Avrupa Birliği’nin merkezi olmasıyla dünyanın odak noktalarından biri olan Belçika, COVID-19 salgınıyla mücadele kapsamında uyguladığı seyahat prosedürlerini güncelleyerek, tüm COVID kısıtlamalarının kaldırıldığını duyurdu.
Türk vatandaşları herhangi bir aşı veya PCR testi zorunluluğu olmaksızın Belçika’ya seyahat edebiliyor.
Belçika’da yapılacak çok aktivite, görülecek çok şey var! Avrupa’nın en yeşil ülkelerinden biri olan Belçika aynı zamanda ülkeye özgü leziz çikolataları ve engin bira kültürü ile meşhur.
Belçika’nın Görülmeye Değer Şehirleri
Brüksel
Belçika’nın merkezinde yer alan başkent Brüksel; Flemenk, Alman ve Fransız kültürünün buram buram hissedildiği bir şehir. Ortaçağdan günümüze tüm görkemini koruyan, şehrin can alıcı merkezi Grand Place’taki çikolata dükkanları, tarihi binaları ve lüks mağazaları ile Place du Grand Sablon, Gotik ve Rönesans mimarisinin bir arada kullanıldığı St. Catherine Kilisesi ve Çizgi Roman Müzesi Brüksel’i tanımanız için ziyaret edilecek olmazsa olmaz adresler… Kentin en önemli alışveriş noktalarından olan Avenue Louise ve Rue De Chartreux’de birbirinden hip mağaza ve butikler bulabilirsiniz. Brüksel’in en önemli yönlerinden biri de zarif dekoratif süslemelerin kullanıldığı Art Nouveau akımının en güzel eserlerini bünyesinde barındırması. Yerel mimar, tasarımcıların rehberliğindeki 3 saatlik turlara katılarak bu benzersiz eserler konusunda detaylı bilgi alabilirsiniz. Brüksel gerçek bir gurme adresi! Kentte onlarca kaliteli restoran bulunuyor.
Brugge (Bruges)
Belçika’nın UNESCO Kültür Merkezi listesindeki Brugge; Ortaçağdan bu zamana bozulmadan taşıdığı değerleriyle parlıyor. Venedik’i anımsatan kanalların üzerinde tekne turu yapmak, Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşıp bol bol fotoğraf çekmek, parklarında yürüyüş yapmak Brugge’ü tam anlamıyla yaşamanız için gerekli! Bisiklet kiralayıp Aşıklar Gölü civarında dolaşmak, Minnewater Parkı’nı gezmek, Belfry Çan Kulesi’ne çıkıp nefes kesen şehir manzarasını izlemek, Groeningemuseum’u ziyaret etmek, çikolatalarıyla ünlü şehrin Çikolata Müzesi’ni görmek Brugge’ün en vazgeçilmez rotaları.
Ghent
Yorucu zamana ve maruz kaldığı savaşlara yenilmemiş, “kutsanmış” bir şehir Ghent. Belçika’nın tarihten günümüze taşıdığı Ortaçağ kenti boydan boya Romantik mimarisiyle heyecanlandıran binaları ve meydanlarıyla zamanda yolculuğa çıkarıyor. 7. yüzyıla dayanan köklü tarihinde Scheldt ve Lys nehirlerinin birleştiği yerde bir yaşam kuran Ghent için, Belçika’nın açık hava müzesi desek abartmış olmayız. Ortaçağ zenginliğini yansıtan tarihi binalar, taş sokaklar, nehrin iki tarafını saran evler bir kartpostal gibi gözlerinizin önünden geçiyor. St. Bavo Katedrali’nin kendisi kadar Jan Van Eyck’e atfedilen Adoration of the Mystic Lamb resmi, “kontların kalesi” Gravensteen Kalesi, şehrin simgesi olan Çan Kulesi Ghent’te görmeniz gereken ilk adresler. Hava karardığında Grasburg Köprüsü üzerinden St. Michael Kilisesi’nin ışıklandırılmış siluetini izlemelisiniz.
Antwerp
Dinant
Size Özel Seyahat Programı için: travel@julesverne.com.tr