesi boşuna değil. Tarihi mimarisini koruyan pembemsi tuğlalardan adını alan şehir Paris, Lyon, Nice gibi yüksek sesle iddiasını koymak yerine sessizce keşfedilmeyi bekliyor. Bu şehre gelenleri de onore edecek güzelliklerle karşılayan Toulouse aslında kendi reklamını yapmayı sevmiyor. Gelin, keşfedin, sonra konuşalım der gibi bir havası var. Sarayları, sanat adresleri, kendi mutfağına özgü spesiyalleri ve canlı yemek pazarlarıyla hayalinizden daha fazlasını yaşatıyor.
Yapmadan Dönmeyin:
- 1555’te varlıklı bir Toulouse tüccarı için inşa edilen bu masalsı pembe saray he mimarisi hem de 1994 yılından veri ev sahipliği yaptığı Bemberg Foundation’a ait sanat koleksiyonu için görülmeye değer.
- Garonne Nehri’nin diğer tarafında yer alan Quartier Saint-Cyprien mahallesi Avrupa’nın en büyük poster müzesi olan Matou, farklı lezzetler bulacağınız yemek pazarı ve modern sanat müzesi Les Abattoirs ile ünlü.
Kaynak: Jabiroo
