Son 20 Yılın En İyi 20 Seyahat Filmi

27 Nisan 2021

Bu yıl Pandemi sebebiyle seyahat kısıtlamaları ile karşı karşıya olsak da tekrar seyahat etmenin güvenli olacağı zamanlar için, dünyanın dört bir yanında hayatımıza yeni bakış açıları, yeni duygular, yeni deneyimler katacak “dünyada görülmeye değer yerler” listelerimizi hazırlıyor, gelecek seyahatlerimizin hayallerini kuruyoruz.

Bugüne kadar izlediğiniz bir filmde gördüğünüz yerden çok etkilenip, oraya seyahat etmek istediniz mi?  Evlerimizde vakit geçirmek durumunda olduğumuz bu günlerde yolculuk tutkunuzu besleyecek, gelecek seyahatlerinize ilham verecek; hem senaryosu hem hikâyesi hem de oyunculuklarıyla beğeni kazanan tüm zamanların en iyi seyahat filmlerini sizler için derledik. Son 20 yılın en iyi 20 seyahat filmi!

The Beach (Kumsal), 2000

Başrollerini Leonardo DiCaprio, Tilda Swinton, Robert Carlyle, Guillaume Canet gibi isimlerin paylaştığı The Beach psikolojik gerilim ve macera filmi.  Maceraperest Richard (Leonardo DiCaprio) tatil için gittiği Bangkok’ta, kaldığı otelde bir harita bulur. Otelde tanıştığı Fransız turistlerle bakir bir tropik adaya gider ve macera başlar.

Amélie, 2001

Jean-Pierre Jeunet ve Guillaume Laurant’ın kaleme aldığı, Jean-Pierre Jeunet’nin yönettiği Amélie filminin başrolünde ise Audrey Tautou var. Paris’in ikonik semti Montmartre’da geçen film hayat dolu Amelie’nin hikâyesini anlatıyor. Başkalarının hayatlarına dokunmayı, onları mutlu etmeyi görev edinen Amélie bu iyilikleri de fark ettirmeden yaparak insanların hayatlarını kolaylaştırıyor.

L’Auberge Espagnole (İspanyol Pansiyonu), 2002

Senaryo ve yönetmenliği Cédric Klapisch’e ait olan L’Auberge Espagnole bol bol Barcelona enerjisi barındırıyor. Başrollerini Romain Duris, Judith Godrèche ve Audrey Tautou paylaştığı film keyifli ve Barcelona neşesi dolu! İspanyolca öğrenmek için Barcelona’ya giden Fransız Xavier farklı ülkelerden gelen 6 genç ile aynı evde yaşamaya başlar. Farklı dil, kültürden gelen insanların aşk ve dostluğu evrensel bir dille keşfettikleri L’Auberge Espagnole umut verici. Devam filmleri Les Poupées Russes ve Casse-Tête Chinois’yı da izlemenizi öneririz. Saint Petersburg ve New York ile bu yolculuk devam ediyor.

Catch Me If You Can (Sıkıysa Yakala), 2002 

Frank Abagnale’nin gerçek hikayesini anlatan film dolandırıcı Frank Abagnale (Leonardo DiCaprio) ile FBI ajanı Carl Hanratty (Tom Hanks) arasındaki kovalamaca hikayesini anlatıyor. Ailesiyle mutlu bir hayat sürerken babasının sahtekarlığı yüzünden paralarına el konması, ebeveynlerinin boşanması ile dağılan Frank evden kaçar. Yalnız başına hayata tutunmaya çalışan Frank yasadışı işler yapmaya başlar. Zamanla üçkağıtçılıkta ustalaşan ve şaşalı bir hayat süren Frank’in peşine Carl düşer.

Lost in Translation (Bir Konuşabilse), 2003 

Senaryosu ve yönetmenliği Sofia Coppola’ya ait olan Lost in Translation filminde ünlü oyuncular Bill Murray, Scarlett Johansson, Giovanni Ribisi ve Anna Faris rol alıyor. Orta yaşı geçen, evli ve çocuk sahibi Amerikalı aktör Bob’un reklam çekimi için geldiği Tokyo’da, aynı otelde kalan ve fotoğrafçı kocasının peşinden gelen Amerikalı fotoğrafçı Charlotte ile tanışır. Diline, kültürüne, yaşamına yabancı oldukları bu şehirde birlikte geçirecekleri hafta sonu onları birbirlerine yakınlaştırır.

Under the Tuscan Sun (Kızgın Güneş), 2003

Frances Mayes’ın çok satan romanından uyarlanan Under the Tuscan Sun filminin yönetmen koltuğunda Audrey Wells otururken, başrolleri Diane Lane, Sandra Oh, Lindsay Duncan paylaşıyor. Toskana’nın tüm güzelliklerini yansıtan film 35 yaşında, San Francisco’lu bir avukatın boşanma sürecinden sonra Toskana’da bir villa alarak oraya yerleşmesini anlatıyor. Burada yeni bir hayat kuran Frances’in yeniden aşkı bulmasıyla olaylar gelişir.

Sideways (2004)

Kaliforniya’nın muhteşem üzüm bağları ve şarap kültürünün inceliğiyle dolu olan film Alexander Payne yönetmenliğinde beyaz perdeye yansıdı. Paul Giamatti, Thomas Haden Church, Virginia Madsen gibi önemli isimlerin yer aldığı film güzel bir yolculuk hikâyesi. Evliliğinde ve kariyerinde mutsuz olan bir adam ile onun evlilik arifesinde olan, az tanınan bir TV oyuncusu dostunun bir haftalık yolculuğu ve bu yolculuğun hayatlarına kattığı anlam anlatılıyor.

The Motorcycle Diaries (Motosiklet Günlükleri), 2004 

Walter Salles’ın yönettiği; Gael García Bernal, Rodrigo de la Serna ve Mia Maestro’nun başrollerini paylaştığı The Motorcycle Diaries devrimci Che Guevara’nın bilinmeyen gençlik hikâyesini anlatıyor. 23 yaşında bir tıp öğrencisi olan Che ile 29 yaşındaki arkadaşı biyokimyacı Alberto Granado’nun yaptığı motosiklet yolculuğu Latin müzikleri ve Latin Amerika’nın manzaraları ile zenginleşiyor.

Little Miss Sunshine (Küçük Gün Işığım), 2006

Valerie Faris ve Jonathan Dayton yönettiği, senaryosunu Michael Arndt yazdığı Little Miss Sunshine filminin başrolünde Gael García Bernal, Rodrigo de la Serna ve Mía Maestro var. Sıradan ve modern bir Amerikan ailesinin taban tabana zıt aile üyeleri, küçük ve akıllı kızlarının güzellik yarışmasına katılma hayalini gerçekleştirmek için bir minibüse atlayarak ülkenin öteki yakasına yolculuğa çıkarlar.

The Darjeeling Limited (Küs Kardeşler Limited Şirketi), 2007

Yönetmen koltuğunda Wes Anderson’ın oturduğu, başrollerinde Owen Wilson, Adrien Brody, Jason Schwartzman gördüğümüz The Darjeeling Limited tam bir yolculuk filmi. Birbirinden farklı karaktere sahip üç kardeşin babalarını kaybetmeleri üzerine beraber çıktıkları Hindistan yolculuğu fantastik maceralara gebedir.

Into the Wild (Özgürlük Yolu), 2007

2007 yapımlı Into the Wild sanıyoruz maceraperest herkesin unutamadığı filmlerden. Sean Penn yönetmenliğindeki filmin başrollerinde Emile Hirsch, Marcia Gay Harden, William Hurt var. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film metropolden vahşi doğaya evrilen bir hayat macerasını konu alıyor. İyi bir üniversiteden başarıyla mezun olan, atlet Christopher mezuniyet sonrası tüm mal varlığını hayır kurumuna bağıilayarak kendini keşfetmek için yollara düşer. Birbirinden muazzam doğal güzelliklerin fonda olduğu film bir keşif öyküsü.

In Bruges (Brüj’de), 2008

İrlandalı oyun yazarı Martin McDonagh’ın yazıp yönettiği  filminde Colin Farrell, Brendan Gleeson, Ralph Fiennes rol alıyor. Kiralık katil olan Ray ve Ken’in patronları Harry Waters tarafından Brugge’e tatile yollamasını konu alıyor. Belçika’nın romantik şehrinde onları birçok sürpriz beklemektedir.

Vicky Cristina Barcelona (Barselona, Barselona), 2008

Oscarlı yönetmen Woody Allen’ın yönettiği filmin başrollerinde Rebecca Hall, Scarlett Johansson, Penelope Cruz, Javier Bardem var. Amerikalı iki arkadaş Vicy ve Christina’nın İspanya yolculuğu bambaşka maceralara yol açar. Evlenmek üzere olan, muhafazakar Vicky (Rebecca Hall) ve özgür ruhlu bir kadın olan Cristina (Scarlett Johansson) havalı sanatçı Juan Antonio (Javier Badem) ile tanışırlar. Sanatçı ve kızların hikayesine Juan’ın “arıza” eski eşi Maria Elena (Penélope Cruz) dahil olunca aşk ve sanatın sınır tanımazlığı boyut değiştiriyor.

The Best Exotic Marigold Hotel (Hayatımın Tatili), 2011

John Madden’ın yönetip, başrollerinde Judi Dench, Tom Wilkinson, Maggie Smith’in yer aldığı The Best Exotic Marigold Hotel içinizi ısıtan filmlerden. Emekli olan bir grup İngiliz arkadaş lüks ama uygun bir tatile çıkmak isterler. Reklam broşüründen görüp beğendikleri Jaipur, Hindistan’daki Marigold Hotel’e karar veren grup otele geldiklerinde ise buranın hiç de lüks olmadığı anlarlar. Ancak Hindistan insanının misafirperverliği, sıcakkanlılığı ve ülkenin renkleri birbirinden güzel hatıralar biriktirecektir.

The Secret Life of Walter Mitty (Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı), 2013

Ben Stiller’in hem yönetip hem de başrolde olduğu filmde kendisine Kristen Wiig, Shirley MacLaine eşlik ediyor. Fantezi dünyasında kendi halinde bir hayat süren, tirajı yüksek “Life!” dergisinin fotoğraf arşivinde çalışan Walter (Ben Stiller), iş arkadaşı Cherly (Kristen Wiig) ile masumca flört etmeye başlar. Hayalindeki sevgilinin gerçeğe dönüşmesi ile maceralar peşini bırakmaz. Walter bu yolculukta Manhattan’dan Grönland’a, İzlanda’dan Himalayalar’a gezecektir.

Tracks (Çöldeki İzler), 2014

John Curran yönetmenliğinde, Mia Wasikowska, Adam Driver, Rainer Bock oyunculuklarıyla güçlenen Tracks bugün bile seyretiğinizde ilham veriyor. 24 yaşında bir yazar olan Robyn Davidson Batı Avusturalya’daki Brisbane’den çölün ortasındaki Alice Springs’e gitme hayali kurar. Aile ve arkadaşlarının itirazlarına rağmen tam 2 yılda hazırlanan Davidson 2700 km’lik yolculuğa bir köpek ve dört deveyle çıkar. Yolculukta ona National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan da eşlik edecektir. Avustralyalı yazar Robyn Davidson’ın otobiyogrofik kitabından uyarlanan film hala tüm kadınlar için ilham kaynağı!

The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli), 2014

Sinema dünyasında bugüne kadar gördüğümüz en güzel kurgusal otel sanıyoruz The Grand Budapest Hotel. Wes Anderson’ın yönettiği, Ralph Fiennes, Tony Revolori, F. Murray Abraham gibi isimlerin rol aldığı film iki dünya savaşı arasında, Avrupa’nın hayali Zubrowka şehrindeki otelde geçiyor. Göz alıcı dekorasyona sahip otel mekânları sizi mest ederken otel tüm başarısını aslında tüm zamanların en özel kapıcısı Monsieur Gustave’a (Ralph Fiennes) borçludur.

Spectre (2015)

James Bond film serisinin 26.sı olan Spectre filminin yönetmenliğini Sam Mendes, senaryosunu ise John Logan üstleniyor. Daniel Craig, Ralph Fiennes, Naomie Harris, Ben Whishaw ve Rory Kinnear’ın rol aldığı aksiyon ve casusluk filmi Mexico City sahneleri ve özellikle Dia de los Muertos geçit töreni ile akıllara kazınmıştı.

Call Me By Your Name (Beni Adınla Çağır), 2017

Yönetmenliğini Luca Guadagnino’nun yaptığı Call Me By Your Name İtalyan kırsal yaşamı için bir başlangıç kılavuzu gibi. Yüz yıllık meydanlarda bisiklet sürmek, Garda Gölü’nde dalış, kır evinde geçen her dakika bir İtalyan rüyası! 1983 yazında 17 yaşındaki Amerikalı-İtalyan Elio Perlman zamanını ailesine ait bir villada geçirmektedir. İtalya’nın kuzeyinde, 17. yüzyıldan kalma villada sakin bir hayat sürerken tanışacağı kişi ile hayatın farklı yönlerini keşfedecektir.

Once Upon a Time…in Hollywood (Bir Zamanlar… Hollywood’da), 2019 

Yıldızlar geçici olan Once Upon a Time…in Hollywood’un yönetmeni Quentin Tarantino iken başrolleri Leonardo DiCaprio, Brad Pitt, Margot Robbie paylaşıyor. Popüler bir dizide oynamış olan bir erkek TV aktörünün film sektörüne girme çabasını anlatan film size Los Angeles’ın farklı yüzlerini gösteriyor. 1960’ların sonlarındaki Los Angeles hissini yansıtan film, şehri beyaz perdeden yaşamanıza olanak tanıyor.

Gelecek Seyahat Planlamalarınız İçin:
travel@julesverne.com.tr

#ŞimdiHayalEtSonraSeyahatEt

JULES VERNE GEZİLER

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

    Mesajınız kapsamında bizlere iletmiş olduğunuz veriler arasında; ırk, etnik köken, siyasi
    düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık ve kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika
    üyeliği, sağlık, cinsel hayata ilişkin veriler, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler,
    biyometrik ve genetik verilerin bulunmadığından emin olmanızı rica ederiz.
    *Doldurulması zorunlu alanlar
    Bilgi güvenliğiniz bizim için önemli, o yüzden %100 gizlilik sunuyoruz.

    Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Açık Rıza Metni

    Onay vermiş olmanız halinde kişisel verileriniz ABH Turizm Temsilcilik ve Ticaret A.Ş.- (JULES VERNE BUSINESS MICE TRAVEL) tarafından;

    Ürün ve hizmetlerimizin sizlerin beğenilerinize, kullanım alışkanlıklarınıza ve ihtiyaçlarınıza göre özelleştirilerek sizlere önerilmesi; analiz, segmentasyon veya hedefleme çalışmalarının yürütülmesi; size özel ürün veya hizmet tekliflerinin, yeni ürün duyurularının, kampanyaların, promosyonların sunumu ile diğer pazarlama aktivitelerinin yürütülmesi; anket ve müşteri memnuniyet ölçümü çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve bu kapsamda sizlerle elektronik yollarla iletişime geçilmesi amaçları ile işlenebilecek ve amaçlar doğrultusunda hizmet aldığımız üçüncü kişi tedarikçilerimizle paylaşılabilecektir.