Mayıs ayında tatil yapmanın keyfi, kesinlikle bir başka güzel! Doğanın rengarenk bir görünüme kavuştuğu, günlerin uzadığı, güneşin yüzümüzü ısıttığı mayıs ayı, şüphesiz seyahat etmenin de en keyifli dönemlerinden biri. Tarihi değerleri keşfetmek, müziğin ritmine kapılmak, doğanın güzelliklerinde kaybolmak, berrak sularda yüzmek kısaca hayal ettiğinizi yaşamak için Mayıs rotalarınızı belirleyin.
Portekiz’in güneyindeki en önemli sahil şeridi Algarve’den İtalya’nın en büyük adası Sicilya’ya; Antoni Gaudi’nin fantastik Sagrada Familia Kilisesi’ni çağrıştıran Katalonya’dan Akdeniz’in en temiz plaj ve sularına sahip birkaç yerden biri olan Malta’ya; Sanat ve müze kenti olarak bilinen Münih’ten açık havanın keyfini çıkarabileceğiniz İskoç Yaylaları’na; Avrupa’nın en hareketli şehri Dublin’den İtalya’nın en ilgi çekici bölgesi Toskana ve Floransa’ya; Doğal gökyüzü cennetlerini oluşturan gölleri ve buzullarıyla ünlü Norveç Fiyortları’ndan doğal güzellikleri ile ön plana çıkan Botswana’ya uzanan pek çok destinasyon, rüya gibi bir bahar tatili için sizleri bekliyor.
Algarve, Portekiz
Portekiz’i bir plaj cenneti olarak hayal etmek, bu ülkeyle ilgili akla ilk gelmeyen bir ayrıcalık olabilir! “Avrupa’nın en güzel plajlarına sahip” unvanını alacak kadar keşfe açık olan Algarve İbiza’yı unutturacak güzellikte! Bembeyaz kumsalları, portakal bahçeleri ve etrafı saran badem kokusu ile Algarve’de tüm duyularınızı harekete geçirecek bir seyahate hazır mısınız? Özellikle Mayıs ayında bambaşka bir güzelliğe bürünen Algarve, deyim yerindeyse tam bir ilkbahar destinasyonu. Kumlu plajları, golf sahaları, deniz kenarına sıralanan birbirinden güzel otelleriyle Algarve 2023’ün en popüler destinasyonlarından olacak. Büyüleyici bir atmosfere sahip olan Algarve rotanızda dünyanın en ünlü deniz mağaralarından biri olan Benagil Deniz Mağarası, her bir köşesi ile keşfedilmeyi bekleyen eski şehir Faro, birçok tarihi cazibe noktasına sahip Tavira ve Lagos mutlaka olmalı.
Sicilya, İtalya
Yüksek sıcaklıkları ve kalabalığı sevmeyen gezginler için bahar ayları Sicilya’nın cennet kapılarını aralamak için muhteşem bir zamanlama! İtalya’nın en büyük adası olan Sicilya, Akdeniz’in sunduğu tüm nimetleri kendi sınırları içerisinde toplarken, sizi her köşesi ile şaşırtmayı başarıyor. Tapınakları ve tiyatrolarıyla antik dünyanın kapılarını aralayan; Etna Yanardağı’nın heybetiyle parlayan; Barok mimarisine ait sarayları, harika manzaralara sahip kasabalarıyla görsel şölen sunan bir adadan bahsediyoruz. Leziz Sicilya mutfağı tatların, iddialı yerel şarapların, kartpostalı andıran bakir koyların adresi aynı zamanda. Rotanızı buraya çevirdiğinizde; Palermo’nun Barok mimarisine hayran kalıp, yerel pazarlarında taptaze tatlar bulabilir, Ragusa gibi barok tepe kasabalarının gölgeli yollarında dolaşabilir, kıyı kenti Syracuse’i keşfedebilir, Taormina ve Cefalu’da ise denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Katalonya, İspanya
Katalonya birçok kişi için her ne kadar Barselona ve Antoni Gaudi’nin fantastik Sagrada Familia Kilisesi’ni çağrıştırıyor olsa da aslında bunlardan çok daha fazlasına sahip. Akdeniz kıyısı boyunca uzanan bu büyüleyici bölge; Orta Çağ dağ manastırları, Art Nouveau baş yapıtları ve oldukça lezzetli Cavaların üretildiği Katalonya bağ arazilerine ev sahipliği yapıyor.”Vahşi Sahil” olarak adlandırılan Costa Brava’nın bulunduğu Katalonya’nın kuzeyinde yer alan Girona ve Tarragona bölgenin diğer önemli tarihi ve turistik yerleşim bölgelerinden.
Malta
Akdeniz’in en temiz plaj ve sularına sahip birkaç yerinden biri olan Malta’yı keşfetmek için aslında özel bir mevsime ihtiyacınız yok. Ancak söz konusu baharsa ve aylardan Mayıs ise kristal bir maviliğe bürünen denizi ve güneşin altında altın gibi parlayan kale surlarıyla Malta, “deniz-kum-güneş” üçlüsünü sevenler için kesinlikle keşfedilmesi gereken bir destinasyon! Akdeniz’in içinizi ısıtan sıcak güneşi ve berrak sularıyla yıkanan önemli tarihi ve kültürel mirasa sahip iki ada bölgesini bir arada görme imkanı sağlayan Malta, 7 bin yıllık mimari yapısıyla da göz kamaştırıyor. Karakteristik mimari dokusu bozulmasın diye yeni binaların bile adaya özgü sarı taştan yapılması zorunluluğu nedeniyle Malta, Ortaçağ’dan kalma havasını hala koruyor. Dünyadaki en eski tarih öncesi yeraltı tapınağının yer aldığı, 2018 yılının Avrupa Kültür Başkenti’ne sahip bu sıcacık adada, denizden çok daha fazlası gizli. Yılda 3000 saat üzerinde güneş ışığı alan ada, iklimi için bile seyahati hak ediyor.
Münih, Almanya
Münih’te Mayıs ayının gelmesiyle birlikte yağmurlu ve puslu havalar yerini güneşli günlere ve bolca eğlenceye bırakıyor. “Oktoberfest’in kardeşi” olarak anılan Frühlingsfest, şehir merkezinde Münih’i yeniden festival havasına büründürüyor. Oktoberfest’e nazaran daha küçük ve daha lokal bir festival olan Frühlingfest 1965 yılından beri düzenlenen, eğlenceli bir ilkbahar bira etkinliği. Bavyera mutfağının en zengin ve renkli olduğu bahar döneminde Münih’i yürüyerek dolaşmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Sanat ve müze kenti olarak bilinen Münih, mimari harikası binaları, mağazaları, galerileri ve kafeleriyle kesinlikle tadına doyum olmayan bir Avrupa şehri.
The Highlands, İskoçya
İskoçya’daki şehirlerin çok uzağında yer alan The Highlands, şüphesiz açık havanın keyfini çıkarabileceğiniz ender yerlerden biri. Yılın hemen her döneminde ziyaret edebileceğiniz The Highlands, özellikle Mayıs ayının gelmesiyle birlikte açan kır çiçekleri ile daha da canlanıyor. Misafirperver insanları, eşsiz kültürü, dramatik manzaraları, romantik şatoları ve büyüleyici tarihi ile burası bir sonraki maceranız için kesinlikle mükemmel bir adres. Buraya geldiğinizde gizemli Loch Ness’i keşfedebilir, Cairngorms Ulusal Parkı’nı gezebilir, Isle of Skype’daki ikonik kalelere hayran kalıp, Moray Speyside kıyılarında oynaşan yunuslara tanık olabilirsiniz. Doğal güzellikleriyle göz kamaştıran The Highlands’ı keşfetmek için geç kalmayın, bizden söylemesi!
Dublin, İrlanda
Sıcak hava ve güneş ışığı altında gezmenin ötesine geçip, sıcağın sizi bunaltmadığı bir şehir gezisi için Dublin tam da hayalinizdeki rota! Bu şehir için en güzel sözleri ise 20. yüzyıl edebiyatına iz bırakan İrlandalı yazar James Joyce dile getirmiş: “Eğer Dublin’in kalbine girebilirsem dünyanın tüm şehirlerinin kalbine girebilirim.” İrlanda’nın tarihi ve modernizmi aynı potada eriten şehri Dublin hem 1000 yıllık geçmişiyle hem de son moda mekanlarıyla şaşırtmaya devam ediyor. Avrupa’nın yeşil şehirleri arasında yer alan Dublin’in parklarında bol bol keyif yapmak seyahatinizin en güzel zamanları olacak. Sanat, tarih ve elbette pub kültürüyle yaşayan bir şehir olan Dublin, Mayıs ayında keşfedilecek cazip bir tatil adresi.
Toskana ve Floransa, İtalya
İtalya’ya sırılsıklam aşık değilseniz, Toskana’ya yapacağınız bir gezi sizi kaçınılmaz olarak en derin hayranlıklara sürükleyecektir. UNESCO Dünya Mirası’na sahip manzaraları, Orta Çağ kır evleri ve antik şehirleri ile insanları kısa sürede etkisi altına alan Toskana, şüphesiz İtalya’nın en ilgi çekici bölgelerinden. Bu bölge sadece yaşayan, nefes alan bir müze değil, aynı zamanda büyüyen Chianti üzümleri, inişli çıkışlı Toskana tepeleri, şirin Cinque Terre ve kıyı bölgesi Maremma ile de ünlü.
Birbirinden güzel sanat galerileri, müzeleri, şık butikleri ve tadı damağınızda kalacak lezzetleriyle mimariden gastronomiye, tasarımdan alışverişe kadar gerçek bir cennet olan Floransa tam bir Rönesans şehri. Son dönemin gözde gurme seyahat noktalarından biri olan bu büyüleyici şehir, özellikle baharın gelişiyle birlikte ziyaretçilerine keyifli bir ambiyans sunuyor. Huzur veren doğası ve büyüleyici tarihi yapıları ile göz kamaştıran şehir, misafirlerine rüya gibi bir tatil vadediyor.
Norveç Fiyortları
Doğal gökyüzü cennetlerini oluşturan gölleri ve buzullarıyla Norveç sahili boyunca Vikingler’in ayak izlerini takip edebileceğiniz büyüleyici bir yolculuğa hazır olun. Mayıs ayının gelmesiyle birlikte etrafı kuşatan kır çiçekleri ile göz kamaştıran ülke, kesinlikle keşfedilmesi gereken destinasyonlardan. Bunu yapmanın en keyifli yolu ise bin yıllık tarihi ve muhteşem doğası ile ünlü Norveç’in birbirinden güzel fiyortları arasında yolculuğa çıkmak. Yemyeşil dağları, rengarenk ahşap evlerle süslü sokaklardan oluşan Hansa evleri ile meşhur Bergen’i keşfedip, National Geographic ve Lonely Planet tarafından dünyanın en iyi tren yolculuğu listesine giren Flamsbana trenine binip, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Naeroyfjorden fiyordunu görebilirsiniz.
Botswana, Afrika
Doğal güzellikleri ile ön plana çıkan Botswana eşine çok az rastlanılan coğrafi oluşumları ve canlı çeşitliliği ile seyahat severlere derin bir nefes aldıran davetkar destinasyonlardan bir diğeri. Ülke topraklarının büyük bir bölümü vahşi hayatı koruma alanı olarak ayrılmış. Büyük bir ekosisteme ev sahipliği yapan ülkede birçok milli park ve vahşi yaşamı koruma alanı bulunmakta. Özellikle kamp ve safari yapmak isteyenlere eşsiz olanaklar sunan, yüzlerce canlı türü ve yüksek sayıdaki fil sürüleri ile ünlü Chobe Milli Parkı’nda gerçek dünyayı kısa süreliğine de olsa unutup, keyifli bir safari deneyimi yaşamanız mümkün. Neredeyse yağışın hiç olmadığı Mayıs ayında, sulak alanlar kuruduğu için hayvanlar kalıcı su kaynaklarına doğru yöneliyorlar. Bu da Chobe Nehri ve Okavango Deltası’na giden hayvan sürülerini görebileceğiniz en özel zaman demek!
Size özel seyahat programı ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr
