Doğal yaşamı ve kültürel çeşitliliğiyle göz kamaştıran Güney Afrika Cumhuriyeti, COVID-19 salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan tüm kısıtlamaların kaldırıldığını duyurdu!
23 Haziran 2022 tarihinden itibaren Güney Afrika Cumhuriyeti’ne seyahat edecek Türk vatandaşları herhangi bir aşı, PCR testi ve maske takma zorunluluğu olmaksızın ülkeye seyahat edebiliyor. Uçak içerisinde sağlık beyan formu doldurma uygulamasına devam ediliyor. Ayrıca alınan karar ile kapalı ve açık alanlarda uygulanan kişi kapasitesi sınırlamaları da sona erdi.
Güney Afrika Cumhuriyeti doğası ile tanrının son derece cömert davrandığı bir yer! Ülke genelinde bulunan doğal yaşam parkları, belgesel kanallarını ayağınıza getirecek kadar büyük ve gerçek! Uzun yıllar İngiliz kolonilerinin hükmü altında kalan ülkede yoğun bir kültürel çeşitlilik; son derece renkli bir sosyolojik yapı mevcut. İngiliz – Hollanda – Zulu kültürlerinin karışımı ile oluşan Güney Afrika halkı da son derece sıcak kanlı ve yardımsever.
Bu arada Güney Afrika Cumhuriyeti Türk vatandaşlarından vize talep etmiyor. Güney Afrika seyahatinin en avantajlı yanlarından biri de kuzeyden güneye uçulduğu için jet-lag sıkıntısı yaşamayacak olmanız. Ayrıca kahve ve şarap meraklısı iseniz Güney Afrika Cumhuriyeti’ne bayılacağınız şimdiden garanti demektir!
Atlas Okyanusu ile Hint Okyanusu arasında yer alan konumuyla çarpıcı plajları, yemyeşil tarım arazileri ve nefis üzüm bağlarıyla çevrili Cape Town, Güney Afrika’nın en canlı şehirlerinden bir tanesi. Pırıl pırıl güneş, uçsuz bucaksız okyanus, taptaze bir hava ve Masa Dağı’nın tanımladığı bu şehir Hollanda, İngiliz ve Zulu kültürlerinin karışımıyla oluşmuş, tam bir melez güzeli! Afrika, Asya ve Avrupa kültürlerinin değişik bir karışımından oluşan popülasyonu şehrin müziğine, mimarisine ve mutfağına yansıdığı için Cape Town’da yapılacak, görülecek çok şey var. Cape Town’un eşsiz şehir manzarasına ve günbatımına tanıklık etmek için teleferik ile Masa Dağı’na çıkmalı; Güney Afrikalı sanatçıların resim ve heykellerine ev sahipliği yapan Güney Afrika Ulusal Müzesi’ni dolaşmalı; Cape Town’a esir ticareti ile gelen Malezyalı Müslümanların rengarenk boyanmış şirin evleri ile yarattıkları şen mahallesi Bo Kaap gezilmeli; Camps Bay, Llandudno Plajlarında denizin ve Afrika güneşinin tadını çıkarmalı. Ayrıca Cape Town’un en karakteristik bölgelerinden De Waterkant, birbirinden sevimli küçük sokakları, rengarenk evleri ve sevimli dükkanları yürüyerek gezmek için ideal. Üstelik yorgunluk atmak için her köşede birbirinden güzel kafeler ve restoranlar da sizi bekliyor olacak.
Güney Afrika’yı görmek için iştah kabartan faktörlerden en heyecan vereni hiç kuşkusuz safari! Özellikle Kruger kentinde bulunan Kruger Milli Parkı’nda unutulmaz bir safari deneyimi yaşayıp, National Geographic fotoğrafçılarına taş çıkartan nefis kareler yakalayabilirsiniz.
Ve Johannesburg… İstatistiklere göre “Dünya’da en fazla ağacın bulunduğu şehir” olan Johannesburg, yeşil olduğu kadar renkli bir kent. Bu kentteyken Lion Park’a gidip yavru aslanları sevebilir, akşam soluğu Sun City’de alıp Afrika’da Las Vegas ortamı yaşayabilirsiniz.
Güney Afrika’da size özel seyahat programı için: travel@julesverne.com.tr