Başkent Tokyo’nun neon ışıklarından, Kyoto’nun pek çok mabet ve tapınağının dinginliğine kadar uzanan birbirinden güzel şehirleriyle göz kamaştıran Uzakdoğu’nun masalsı diyarı Japonya, birbirinden güzel doğa harikalarına ev sahipliği yapan muhteşem coğrafyası ile ziyaretçilerine büyüleyici bir dünyanın kapılarını açıyor. Birbirinden harika şehirleri, şaşırtıcı güzellikteki tapınakları ve enfes sokak lezzetleriyle modern yaşam tarzını eski gelenekler ile harmanlayan Japonya, her yönüyle oldukça ilham verici.
Japonya’yı tek cümleyle tarif etmemiz gerekse kesinlikle “Geleneklerle akıl almaz teknolojik gelişmelerin buluştuğu yer” derdik. Tam da bu yüzden Japonya’da -özelikle Tokyo ve Kyoto gibi büyük metropollerde- hiç uyumayan şehirlere özgü dinamizmi bulabileceğiniz gibi; birkaç yüz kilometre mesafede bulunan Fuji Dağı ve çevresinde muhteşem bir sükunet ve doğa ile karşılaşabilirsiniz.
Pitoresk doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile masalsı bir dokuya sahip bu büyüleyici ülkeyi keşfederken, fotoğraf makinenizin yanınızda bulunmasına dikkat edin, zira göreceğiniz her bir kareyi ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz. Kırmızı tapınakları ve tarihi yapılarıyla Dünya’nın en güzel ülkelerinden biri olan Japonya’da gezip görecek çok yer, keşfedecek çok şey var.
Michelin yıldızlı restoranları ile ünlü Japonya’da, gastronomiden mimariye; teknolojiden alışverişe ve hatta Zen Budizm’inin getirdiği o huzur hissine doymaya hazırsanız gelin birlikte, kendine has özellikleriyle bizleri büyüleyen Uzakdoğu’nun incisine doğru keşfe çıkalım.
Japonya’nın Görülmeye Değer Şehirleri
Tapınaklar Şehri Kyoto
Gizemli yerlere yolculuk hissi uyandıran Kyoto, 1000 yıl boyunca Japonya’ya başkentlik etmiş olmasıyla zenginliği ve gücünü mimarisinden yaşam alışkanlıklarına kadar her noktada yaşatmaya devam ediyor. İmparatorluğun izlerini taşıyan Kyoto eşsiz tapınakları, büyüleyici bahçeleri, geleneksel çay evleri ve Geisha bölgesiyle belgeselden farksız. Şehir; Tokyo ve Osaka’nın tam tersine adeta gelenek ve kültürle dolu.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler
- Binlerce yıllık imparatorlukların ayak izlerini takip edebileceğiniz, yüzden fazla tarihi eseri ile UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Kyoto’da; Altın Köşk olarak da bilinen Kinkaku-ji’yi görmeden buradan ayrılmamalısınız.
- Şehrin beş büyük Zen tapınağı arasında yer alan Tenryuji, Gümüş Köşk “Gingaku-ji” ve Sansusangendo Tapınağı’nı mutlaka gezmelisiniz.
- Arashiyama Bölgesi, Ninnaji Tapınağı, Daigoji Tapınağı ve Kasagiyama Tabiat Parkı’nda sakuraların güzel görüntülerini seyredebilirsiniz.
- Japonya’da gezilecek yerler listesine Kyoto’nun ünlü geyşa mahallesi Gion bölgesini de eklemenizde fayda var.
Gion semti, festivali ve Geiko evleri ochaya‘larıyla meşhur bir yer. Özellikle alacakaranlıkta fenerlerle aydınlatılmış Gion’daki, Pontocho Alley etrafında yürüyüş yaparsanız, zarif ipekten kimonoları, şemsiyeleri ve ahşap takunyaları ile yüzleri boyalı geyşalara daha yakından bakma fırsatı bulabilirsiniz. - Kyoto’da yer alan maymun parkı Iwatayama ise eski bir dağ kasabası olan Arashiyama’nın kalbinde yer alan küçük bir maymun parkı. Toplam alanı yaklaşık 1 hektar olan park, içerisinde 300’den fazla primatlara ev sahipliği yapıyor. Görülecek yerler listenizde bu maymun parkı da yer alıyorsa bol tırmanmalı ve yorucu bir yolcuğunun sizi beklediğini unutmayın.
- Arashiyama’nın en ikonik dönüm noktası olan Togetsu Köprüsü’nün özellikle ilkbaharda Oi Nehri boyunca sıralanan kiraz ağaçları (sakura) ile pembe bir çiçek cümbüşüne dönüştüğünü ayrıca hatırlatalım.
- Tüm bunların dışında geyşa makyajı ve kostümleri giyme tecrübesi de kesinlikle Kyoto’dayken yapılması gereken aktivitelerden.
Japonya’nın Çılgın Şehri Tokyo
Algıları alt üst eden modern ve geleneksel, kalabalık ve huzurlu, hızlı ve sakin gibi tüm zıt kutupları buluşturan Japonya’nın çılgın şehri Tokyo, özellikle sakura dönemi için size onlarca destinasyon sunabilecek bir zenginliğe sahip. Tokyo’da ueno Onshi, Shinjuku Gyoen, Sumida, Koganei, Inokashira parkları Sakura seyri için en güzel noktalar. 1889’dan beri Japonya’nın başkenti olan bu şehir, 38.1 milyonluk nüfusuyla 21. yüzyıl Japonyası’nın adeta dinamik bir merkez üssü.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler
- Dünyanın alfa şehirlerinden biri olan bu şehri keşfetmeye kesinlikle Tokyo’nun en eski ve en etkileyici tapınağı olan Senso-ji ile başlamalısınız. Merhamet Tanrıçası Kannon’un küçük bir altın heykeli barındırmak için 645 yılında inşa ettiği bu tapınak, gerçekten de görülmeye değer yerlerden.
- Senso-ji’ye 250 metrelik bir yakınlıkta olan Nakamise ise özellikle geçmişi 17. Yüzyıla uzanan Japonya’nın en eski alışveriş merkezlerinden biri.
- Dünyanın en yüksek kulesi olan Tokyo Sky Tree’ye çıkıp, tüm Tokyo’yu panoramik manzara eşliğinde seyrederken, eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz.
- Buraya kadar gelmişken Tokyo’nun en popüler alışveriş bölgelerinden biri olan Ginza Bölgesi’ne uğramamak olmaz. Tüm dünya markalarına ev sahipliği yapan bölge; restaurant ve kafelerinin yanı sıra canlı sokak sanatları, sıra dışı vintage giyim ve cosplay mağazalarıyla da oldukça popüler.
- Dijital anlamda Tokyo’yu deneyimleme şansı sunan TeamLab ise kesinlikle deneyimlenmesi gereken tecrübelerden biri.
Bir Doğa Harikası Hakone
Japonya’nın doğasıyla büyüleyen şehirlerinden biri olan Hakone’nin en büyüleyici yanı şüphesiz arkasında yükselen Fuji Dağı manzarası. Bir hayli bakımlı yürüyüş parkurlarına ev sahipliği yapan Hakone’ye geldiğinizde öncelikle Japonya’da türünün ilk örneği olan dünyaca ünlü Hakone Açık Hava Müzesi’ni ziyaret etmenizi öneririz. Güzel bakımlı çimler ve bahçelerin dönümlerinde yer alan koleksiyonuyla göz kamaştıran bu müze, dünyanın en beğenilen heykeltıraşlarından bazılarının yaptığı 1000 heykeli içermekte. Müzede Picasso’nun Asya’daki sanatının en büyük varlıklarından biri olan 700 parçasını sergileyen Picasso Pavilion da dahil olmak üzere 5 kapalı sergi galerisi bulunduğunu da ayrıca belirtelim.
Bir Japon Harikası Osaka
Kendine has dokusu, yaşam stili ve zenginlikleriyle Tokyo ve Kyoto’nun arasından sıyrılan Osaka, otoyolları ve gökdelenlerle çevrili kanyonu andıran caddeleriyle bilim kurgu filmlerini çağrıştırsa da sokaklarında dolaşmaya başladığınızda bambaşka bir havaya giriyorsunuz. Michelin yıldızlı restoranları, yerel yemek kültürü, birincci sınıf müzeleri, lokal butikleriyle keşfetmesi en keyifli destinasyonlardan. Universal Studios’a ev sahipliği yapan şehir; gösterişli reklam panoları, birbirinden kaliteli restoranları ve mağazaları ile kesinlikle göz kamaştırıcı.
- 1583 – 1597 yılları arasında inşa edilen 51.000 metrekarelik alanıyla Osaka Kalesi şehirde mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Kale, dışarıdan her ne kadar 5 katlı gibi görünse de yer altına üç kat daha inşa edildiği için aslında toplam 8 katlı.
- 40 metrelik iki ikiz kuleden oluşan Umeda Sky Building ise şehrin en panoramik manzarasını sunan seyir terasına sahip bir mekan.
Huzurun Adresi Nara
8. yüzyıldan kalma sanat eserleri ve kültürel hazinesi ile Nara, Japonya şehirleri arasında şüphesiz en fazla Budist görebileceğiniz yerlerden bir tanesi. Günümüzde büyüleyici ve huzurlu bir atmosferin hakim olduğu bu şehirde; devasa Buda heykeli, Todai-ji Tapınağı, bir Şinto tapınağı olan Kasuga-taisha ve içerisinde bir müze bulunan Nara Parkı’nı görmeniz mümkün.
Geyşa Kültürü
Amerikalı yazar Arthur Golden’ın “Bir Geyşa’nın Anıları” kitabını okuduysanız, Japonya’da gezilecek yerler listesine Kyoto’nun ünlü geyşa mahallesi Gion bölgesini de eklemenizde fayda var. Zira Japonya’da 17. Yüzyıldan bu yana var olan geyşalık kültürünü daha iyi anlama imkanınız olur.
Gion semti, festivali ve Geiko evleri ochaya‘larıyla meşhur bir yer. Onlu yaşların ortalarında Geiko olmak için yetiştirilen adaylara ”Maiko” deniyor. Bir Maiko’nun tam anlamıyla geyşa yani “Geiko” olabilmesi için müzik ve dans eğitimi alması, müşterilerle bir sohbeti nasıl sürdürebileceğini, enstrüman çalmayı, mükemmel servis yapmayı öğrenmeleri ve tüm bunları yaparken ağırbaşlılıklarından ve zarafetlerinden bir şey kaybetmeden davranmaları gerekiyor. Bugün Japonya’da çok az sayıda kalan “geiko”ları görmek çok etkileyici… Geisha v& Mako Dinner da mutlaka deneyimlenmeli!
Özellikle alacakaranlıkta fenerlerle aydınlatılmış Gion’daki, Pontocho Alley etrafında yürüyüş yaparsanız, zarif ipekten kimonoları, şemsiyeleri ve ahşap takunyaları ile yüzleri boyalı geyşalara daha yakından bakma fırsatı bulabilirsiniz.
Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı böylesi bir ülkede geyşa kültürü ile ilgili en çok merak edilenleri sizler için derledik. Zamansız Zarafetleri ile Göz Kamaştıran Geyşaların Büyüleyici Dünyası‘na buradan ulaşabilirsiniz.
Japonya’da Ne Yiyelim?
Dünya üzerinde en çok dikkat çeken yemeklerin başında gelen Japon mutfağı aslında genel olarak diğer Doğu Asya ülkelerinin mutfaklarına benzemekte. Japon mutfağını, diğer mutfaklardan ayrılan en önemli özellik ise yemeklerinde kullandıkları yağ ve baharat kullanımının neredeyse yok denebilecek kadar az olması. Geniş bir yemek yelpazesine sahip olan Japon Mutfağı’nın ana gıdası ise pirinç. Bu nedenle buraya geldiğinizde hemen hemen her yemeğin yanında pirinç ile karşılaşmanız mümkün. Genellikle çeşitli çiğ balıklardan hazırlanarak tüketilen Sashimi, kurutulmuş yosunla kaplı sushi pilavından yapılan Onigiri, Udon, Okonomiyaki ve Sukiyaki en lezzetli Japon yiyecekleri arasında yer alıyor. Yemek söz konusu olduğunda her an, her saatte ulaşılacak yemek yerlerinin olması şüphesiz her kültür için alışıldık bir durum değil.
Ancak Japon mutfağı denildiğinde Osaka’nın önemi kesinlikle tartışılmaz. Özellikle Dotonbori Bölgesi ve Kuromon Pazarı sokak yemekleri ile dünyaca ün yapmış yerlerinden. Burada hem gündüz hem akşam sonsuz yemek çeşidi bulmak son derece kolay ve eğlenceli bir deneyim. Oldukça büyük bir komplekse sahip olup, Geisha & Maiko davetlerine ev sahipliği yapan Samii Restaurant ve Masu Ume de, bilinen Geisha Dinner mekanlarından birkaçı. Ülkedeki bir numaralı restaurant ise bize göre kesinlikle Morimoto Xex Roponghi. Özellikle Teppenyaki’sinin müthiş olduğunu belirtelim.
Japonya’da Nerede Kalınır?
Japonya’da hem batı hem de Japon tarzı olmak üzere çok sayıda konaklama seçeneği mevcut. Conrad ve Hyatt gibi 5 yıldızlı zincir oteller daha çok merkezde bulunmakta olup, Shibuya ve Ginza gibi yerlere yürüme mesafesindedir. Bu sebeple bu oteller hem konfor hem de pratik ulaşım sağlaması açısından oldukça ideal.
Bu aşina olduğumuz konaklama seçeneğinin dışında değerlendirebileceğiniz diğer bir konaklama seçeneği ise Ryokan’lar. Geleneksel Japon evi olarak da bilinen Ryokan’larda istediğiniz takdirde 1 günlük keyifli bir konaklama deneyimi yaşayabilirsiniz. Ryokanlarda kalmanın ise elbette bazı kuralları bulunmakta. Bunlardan ilk ve önemlisi ise eve girerken ayakkabıların çıkartılıyor olması. Ayrıca oda seçiminize göre, odadaki özel kaplıca suyu olan havuzlara da girebilirsiniz.
Japonya Hakkında İlginç Bilgiler
- Çok yüksek teknoloji beklentisi içinde olan kişileri şaşırtan bir gelenekselliğe sahip Japonya.
- Ama tabii teknoloji tüm yaşamın içinde hissediliyor. Örneğin kendiliğinden açılan kapakları, kendini temizleme özellikleri ile tuvaletler çok etkileyici.
- Teknolojinin en çok görüldüğü yerlerden bir diğeri ise internette sıklıkla rastladığımız Shibuya’nın merkezindeki dijital ekran ve o ekrandan yapılan yayınlar.
- Japonya geleneklerine bağlılığı ile ünlenmiş bir destinasyon olarak Tokyo dantelli koltukları olan taksileri ile ünlü. Öyle ki her taksinin koltuklarında yarıya kadar dantel kılıfa rastlamanız mümkün.
Japonya’da Size Özel Seyahat Programı için: travel@julesverne.com.tr