Yaz mevsiminin en sıcak, en hareketli ayına geldik! Ağustos ayı demek tüm tatil planlarını gerçekleştirmek demek! Gün doğumunu Tanzanya’nın eşsiz koruma alanlarında seyretmek, sıcak bir Akdeniz adasından turkuaz sulara dalmak, serin bir Avrupa şehrini keşfetmek için en güzel zamanlar! Fransa’dan Tanzanya’ya, İspanya’dan Hırvatistan’a Ağustos ayının en keyifli destinasyonları…
Elafiti Adaları, Hırvatistan
Dubrovnik’in kuzeybatısında yer alan Elafiti Takımadası aslında 6 adadan oluşuyor. Ancak biz size, gerçek gezginlerin görmesi gereken Kolocep, Lopud ve Sipan adalarından bahsedeceğiz! Adını, Yunanca “elafos” yani geyikten alan takımada, bu ismini antik çağlardaki yoğun geyik popülasyonuna borçlu.
Günlük yaşamın koşuşturmasından uzaklaşmak isteyenler için özellikle araç kullanımı olmayan Kolocep ve Lopud’u önerebiliriz. Egzotik bahçelerle çevrili taş evleri ve minik plajıyla ünlü Lopud, çam ormanları ve meyve ağaçlarıyla kaplı Kolocep, Dubrovnik aristokrasisinin gözdesi Šipan şehirden feribotla kolayca gidebileceğiniz üç mücevher!
Portland & Seattle, ABD
ABD’nin kuzeybatısında Portland’den Seattle’a doğru bir yol hikâyesi…
Coğrafik olarak etkileyici bir noktada yer alan Seattle aynı zamanda “geleceğe yürüyen” bir şehir. Yeniliklerin merkez üssü olan şehir zengin kahve kültürü, tarihi, gastronomi sahnesinde iddialı olan restoranları ve butikleriyle dopdolu. Özellikle yaz aylarında cıvıl cıvıl olan şehir Pasifik kıyısının açan güneşi gibi adeta.
Portland ise uzun ve sıcak günleriyle tam bir yaz destinasyonu. ABD’nin en güzel şehirlerinden biri olan Portland kendisi hakkında alışılagelmiş söylemlerin ötesine geçiyor. Özellikle iştah açan yemek noktaları, tasarım alanlarıyla son derece cezbedici. Buradayken şehir planlamacılarına bol bol teşekkür edeceğinizi biliyoruz zira yürüyüş parkurları ve geniş bahçeleriyle sizi, şehir ortasında doğayla buluşturuyor. Sokak lezzetlerini seviyorsanız tüm halkın meşhur yemek kamyonlarındaki atıştırmalıklara bayıldığını belirtelim.
Tanzanya
Büyük Göç zamanı Tanzanya’ya seyahat etmek her gezginin “mutlaka yapılması gereken seyahatler” listesinde vardır… Serengeti’nin zamansız manzaraları, doğanın sessizliği eşliğinde duyulan vahşi yaşamın adımları sizi, hayatta bir kez yaşayabileceğiniz deneyimlere davet ediyor. Afrika’nın en etkileyici manzaralarından birine sahip olan, etkileyici vahşi yaşam popülasyonuyla Tarangire National Park, Doğu Afrika’nın ikonik türlerinin neredeyse tamamını barındıran ve özenle korunan Ngorongoro Crater, doğanın en çarpıcı gösterilerine tanık olacağınız Serengeti National Park bu seyahatinizin en unutulmaz anlarına ev sahipliği yapacak.
Fransız Gölleri, Fransa
Temmuz ve Ağustos aylarında dolup taşan Fransız Rivierası’na alternatif arayan gezgin bir ruhsanız Fransız Gölleri sizin için yepyeni bir deneyim olacak! Savoie ve Haute Savoie bölgelerinde ardı ardına sıralanan Lac de Bourget, Lac d’Annecy ve Lac d’Aiguebelette gölleri plaj tatillerini aratmıyor. Bu üç gölün Fransızlar tarafından renkleriyle ayırt edildiğini biliyor muydunuz? Yereller arasında Lac de Bourget gri, Lac d’Annecy mavi, Lac d’Aiguebelette yeşil olarak biliniyor.
Cenevre veya Lyon’a uçtuktan sonra aracınızı kiralayıp mavi ve yeşilin buluştuğu bu doğal güzellikleri, kıyılara kurulan kartpostal tadındaki kasabalarla birlikte keşfedebilirsiniz.
Dublin, İrlanda
Sıcak hava ve güneş ışığı altında gezmenin ötesine geçip, sıcağın sizi bunaltmadığı bir şehir gezisi için Dublin hayalinizdeki rota! Bu şehir için en güzel sözleri aslında 20. yüzyıl edebiyatına iz bırakan İrlandalı yazar James Joyce dile getirmiş:
“Eğer Dublin’in kalbine girebilirsem dünyanın tüm şehirlerinin kalbine girebilirim.”
İrlanda’nın tarihi ve modernizmi aynı potada eriten şehri Dublin hem 1000 yıllık geçmişiyle hem de son moda mekânlarıyla şaşırtmaya devam ediyor. Avrupa’nın yeşil şehirleri arasında yer alan Dublin’in parklarında bol bol keyif yapmak seyahatinizin en güzel zamanları olacak. Sanat, tarih ve elbette pub kültürüyle yaşayan bu şehirde müzelere, kiliselere, lokal tatlara, tasarım butiklere doyacaksınız.
BONUS: Formentera, İspanya
Formentera Adası’nın turizm sayfasına girdiğinizde “Akdeniz’in son cenneti” yazdığını göreceksiniz. Haksız da sayılmazlar… Genellikle Ibiza’nın “hippi kız kardeşi” olarak adlandırılan, Balear Adaları’nın en küçüğü Formentera modern turizmin henüz ulaşamadığı Akdeniz adalarından. El değmemiş plajları ve doğallığıyla daha çok Maldivler hissi veren adanın en çekici yanı hiç değişmiyor olması. 1960’lı yıllardan beri zarif bir kaçış adresi olan Formentera çılgın eğlencenin yerine güzel manzaralara karşı içkisini yudumlamak isteyenleri bekliyor.
Detaylı bilgi ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr
0212 266 6363 – 118