Bayram tatilini İstanbul’da geçirecekler için şehre yakın rotalar çıkararak “kısa” bir tatil ruhu yaşatmak istedik. Şehirden çok uzaklaşmadan gidebileceğiniz doğa, tarih ve huzur dolu rotalar ile kendinize zaman ayırmaya ne dersiniz?
Heybeliada‘dan Garipçe‘ye, İğneada‘dan Gölcük‘e, Kıyıköy’den Kerpe’ye, Bursa’nın görülmeye değer köyleri Gölyazı – Cumalıkızık – Tirilye‘den sakin şehirler Göynük – Taraklı – Mudurnu‘ya, Tekirdağ Bağ Rotası‘ndan Sapanca’ya, Ağva‘dan Akçakoca‘ya doğayla iç içe olup, özgünlüğünü kaybetmeyen kasaba ve bölgelerin tadını çıkaracağınız önerilerimiz:
İğneada
İğneada’daki muhteşem longoz ormanlarının namını duyup hala gitmediyseniz, kısa bir mola için şimdi tam zamanı! Marmara Bölgesi’nin Balkanlar ve Karadeniz ile kesiştiği o muhteşem coğrafyanın incisi olan İğneada, Karadeniz kıyısında yeşille mavinin adeta dans ettiği; bol oksijenli bir kasaba. Milli Park içerisinde yer alan birbirinden güzel 5 lagünü, orman yolları ve sahiliyle doğanın en güzel ve saf halini yaşatıyor. UNESCO Doğa Mirası kapsamında korunan muhteşem longoz ormanlarında uzun bir doğa yürüyüşü yapabilir, Erikli ve Mert göllerini gezebilir, İğneada KiteSurf okulundan kiralayacağınız kano ile Mert Gölü’nü keşfedebilirsiniz. Ayrıca, Bulgaristan sınırında yer alan Rezova kasabasına da vakit ayırabilirsiniz.
Heybeliada
İstanbul’un yanı başı ama İstanbul’dan bir o kadar uzak… Heybeliada’dan İstanbul manzarasına bakarken bunları düşüneceksiniz. Prens Adaları’nın en yeşil adası Heybeliada, özlediğimiz İstanbul nostaljisini yaşamak, doğada kendini unutmak, özgünlüğünde zamanı durdurmak için en keyifli rotalardan… Aya Nikola Kilisesi, İsmet İnönü Evi, Ümit Tepesi ve Aya Triada Kilisesi (Rum Lisesi), Krimnos Kilisesi, Heybeliada Camisi ile adayı baştan aşağı gezebilirsiniz.
Kerpe
Kandıra’nın Karadeniz kıyısında kurulmuş, yüzyıllar boyunca Karadeniz’in önemli noktalarından biri olan Kerpe küçük bir kıyı kasabası. İstanbul’un yorgun havasına karşılık Kerpe’nin temiz havası ve doğasına teslim olun… Kerpe özellikle son 20 yılda İstanbulluların en sevdiği yakın destinasyonu haline geldi. Roma, Bizans ve Ceneviz dönemlerinde gemilerin mola yeri olan Kerpe bugün dev kayaları, korunan doğası, plajları, yaban hayatı ve ormanlarıyla yürüyüşçülerin, bisikletçilerin ve doğaseverlerin sığınağı. Karadeniz’in bu huzurlu limanı şehre sadece 2 saat uzaklıkta.
Garipçe
Rumelikavağı ile Rumelifeneri’nin arasında küçük bir köy olan Garipçe, özellikle lezzetli balık yemek ve hafta sonu brunch yapmak isteyenlerin en çok tercih ettiği yerlerden biri. Minik bir köy meydanı, kalesi ve balıkçı sandallarıyla size şehirden uzak, huzurlu birkaç saatin garantisini veriyor burası. Hacıosman Metro durağından kalkan İETT’lerle dahi ulaşabileceğiniz yakınlıktaki bu sevimli köyde, teknelerle plaja ulaşabilir ve denize girebilirsiniz.
Kıyıköy
Kırklareli’nin şirin balıkçı kasabası Kıyıköy, Karadeniz’in tüm yeşil bereketinden kendine pay çıkaran bir huzur noktası. Kasabaya yaklaşırken sizi içine çeken orman manzaraları ve deniz manzarası ile “iyi ki geldim” diyeceğiniz bir adres. İstanbul’a İğneada’dan daha yakın olan Kıyıköy, Kırklareli’nin Vize ilçesine bağlı, tarihi ilkçağa değin uzanan sevimli bir balıkçı beldesi. İlk adı Salmydessos olan kasabanın adının anlamı bazı kaynaklara göre “kutsal, kutlu, iyi, güzel” olarak geçiyor. Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından Aya Nikola Manastırı’nın da bulunduğu Kıyıköy, kayalıklar üzerindeki konumuyla en güzel Karadeniz manzaralarıyla sizi şaşırtıyor. Deniz keyfi yapabilir ya da uzun yürüyüşleri tercih edebilirsiniz. Bölgede konaklamak için butik otel, pansiyon ve kamp kurma seçenekleri mevcut. Ayrıca etleri ve manda yoğurdu da denenmesi gereken lezzetlerinden.
Sakin Şehirler Rotası: Göynük – Taraklı – Mudurnu
Türkiye’nin önemli 3 Cittaslow şehri Göynük, Taraklı ve Mudurnu ile zamanı yavaşlatıp, hayattan keyif almaya ne dersiniz? Sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen; kentlerin geçmişten gelen tarihi, kültürel ve doğal değerlerine sahip çıkarak orijinalliğini koruyan cittaslow felsefesi ile Bolu ve Sakarya’nın bu özel 3 ilçesi kesinlikle görülmeye değer! 14. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılan Göynük, Batı Karadeniz’in yemyeşil doğası ve Osmanlı mimarisiyle dikkat çekiyor. Frigler, Lidya, Pers, Roma, Bizans ve Selçuk imparatorluklarından sonra Osmanlı topraklarına katılan Mudurnu ise Osmanlı döneminden kalan konakları, camileri ve 17 km mesafedeki Abant Gölü ile görülmeye değer.
İstanbul’dan sadece 2 saat uzaklıkta, 19. yy’dan kalma Osmanlı evleri ile tarih kokan bir yer Taraklı… Marmara’da olmasına rağmen Karadeniz ikliminin hissedildiği Taraklı ilçesinin tarihi ise Helenistik döneme dayanıyor. Antik dönemin izleri ve Osmanlı Dönemi değerleri ile ilgi görüyor. Taraklı’da bazı evler restore edilip, butik otele dönüştürülmüş. Osmanlı mimarisi taşıyan bu evlerde konaklamak oldukça ilginç bir deneyim olabilir. Tarihi hanlar, hamamlar, camiiler, sanat sokağı gibi klasik bir Osmanlı şehri olan Taraklı’da nefis gözleme yapan minik dükkanları da gözden kaçırmayın!
Bursa Köyleri: Gölyazı – Cumalıkızık – Tirilye – Zeyniler Köyü
İstanbul’dan dilerseniz hızlı feribotla, dilerseniz Osmangazi Köprüsü üzerinden giderek Bursa’nın köylerine kısa zamanda ulaşabilirsiniz.
Bursa’nın arka bahçesi Gölyazı, Ulubatlı Gölü üzerindeki tarih kokan köy… Tarihte bilinen ilk ismi Apolyont olan Gölyazı’nın mitolojideki karşılığı Işık Tanrısı’nın Şehri. Roma ve Bizans dönemlerinde kıymetli bir yerleşim yeri olan Gölyazı’da Cumhuriyet öncesi nüfusun bir çoğunluğu Rumlardan oluşuyordu. Mübadele döneminde Selanikli Türklerin yerleştiği köyde geçmiş ile bugün arasındaki tarih, kültür dolu birikimleri görmek, hissetmek mümkün.
Uludağ’ın eteklerinde yer alan Cumalıkızık, Osmanlı dönemi mimarisi ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Dünyanın en dar sokağı olarak bilinen ”Cin Aralığı” sokağının da yer aldığı Cumalıkızık özellikle günümüze en iyi şekilde korunarak gelmiş Osmanlı mimarisi, rengarenk boyanan evleri ve taş yolları ile harika bir nostalji yaşatıyor.
Yoğun ilgiye rağmen kendi yaşam kodlarıyla hayatına devam eden Tirilye belki de bu doğallığı yüzden gitmekten sıkılmadığımız duraklardan biri. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin yönetimi altına giren köyde tüm kültürlerin izleri günümüze kadar gelmiş. Uzun yıllar ana geçim kaynağı zeytincilik olan köyün adı 1963 yılında “Zetinbağı” olarak değiştirilmiş ancak 2011 yılından itibaren yeniden Tirilye ismiyle anılmaya başlanmış. Eski bir Rum köyü olan Tirilye, Alaçatı’nın henüz bu aşırı turistikleşmemiş halini andırıyor. Renove edilmemiş, özünü koruyan Rum evleri; şirin lokantaları ve hediye dükkanları ile Tirilye İstanbul’a 1 saatlik bir feribot + 20 dakikalık karayolu mesafesinde.
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu Roman’ını yazmaya başladığı Zeyniler Köyü ise Uludağ’ın eteklerinde yer alıyor. Yemyeşil manzaralar aslında saklı bir cenneti andıran Zeyniler Köyü’nden şehir manzarasını seyredebilirsiniz.
Sapanca Rotası
Tarih boyunca farklı egemenlikler altına giren, Osmanlı Dönemi’nin önemli yerlerden biri olan Sapanca günümüzde de İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Bursa’ya yakınlığı ile her zaman popüler şehirden kaçış rotaları arasında. Zengin bitki çeşitliliği ile tanınan Sapanca’da 16.yüzyıda inşa edilen Rüstempaşa Camii, Mimar Sinan imzalı Vecihi Kapısı, Hükümet Konağı’nda sergilenen Bizans devri lahitleri, 19.yüzyılda inşa edilen Hasan Fehmi Paşa Camii’yi gördükten sonra doğayla iç içe olmak için Sapanca Gölü’ne gidebilirsiniz. Göl kenarında havanın durumuna göre güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Sapanca’ya 25 km uzaklıktaki Maşukiye ise yemyeşil doğasıyla ünlü. Sapanca’ya gelmişken burada zaman geçirmelisiniz. Sapanca’da konaklamak için göl çevresindeki otellerden birini tercih etmenizi ve bu güzel manzaranın keyfini sürmenizi öneririz.
Tekirdağ Bağ Rotası
İstanbul – Çanakkale – Keşan üçgeni arasında uzanan Tekirdağ Bağ Rotası bir zamanlar sınırlar ötesinde aradığımız şarap tadım kültürü ve şarap bağ gezilerinin en güzellerini ülkemizde yaşatıyor. Verimli toprakları, rüzgârı, yüz yıllardır devam eden gelenekleri ile yeniden hayat bulan butik şarapçılık artık Tekirdağ’ın belirleyici özelliği oldu. Trakya Bağ Rotası’nın sadece bir bölümünü oluşturan Tekirdağ Bağ Gezisi’nde Barbare Bağları, Umurbey Bağları, Barel Bağları, Chateau Nuzun gezilecek şarap evlerinden.
NOT: Bağlara gitmeden önce mutlaka tadım randevusu almanızı öneririz.
Doğayla baş başa geçirmek gibi bir hayaliniz varsa, Trakya’nın bağ rotaları ve doğallığıyla son yıllarda ön plana çıkan Eceabat’ı seçebilirsiniz. Suvla bağlarını ziyaret edip, keyifli yemek yiyebileceğiniz, Caeli bağlarında tadım yapabileceğiniz, civar köylerin özgünlüğünü keşfedebilirsiniz. Günübirlik araba yolculuklarıyla Melen Bağlarını, Chateau Kalpak Bağları’nı, Gülor Bağları’nı ziyaret edebilir, bağlar arasında gezinti yapabilir ve bu bölgenin yerli şaraplarını tadabilirsiniz.
Şarköy
Yeşili, sakinliği, yavaşlığı ile Şarköy, 24 saatin yetmediği hızlı şehir hayatına bir kurtarıcı gibi. Marmara Denizi’ne kıyısı olan bu sıcakkanlı Tekirdağ ilçesi, Marmara’nın 3 mavi bayraklı plajından birine de ev sahipliği yapıyor. Şarköy tarihi, kurtuluş mücadelesi ve değerleriyle ilgili daha detaylı bilgi alabileceğiniz Kent Müzesi’ni gezdikten sonra sadece manzarası için bile gitmeye değer gördüğümüz Uçmakdere’ye gidebilirsiniz. Yamaç paraşütünün en ünlü adresi Uçmakdere harika manzaralar sunuyor. Son olarak, şarap tadımına ilginiz varsa Chateau Kalpak’ı ziyaret edip, tadım ve bağ gezisi yapmanız mümkün.
Akçakoca
Tarihi M.Ö. 1200 yılına dayanan ve 14. yüzyılda Osmanlı topraklarına katılan Akçakoca, Batı Karadeniz kıyılarında doğal güzellikleri ve sakinliğiyle kısa bir şehir molası almak isteyenlere can simidi oluyor. Özenle korunan camileri, Akçakoca’nın en eski mahallesi Yukarı Mahallesi’nde korunan 160 tarivi evi ile merkezi keşfedin. Heybetli dalgaların oluşturulduğu Soyat Yalıyar Kayalıkları, Tahirli Şelalesi, Kurugöl Kanyonu, Aktaş Şelalesi, Fakıllı Mağarası ise doğa tutkunlarına hitap ediyor. Akevler Plajı, Akkaya Plajı, Ayazlı Plajı gibi plajlar ise deniz keyfi yapmak isteyenlerin tercihi!
Gölcük, Bolu
Aladağlar eteklerinde kurulan Bolu tam bir göller yöresi. Yaklaşık 200 gölü sınırlarında barındıran Bolu doğa ve yayla turizmi için büyük önem taşıyor. Temiz hava, doğa yürüyüşü ve yeşilin her tonuna doymak isteyen bir seyahat severseniz rotanızı bolu’ya çevirmelisiniz. Kartpostalları aratmayan ve fotoğraflardan daha güzel olan Gölcük Tabiat Parkı da Bolu’nun incilerinden.
Yedigöller, Bolu
Bolu’nun kuzeyinde cennetten bir köşe Yedigöller. Birbirinden güzel 7 gölü ve oksijen dolu doğasıyla Yedigöller görsel bir şölen sunacak size. Bungalov tipi dağ evleri, gruplara özel kiralanabilen göl evleri, pansiyonlar ve tatil köyleri imkanlarıyla da gözde bir kaçış noktası.
Şile
İstanbul’un artık pek gizli kalmayan doğa rotası Şile, “cennet” benzetmesini hak eden doğası ve dinginliğiyle şehirden uzaklaşmak isteyenleri mutlu ediyor. Karadeniz’e kıyısı olan Şile’nin merkezinden uzaklaşmak ve gerçekten doğayla iç içe olmak isterseniz Hacılı Köyü’ne gitmenizi öneririz. Gürül gürül akan şelaleleri ve dereleriyle bir anda şehir hayatından soyutlandığınız köy turistik rotaların dışında olduğu için restoran veya market yok. Buraya birkaç saatlik bir trekking için de gelebilirsiniz.
Ağva
Göksu Nehri’nin Karadeniz’le buluştuğu Ağva adını Latince’den alıyor. İki dere arasına kurulmuş köy anlamına gelen Ağva’da sakin, gözlerden uzak ve doğayla baş başa kalacağınız seçenekler var. Beyaz kumları, berrak denizi ve bakir doğası ile Kilimli Koyu, kayalarla çevrili Kadırga Koyu, adına yakışan bir konumda gözler uzakta olan Saklı Göl, Hacılı Köyü ve Kurudere Şelalesi, tarihi izleri taşıyan Kalemköy ile Ağva’yı keşfedin.
Size özel seyahat programı için:
travel@julesverne.com.tr
