Muhteşem şehirleri, güçlü kültürü ve rengarenk yaşamı ile İspanya, kültür ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenler için gezilebilecek en etkileyici ülkelerden biri.
İber Yarımadası’ndaki eşsiz konumu ile güneyde ve doğuda Akdeniz; kuzeyde Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan bu güzel Avrupa ülkesi; kuzeyde Fransa ve Andorra, batıda Portekiz, güneyde ise Birleşik Krallık ile komşu. Dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında 3. sırada yer alan İspanya, 17 özerk bölge ve 2 özerk şehirden oluşuyor. Birbirinden ilginç yapılarıyla göz kamaştıran ülkede; Madrid’den Barselona’ya, Valencia’dan Sevilla’ya, Malaga’dan Toledo’ya, Cordoba’dan Granada ve İbiza’ya keşfedecek çok şey var!
2000 yıllık tarihi ile birçok anıt ve sembole ev sahipliği yapan Barselona; zarif bulvarları ve bakımlı parklarıyla ünlü Madrid; ışıltılı gece hayatıyla göz kamaştıran adası İbiza, dar sokakları ve renkli şehir yaşantısı ile Granada; orta İspanya’daki bir dağın tepesinde yer alan Toledo; Avrupa’nın en iyi plajlarına sahip San Sebastian; sanat ve bilim kenti olarak bilinen Valencia; Endülüs’ün başkenti Sevilla; zengin kültürü ve Akdeniz’in masmavi suları ile Malaga; dört bin yıllık tarihi ile batı Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri olan Cadiz; Avrupa’nın en güzel adalarına sahip İspanyol Adaları ve tüm güzelliği ile keşfedilmeyi bekleyen Zaragoza…
İspanya’nın Görülmeye Değer Şehirleri…
Barselona
2000 yıllık tarihi ile birçok anıt ve sembole ev sahipliği yapan Barselona, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle İspanya’nın en çok turist çeken şehirlerinden biri. Modernizmin öncüsü ve Art Nouveau tarzının çılgın uygulayıcısı Gaudi’ye ait yapıtlarıyla Katalan kültürünün harikalar diyarı Barselona; rengarenk sokakları, muhteşem yapıları ve enfes lezzetleriyle kesinlikle keşfe değer! Mimar Gaudi’nin eserlerinin yer aldığı Barselona sokaklarında dolaşırken, yüzünüze çarpan Akdeniz esintileriyle bu şehre bir kez daha hayran kalacaksınız.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Gaudi’nin yarım kalan bazilikası La Sagrada Familia, Gaudi tasarımı Parc Guell, UNESCO Dünya Mirası sayılan Palau de la Música Catalana, La Boqueria, Picasso Müzesi, Fundació Joan Miró.
- Barcelona’ya tepeden bakan muhteşem manzarasıyla Park Guell, şehrin göz alıcı simgelerinden biri. Gaudi’nin eseri olan ve modernist eserlerle çevrili yeşil bir dünya sunan parkı mutlaka gezmelisiniz.
- Gaudi’nin en avangart binalarından biri olan La Pedrera’ya giderek çatı katındaki terastan şehir manzarasını izleyin.
- Şehrin simgesi olan Sagrada Familia Bazilikası, Barselona’nın önemli mimarı Katalan mimar Antoni Gaudi’nin en büyük eseri. Halk arasında “bitmeyen kilise” olarak adlandırılan, Neo-Gotik tarzdaki bu muhteşem yapı, dünyadaki en alışılmadık tapınaklardan biri olması açısından da oldukça ilgi çekici.
- 1929 yılında inşa edilen Katalonya Ulusal Sanat Müzesi, Barselona’nın en ihtişamlı müzelerinden biri. Klasik İtalyan mimarisinden izler taşıyan bu görkemli yapı, şehre hakim konumda bulunan Montjuic Tepesi’nde yer alıyor. Jose Puigi Cadafalch tarafından inşa edilen bu müzede Katalan sanatına ait eserleri görüp, zamanda yolculuk yapabilirsiniz.
- Çocuklarıyla seyahat edenler Akvaryum ve Hayvanat Bahçesi‘ne giderek, keyifli ve eğlenceli saatler geçirebilir.
- Barcelona’nın Galata’sı diyebileceğimiz El Born’un daracık ara sokaklarında dolaşabilirsiniz.
- Picasso’nun kişisel eşyalarının yanı sıra “mavi dönemim” dediği 1901 – 1904 yılları arasındaki eserlerinin yer aldığı Picasso Müzesi, Picasso’nun yaşadığı Orta Çağ evi olarak 1963 yılında inşa edilmiş, serginin büyüyerek çevre binaların eklenmesiyle de günümüzdeki halini almış.
- Barcelona’nın en eğlenceli caddesi Las Ramblas üzerindeki Barcelona’nın tarihi yiyecek pazarı La Boqueria’ya uğrayın.
- Museu Frederic Meres‘i gezin ve hemen önündeki avluda taş merdivenlere oturup, sokak sanatçılarının enstrümanlarıyla çaldıkları parçaları dinleyin.
- Barcelona’ya yukarıdan bakmak için Montjuic tramvayına binerek nefes kesici manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
- Katalonya’nın denizcilik tarihini yansıtan Maritime Museum, Barselona’nın en yaratıcı ve ilgi çekici turistik noktalarından biri. La Ramblas’ta bulunan müze; müzeyi koruyup yaymak amacıyla gelecek nesillere ayna tutmak amacıyla yaptırılmış.
- Joseph Puigi Cadafalch tarafından küçük bir İspanyol köyü şeklinde tasarlanan Poble Espanyol Müzesi, İspanya’nın farklı yerlerinin mimari ve kültür yapılarının sergilenmesi amacıyla yaptırılmış, kesinlikle görülmeye değer!
- 19. yüzyıldan kalma muhteşem opera binası Gran Teatre Del Liceu, sadece İspanya’nın değil, dünyanın da en önemli sanat merkezlerinden biri. 1847 yılında inşa edilen Gran Teatre Del Liceu, rehberli turlar eşliğinde ziyaret edilebiliyor.
- Barselona’nın en ünlü plajları arasında yer alan Barceloneta Beach içerisinde bulunan kiralama noktalarından bisiklet kiralayarak, sahil şeridinde keyifli bir tura çıkabilirsiniz.
Madrid
Avrupa’nın kozmopolit kentlerinden biri olan Madrid, aynı zamanda İspanya’nın başkenti. Zarif bulvarları ve bakımlı parklarıyla ünlü şehir, İspanyol sanatçıların eserleri de dahil olmak üzere Avrupa sanatının zenginlikleriyle dolu.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Valzquez ve Goya’nın eserlerinin yer aldığı Prado Müzesi, Lazaro Galdiano Müzesi, Thysseen Bornemisza Müzesi, Madrid Kraliyet Sarayı, Milli Kütüphane, Buen Retiro Parkı, Mayor Meydanı.
- Şehrin en eski ve en büyük meydanı Plaza Mayor, güzel havalarda oturup birşeyler içmek ve gelip geçeni izlemek için ideal.
- Flamenko’nun doğduğu yer güney İspanya olsa da Madrid’de de en iyi örneklerini bulabilirsiniz. Klasik gitar ve dans gösterilerini kaçırmayın.
- Madrid’in gurur duyduğu sanat müzeleri Museo del Prado, Centro de Arte Riena Sofia ve Museo Thyssen-Bornemisza’ya bir gününüzü ayırın. Picasso, Goya, Velazquez ve El Greco gibi İspanyol ustalarıyla başlayacak ve dünyanın en önemli ressamları ile tamamlayacaksınız. Güzel sanatlara doyun!
- Klasik mimarinin güzelliğini keşfetmek için Calle de Alcala boyunca Plaza de Cibeles’e doğru yürüyün. Metropolis Binası’nın muhteşem kubbesi ve heykellerine dikkat edin. Cibeles’den Paseo del Prado’ya sapın, Parque Retiro’da göl kenarındaki biraz dinlendikten sonra içinde botanik bahçesi bulunan tren garı Atocha’ya kadar yürüyün.
Valencia
Akdeniz’e kıyısı olan Valencia, sıcak ikliminin verdiği samimiyet ve insanı mutlu eden şehir hayatı ile son dönemin parlayan yıldızı. İspanya’nın en büyük ve önemli şehirlerinden biri olan Valencia, inşa ettiği kültürel ve eğlence kompleksi ile Tuna Nehri’nin yönünü de değiştirmiş. Komplekste; bilim müzesi, planetaryum ve akvaryum gibi çeşitli sergi ve aktiviteler yer alıyor. Şehir; her sene Mart ayında birçok farklı boy ve renkte papier – maèé figürlerinin sergilendiği Fallas Festivali’ne de ev sahipliği yapıyor.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Şehrin kuzey kapısı Torres de Serranos ve manzarası, San Nicolás Kilisesi, eski Ortaçağ köprüleri, Plaza del Mercado, Plaza del Cordillo ve fıskiye havuzu, ipek borsası Lonja de la Seda, Iglesia Catedral-Basílica Metropolitana de la Valencia.
-
- Iglesia Catedral-Basílica Metropolitana de la Valencia; Romanesk, Gotik ve Barok mimarisinin eşsiz bir uyumu! Barok ve Gotik mimarinin beraber kullanıldığı kilise bu yapının Valencia’daki en iyi örneği. Kilisenin gösterişli iç dekorasyonu ise büyüleyici.
- Şehrin merkezinde yer alan Mercado Central de Valencia Art Nouveau ve Arap füzyon mimarisi, görkemli Endülüs çinileriyle büyüleyici.
- Mercado’nun tam karşı köşesinde yer alan ve 15. yüzyılda ipek ticaret pazarı olarak inşa edilen La Lonja, Valencia’da Gotik mimarinin başyapıtı olarak biliniyor. La Lonja binası bugün UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.
- Ortaçağdan kalan konakları, butikleri, galerileri, kafe, bar ve restoranları ile keyifli bir rota olan Barrio del Carmen, eski şehrin kuzeyinde yer alıyor.
- 17. yüzyılda inşa edilen Museo de Bellas Artes, İspanya’nın en önemli müzelerinden biri. Goya portrelerinin ve Velázquez self-portrait’lerin sergilendiği müze aynı zamanda 15. yüzyıl pirmitiflerinin bulunduğu bir koleksiyona sahip.
- Modern resimlerden heykellere kadar alışılmışın dışında sanat eserleriyle Instituto Valencia d’Arte Modern şehrin çağdaş yüzü.
- Şehrin ortasında yeşil bir vaha yaratan Turia Bahçeleri palmiyeler, çam ağaçları, zakkumlar ve Akdeniz bitkileri ile dolu geniş bahçelerle çevrili ve eşsiz bir yürüyüş rotası.
- Ciudad de las Artes y las Ciencias büyük beyaz sırt çıkıntısı ve su yolu ile Atlantisi andırıyor. The Prìncipe Felipe Science Museum, El Palau de les Arts Opera ve Oceanographic adlı 3 ayrı binadan oluşuyor.
Malaga
Göz alabildiğine uzanan sahili ve restoranlarındaki eşsiz lezzetleri ile canlı ve enerjik bir atmosfere sahip olan Malaga; İspanya’nın Endülüs Özerk Bölgesi’nde İberik Yarımadası’nın doğusunda, Endülüs’ün güneyinde yer alan büyüleyici bir liman kenti. Üç binlik yıllık tarihi içinde her zaman önemli bir liman ve ticaret kenti olan Malaga adını İbranice “melak” tuz kelimesinden alıyor. Yılın neredeyse 300 günü güneşli olan şehir; zengin kültürü, Akdeniz’in masmavi suları, nefis plajları, sıcakkanlı insanları ve rengarenk gece yaşantısı ile kesinlikle keşfe değer!
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Stratejik bir konumda, 11. yüzyılda inşa edilmiş bir sarayda hizmet veren bir kale olan Alcazaba, Picasso Müzesi, Antik Roma Anfi Tiyatrosu, La Malagueta Boğa Güreşi Arenası, Gibralfarao Kalesi.
- Paris Pompidou Merkezi’nin şubesi olan, çok renkli küplerin taçlandırdığı modern binada yer alan Centre Pompidou.
- Yapımına 16. yüzyılda başlanan, muhteşem kubbeli tavanı ve tüm haşmeti ile dimdik ayakta kalan Catedral de Málaga.
- Malaga’nın halk kültürünü tüm detayları ile yansıtan Museo de Artes y Costumbres Populares.
- Şehrin İslam geçmişinin bir parçası olan Castillo de Gibralfaro.
- Görkemli vitray penceresinde kentin tarihi olaylarını tasvir eden Mercado Atarazanas
- Eski bir tütün fabrikasında, otomobil tarihçesini Chanel, Yves Saint Laurent ve Dior gibi stil uzmanlarından oluşan 20. yüzyıl modasıyla birleştiren Museo Automovilístico.
- Málaga’nın prestijli birinci sınıf sanat müzelerinin antitezi olarak, sokak sanatçılarının akını ile bölgeye yansıtılan doğal bir hareket olan MUES (Málaga Arte Urbano en el Soho) Bölgesi.
- Şehrin kumlu plajı Playa de la Malagueta.
Sevilla
Endülüs’ün başkenti Sevilla; turistik mekanlarının yanı sıra festivalleri ve coşkulu gece hayatı ile dünya çapında ünlü. Şehir aynı zamanda bölgenin de finansal ve kültürel başkenti durumunda. Christopher Columb’un gömülü olduğuna inanılan Sevilla Katedrali gibi önemli yapılara sahip olan şehirde görülmesi gereken bir diğer yer ise lüks bahçeleri ile bir Mağribi sarayı olan Real Alzacar.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: İspanya’nın en önemli 2.tablo koleksiyonuna sahip Güzel Sanatlar Müzesi, 13. Yüzyıldan kalan Santa Ana Kilisesi, Giralda minaresi, 15.yüzyıldan kalan Sevilla Katedrali, Alcazar Sarayı, Torre del Oro gözlem kulesi, Maria Luisa Parkı.
- Sevilla’nın merkezinde, Müslümanlar zamanında camiyken 1248’de şehri ele geçiren 3. Felipe tarafından gotik bir kiliseye çevrilen Santa Maria Katedrali yer alıyor. Caminin minaresi “La Giralda” ise çan kulesine çevrilmiş. Kuleye çıkıp, Sevilla’nın muhteşem manzarasını 95 metre yükseklikten kuş bakışı seyretmeye doyulmuyor.
- Şehrin simgesi Alcázar Sarayı da görülmesi gereken bir diğer yer. Gotik, Barok ve Rönesans stillerinin karışımı bu etkileyici sarayın bahçesi ise harika! Rengarek, mis kokulu çiçeklerle dolu bu labirent şeklinde bahçede kaybolmamaya dikkat edin!
- Flamenko gösterileri, akşam 19:00 ve 21:00 olmak üzere 2 seans halinde düzenleniyor. Santa Cruz’daki Casa de la Memodia de Al-Andalus isimli “tablao” yani flamenko kulübündeki gösteriler şehrin en iyisi. Yer bulabilmek için biletlerinizi önceden almanızı öneririz.
- Guadalquivir Nehri nazlı nazlı Sevilla’nın ortasından geçiyor. Nehir boyu yürüdüğünüzde, meşhur Triana Köprüsü’nden karşıya geçebilirsiniz.
- Altın Kule’nin önünden kalkan tekne turları sırasında, Guiness Rekorlar Kitabı’na giren, dünyanın en uzun ve tek parça olan köprüsünü görecek, bu sırada Expo ’92‘nin Sevilla’ya kazandırdığı çağdaş mimari yapılara hayran kalacaksınız.
- Bizet’in Carmen’i ve Mozart’ın Figaro’nun Düğünü dahil 100’ü aşkın operaya ruh vermiş, UNESCO tarafından “Müzik Kenti” ünvanına layık görülen Sevilla’dan bir opera izlemeden ayrılmayın.
- Maria Luisa Parkı’nı görmelisiniz. Yeşillikler arasında kendinizi kaybetmişken parkın Parkın içindeki Arkeoloji Müzesi’ni de gezmenizi tavsiye ederiz.
- Paskalya ile başlayan ve Ekim ayına kadar devam eden boğa güreşlerini fırsat bulursanız izlemelisiniz. Sevilla’nın en eski ve önemli arenası “Plaza de Toros de la Maestranza” bir gösteriyi izlemek için ideal.
Cordoba
Güney İspanya’da Endülüs Bölgesi’nde yer alan Cordoba, büyüleyici tarihi ve mimarisi ile İspanya’nın en iyi korunmuş, en çok ilgi uyandıran destinasyonlarından biri. 8.yüzyılda Magripliler tarafından fethedildikten sonra başkent olan Córdoba’nın kültürel zenginliğinin temeli atılmış, 13. yüzyılda Hristiyanlar tarafından yeniden ele geçirilince bu zeminin üzerine farklı renkler, farklı tatlar eklenmiş. Córdoba’nın köklü tarihi bugüne birbirinden özel kültürel miraslar bırakmış. Sizi şaşırtan mimarisi, dolambaçlı sokakları ve beyaz boyalı duvarlarıyla kesinlikle farklı ve kesinlikle görülmeye değer.
1984 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasına giren Cordoba’da; dünyanın 3. Büyük cami/kilisesi Mezquita, Alcazar Sarayı, Rönesans döneminden kalma Palacio de Viana, Musevi Mahallesi, Medina Azahara Harabeleri ve Antik Roma şehir surları gibi Hristiyan, Müslüman ve Musevi kültür ve mimarisinin çok iyi korunmuş örneklerini bulmak mümkün.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler:
Rönesans Dönemi’nde inşa edilen Palacio de Viana, dünyanın 3. büyük cami/kilisesi Mezquita, Alcazar Sarayı, Musevi Mahallesi, Medina Azahara Harabeleri ve antik Roma şehir surları mutlaka görülmeli.
Granada
İspanya’nın Endülüs Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Granada, İspanya’nın turizm açısından en önemli şehirlerinden biri. Farklı kültürlerin kesişim noktası olan şehir; Nivada Dağları’nın eteğinde, Darro, Beiro, Genil ve Monachil nehirlerinin kesiştiği bölgede eşsiz bir konuma sahip. Dar sokakları ve renkli şehir yaşantısı ile ziyaretçilerine akıllarda kalacak bir tatil yaşatan Granada, göz alıcı tarihi yapılarıyla göz kamaştırıyor.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler:
- UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan El Hamra; saray, kale ve görkemli bir bahçeden oluşan bir kompleks. El Hamra’dan sonra şehirdeki en etkileyici yapı ise görkemli Granada Katedrali. İspanya Rönesans’ı dönemine ait katedral, zarif mimari yapısı ve göz kamaştıran işletmeleri ile görenleri hemen etkisi altına alıyor.
- 47 metrelik Granada Kraliyet Şapeli, çingene mahallesi Sacromonte, Arap pazarı, Endülüs hamamlarının eşsiz bir örneği olan Hammam Al Andalus, tablolalar süslenmiş De la Cartuja, bembeyaz evler ve meyve bahçeleri ile donatılmış Albaicin, San Nicholas Kilisesi, Arap etkileri de taşıyan San Salvador Kilisesi ve Albaicin’in en hareketli bölgesi olan Plaza Larga Granada’dan ayrılmadan önce görmeniz gereken yerlerden sadece birkaçı.
- İhtişamı ile görsel bir şölen yaratan Catedral de Granada, Barok stilli kiliseleri görmekten bıkanlar için, belki de dünyanın en zengin dekorasyonlu bazilikası San Juan de Díos, İspanya’nın meşhur Katolik hükumdarlarının da yattığı görkemli Capilla Real; bir Rönesans köşkünde, antik araçlar, mamut dişleri, usturlap gibi buluntuların sergilendiği Museo Arqueológico; Granada eyaleti ve Córdoba’dan gelen, İngilizce ve İspanyolca açıklayıcı metinler ile İslami eserlerden oluşan bir koleksiyonun sergilendiği Museo de la Alhambra; 11. yüzyıldan kalma bir İslam hamamı olan Baños Árabes El Bañuelo; 16. yüzyılda inşa edilen ve, kum rengi ile misafirlerini karşılayan Monasterio de la Cartuja; 1349 yılında Sultan Yusuf tarafından bir okul ve üniversite olarak kurulan La Madraza de Granada; Granada’nın pitoresk Yahudi bölgesi Realejo da kesinlikle görülmeye değer!
Granada’ya Türkiye’den aktarmasız uçuş bulunmuyor. Şehri ziyaret etmeyi düşünüyorsanız Barselona veya Madrid’e aktarmasız olarak gidip, oradan Granada Uluslararası Havalimanı’na ulaşabilirsiniz. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinden tren veya otobüsle de Granada’ya ulaşım mümkün.
San Sebastian
San Sebastian, Bilbao’dan kolayca ulaşılabilen küçücük ama bir o kadar da güzel ve etkiyici bir Bask şehri. Baskça adı Donostia olan San Sebastian, İspanya’nın Atlantik Okyanusu kıyısında ve hemen kuzeydeki Fransa sınırına çok yakın. San Sebastian; mükemmel plajları ve olağanüstü yemek geleneği ile oldukça popüler. Napolyon Savaşları sırasında tamamen tahrip edilen Eski Kent Meydanı, 19. Yüzyılda yeniden inşa edilen birçok tarihi binaya ev sahipliği yapmakta. Yüz yıllık tarihi füniküler ile Monte Igueldo tepesine çıkıp manzarayı izlerken, şehrin merkezindeki Playa de la Concha ve Playa de Ondarreta plajlarının keyfini sürerken, San Sebastian Akvaryumu’nda sualtı yaşamını incelerken, leziz tapasların tadına bakarken şehrin neden bu kadar çekici olduğunu anlayacaksınız.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Tarihi şehir merkezi Parte Vieja, Iguelda Dağı’ndaki gözlem kulesi ve şehir manzarası, Barok stili St. Mary Kilisesi, İsa heykelinin yer aldığı Castillo de la Motta, St. Vincent Kilisesi.
- Yüz yıllık tarihi füniküler ile Monte Igueldo tepesine çıkıp mutlaka yukarıdan manzarayı izleyin.
- Şehrin merkezindeki Playa de la Concha ve Playa de Ondarreta, Avrupa’nın en güzel plajları olarak değerlendiriliyor. Atlantik Okyanusu’nun tadını mutlaka çıkarın!
- Plajların karşısındaki küçük Santa Clara Adasına balıkçı tekneleriyle gidebilirsiniz.
- Sörf yapmayı seviyorsanız veya öğrenmek istiyorsanız nehrin doğusundaki Playa de la Zurriola plajı tam size göre. Avrupa’nın en iyi sörf noktalarından biri kabul ediliyor.
- Köpek balıkları, deniz canlıları ve mercan adalarını gerçek ortamlarında gözlemlemek için San Sebastian Akvaryumu sizi bekliyor. Özellikle çocuklu aileler için ideal.
Cadiz
Dört bin yıllık tarihi ile Batı Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri olan Cadiz, büyüleyici manzarası ve iyi korunmuş tarihi yapıları ile tipik bir Endülüs şehri. Farklı geleneklerin mimari ve sanat yönlerini harmanlayarak misafirleri ile buluşturan Cadiz’de zamanı durdurup, tatilinizi unutulmaz bir hale getirebilirsiniz. Tarihi binlerce yıl önceye dayanan Cádiz, İspanya’nın güneybatısında, Endülüs Bölgesi ve Cadiz Körfezi’yle çevrili. 3300 yıllık tarihiyle Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri olsa da bugün kendisinden “Avrupa’nın yeni “en eski şehri” olarak bahsediyoruz. Uzun yıllar gölgede kalan bu şairane şehirde Havana’daymışsınız hissini alırsanız sakın şaşırmayın! Harika mimari, etkileyici tarihi miras, harika yemekler, harika şaraplar, mis gibi hava ve eşsiz plajlar… Hepsine Cádiz’de fazlasıyla doyacaksınız.
Toledo
16. yüzyıla kadar İspanyol başkenti olarak görev yapan Toledo, Orta İspanya’daki bir dağın tepesinde yer almakta. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanların yüzyıllar boyunca birlikte yaşadığı için şehir “Üç Kültür Şehri” olarak da anılıyor. Roma İmparatorluğu’na kadar uzanan tarihi, sanat ve mimari zenginlikleri ile birçok turist için popüler bir destinasyon olan Toledo’da yapılacak en iyi şey; Orta Çağ sokaklarında kaybolmak ve muhteşem bir katedral, sinagog ve camiyi içeren tarihi mimarisine bakıp, hayran olmak.
İbiza
Yaz aylarının vazgeçilmez tatil mekanı olan İbiza’nın her köşesi farklı bir hikaye barındırıyor. Işıltılı gece hayatıyla İbiza, birbiriyle yarışan kumsalları ve muhteşem doğası ile göz kamaştırıyor. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girecek kadar kıymetli olan İbiza’da plaj ve eğlence noktalarından çok daha fazlasını bulacaksınız.
İspanyol Adaları
Avrupa’nın en güzel adalarından birçoğuna sahip olan İspanya’da Balear ve Kanarya Adaları en popüler İspanyol Adaları olarak biliniyor. Bembeyaz kumlu plajlarıyla Ibiza’nın güneyinde yer alan Formentera, gözlerden uzakta plajıyla Menorca, büyüleyici ve muhteşem manzarasıyla Mallorca ve dünyanın en ünlü birkaç adasından biri olan Ibiza… İspanya anakarasının doğusunda yer alan bu dört Balear Adası tertemiz plajları ile göz kamaştırıyor.
Santiago de Compostela
Kuzeybatı İspanya’daki Galiçya bölgesinin başkenti Santiago de Compostela, Camino de Santiago olarak bilinen geleneksel Hac’ın nihai varış noktası olarak biliniyor. Santiago de Compostela, İsa Mesih’sin havarisi St. James’in gömüldüğü yer olması açısından, pek çok Hristiyan için önemlidir. Şehir hem dini gelenekleri hem de tarihi bakımından her yıl binlerce ziyaretçiyi kendisine çekiyor. Şehrin kalbinde yer alan Praza do Obradoiro’da özellikle St. James’in mezarının bulunduğu Santiago Katedrali gibi önemli yerler bulunuyor.
Zaragoza
İspanya’nın özerk Aragon Bölgesi’nin başkenti Zaragoza, Madrid ile Barselona’nın tam ortasında yer almakta. Ülke genelinde Hac merkezi konumunda bulunan bu şehir, Hristiyanlığın İspanya’ya yayılması açısından da oldukça önemli.