29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın bu yıl Pazartesi gününe denk gelmesiyle uzun hafta sonu tatili için planlar yapılmaya başlandı bile. Bu özel ve kutlu günü doyasıya kutlarken bu toprakların farklı hikâyelerini öğrenmek ve Türkiye’nin en güzel rotalarını keşfetmek ister misiniz? Ankara, Burgazada, Ayvalık-Cunda, Gaziantep-Halfeti, Çanakkale, İzmir-Şirince, Mardin rotaları ile Türkiye’yi keşfediyoruz. Doğusundan Batısına 29 Ekim’de seyahat planı yapabileceğiniz keyifli seyahat önerilerimiz:
Ankara
29 Ekim’de ziyaret edilecek en anlamlı öneri elbette Ankara… Bugünkü varlığımıza şükran duyduğumuz büyük lider Mustafa Kemal Atatürk huzurunda Anıtkabir ziyareti ile Ankara gezinize başlayıp, daha sonra bu kültür şehrini bir bir keşfetmeye başlayabilirsiniz. Ankara’da gezilecek yerler listesi sandığınızdan da uzun…
“Avrupa’nın En İyi Müzesi unvanını alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi‘ne uzun bir zaman ayırmanızı öneririz. Müze koleksiyonu kronolojik bir sırayla Paleolitik Çağ’dan günümüze kadar uzanan arkeolojik eserlere ev sahipliği yapıyor. Nazım Hikmet, Cevat Şakir, Yılmaz Güney, Bülent Ecevit’e kadar Türkiye tarihinde önemli değere sahip isimlerin hapis yattığı; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Erdal Eren’in idam edildiği Ulucanlar Cezaevi Müzesi ülke tarihiyle ilgili olaylara tanıklık etmek için mutlaka ziyaret edilmeli. İbrahim Çallı, Nuri İyem, Osman Hamdi Bey başta olmak üzere Türk sanatının önemli isimlerinin eserlerine yer veren Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi‘ni görebilirsiniz. Hemen yanında yer alan Etnografya Müzesi‘nde ise Selçuklu Dönemi’nden günümüze uzanan Türk sanatı eserlerini görmek mümkün. Anadolu eserlerine yer veren Erimtan Müzesi, çağdaş sanat müzesi Müze Evliyagil, modern sanatlar merkezi CerModern‘e de zaman ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Çanakkale
Dünyanın en önemli iki savaşının yaşandığı, bir milletin kaderini değiştiren kadim toprakların adresi Gelibolu Yarımadası… Binlerce yıllık tarihi boyunca hakkında onlarca destan yazılan bu topraklar gün geldiğinde kendi destanımız olmuş. Troya ve I.Dünya Savaşı’nın merkezi olan topraklara bu kez her iki destanı anımsamaya gidebilirsiniz. Öncelikle gerçek bir kurtuluş hikayesi olan I.Dünya Savaşı’nda kahramanlıklara, mücadelelere tanıklık eden Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı‘nı ziyaret edebilirsiniz. Kilitbahir Kalesi, Seyit Onbaşı Anıtı ve Mecidiye Tabyaları, 57. Alay Şehitliği, Çanakkale Şehitler Abidesi, Conkbayırı, Atatürk Anıtı görülmeli.
Çanakkale’nin bu yılki önemi önceki yıllara göre daha büyük. Troya Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınmasının yirminci yılı sebebiyle 2018 Troya Yılı etkinlikleri büyük öneme sahip. Bu yıl 6.sı düzenlenen Çanakkale Bienali de ilhamını Troya’dan alıyor.Çanakkale kent merkezi ve Troya bölgesinde farklı mekânlarda 6 hafta süresince gezilebilecek Çanakkale Bienali 37 uluslararası sanatçının eserlerini “Geçmişten Önce – Gelecekten Sonra” başlığı altında bir araya getiriyor. Troya’yı yeniden canlandıran ve Opet desteğiyle yenilenen Tevfikiye Arkeo Köyü, Troya Müzesi, sanat merkezi MAHAL, Korfmann Kütüphanesi bienalin ana mekânları arasında. 6. Çanakkale Bienali 11 Kasım’a kadar devam ediyor.
Burgazada
Prens Adaları’nın en zarif, en yeşili bol, sokaklarında dolaşması en keyifli adası Burgazada… İstanbul’dan fazla uzaklaşmadan, şehrin tüm kaosunu arkanızda bırakıp ada havası almak istiyorsanız hangi vapura binmeniz gerektiğini biliyorsunuz! Osmanlı fethi öncesinde Yunanca kale, burç anlamını taşıyan Pyrgos ismiyle anılan Burgazada çam kokuları eşliğinde bir huzur krallığına davet ediyor. Adalar içerisinde daha az yerleşim olması sayesinde daha sakin olan Burgazada gezi rehberi…
Burgazada’da hiçbir şey yapmak istemiyorsanız sadece çam ormanları arasında dolaşıp, ahşap köşklerle dolu sokaklarında gezebilirsiniz. İlk olarak 9. yüzyılda inşa edilen ve 19.yüzyılda restore edilerek son görünümüne kavuşan Aya Yani Kilisesi adanın sembolü. 1917 Bolşevik Devrimi’nden kaçan Beyaz Ruslara kapılarını açan Rum Ortodoks Aya Yorgi Garipi Kilisesi, ince işçiliğiyle Metamorfoz Manastırı, her yıl 6 Ağustos günü kutlanan Metamorfoz Yortusu kutlamasına ev sahipliği oluyor. Türk çağdaş hikâyeciliğine büyük izler bırakan Türk edebiyatının güçlü ismi Sait Faik Abasıyanık‘ın hayatını geçirdiği Burgazada’daki evi bugün müze olarak hizmet veriyor. Yazarın hayatına ve eserlerine ait tüm detayları burada görebilirsiniz. İstanbul’a uzaktan bakmak,manzara eşliğinde güzel bir yürüyüş yapmak istiyorsanız Gezinti Yolu Caddesi’ni takip edin.
Ayvalık –Cunda
Türk ve Rum kültürlerinin bu kadar güzel harmanlandığı Ayvalık-Cunda, mübadele döneminin hüzünlü hikâyeleri kadar geleceğe ışık olan kardeşlik anılarıyla hala biricik hala en özel… Çam ormanlarının, zeytin ağaçlarının gölgesinde, Arnavut kaldırımlı dar sokaklarındaki Rum evlerinin güzelliğinde günden güne daha yaşanılır, daha güzel bir hal alan Ayvalık ve Cunda Adası sonbaharın son günlerinde sonsuz bir huzur ve mutluluk veriyor. Ayvalık rehberi ve Cunda’da gezilecek yerler listemizle 29 Ekim’i doya doya yaşayın. 18. ve 20. yüzyılları arasında güçlü bir liman ve kültür kenti olan Ayvalık’ta Ayvalık adaları ve Midilli manzaralarını seyretmek için Şeytan Sofrası, taş Rum evleri, 1873 yılında inşa edilen zarif işçiliğiyle göz dolduran Taksiyarhis Kilisesi mutlaka görülmeli.
Bir yanı bohem ve karizmatik, bir yanı bakir ve huzurlu Cunda Adası ise özellikle Koç Ailesi’nin adanın kültürel değerlerini yaşatma çabası, Sabancı ve Boyner ailelerinin kattıkları ve adaya destekleri başka bir çehreye kavuştu. Cunda’da ne yapılır diyorsanız:
Dalyan boğazında, zeytinliklerle çevrili olan ve bugün Komili Ailesi’ne ait Leka Panaya Manastırı, terk edilmiş en eski Pateriça köyleri, Ay Işığı Manastırı, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı ve Agios Yannis Kilisesi‘nin yer aldığı Âşıklar Tepesi, Rahmi Koç Müzesi Taksiyarhis Kilisesi, Agia Trіyаdа Kіlіsesі, Güvercin Adası’nda bulunan ve sadece deniz yoluyla ulaşılabilen Kızlar Manastırı görülebilir. Cumartesi günleri kurulan Cunda Pazarı‘nda mutlaka tezgâhlar arasında dolaşmayı, Taş Kahve‘de manzara eşliğinde kahvenizi içmeyi ve dar sokaklarındaki tasarım dükkânlarını keşfetmeyi unutmayın.
Gaziantep
7500 yıllık tarihiile Gaziantep ticaret ve kültür yolu olarak onlarca medeniyetin kalkınmasına tanıklık etmiş. Hitit, Pers, Bizans, Arap, Bizans gibi güçlü medeniyetlerin yaşadığı Gaziantep’te binlerce yıllık farklı kültürlerin izlerini bugün de görebilirsiniz. Gaziantep’de gezilecek, görülecek yerler gerçekten çok fazla.UNESCO tarafından ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’ listesindeki gurme şehir Gaziantep’te lezzete de tarihe de sanata da doyacağınıza emin olabilirsiniz.
Fırat Nehri kıyılarında kurulmuş Zeugma antik kentimim Birecik Barajı ile sular altında kalmadan hemen önce kurtarılan etkileyici kalıntılarının sergilendiği Zeugma Müzesi başlı başına bir sanat mabedi.Gaziantep’in en eski yerleşim yerleri olan kale çevresindeki mimari ve kültürel yapıların renovasyonu ile gün yüzüne çıkan Kültür Yolu gerçek bir kültür yolculuğu sunuyor. Ve elbette, Birecik Barajı ile büyük bölümü sular altında kalan, Hristiyanlık dininin yayılmasına vesile olan Halfeti ve Rumkale hayranlık uyandırıyor. Gaziantep’ten bahsederken uğramanız gereken yeme içme mekânlarından bahsetmeden olmaz. Metanet Esnaf Lokantası, Bayaz Han, Halil Usta, Üçler Kebap, Evirgeç Mantı’da yemekleri yedikten sonra Zekeriya Usta‘da katmer, Koçak‘ta baklava yemek şart.
İzmir-Efes Antik Kenti-Şirince
İzmir’de ne var? sorusundan ziyade sorulması gereken esas soru “siz İzmir’de ne yaşamak istiyorsunuz?”. Tarih, kültür, eğlence, sanat, gurme… Mutlu insanların şehri İzmir’de Saat Kulesi, Uşakizade Köşkü, Tarihi Asansör, Atatürk Müzesi, Agora Antik Kenti ile birlikte Kemeraltı‘nın tarihi hanlarıyla İzmir keşfine başlayabilirsiniz. Müsevit Hanı, Selvili Han, Piyaleoğlu Hanı, Kızlarağası Hanı, Abacıoğlu Hanı listenizde olmalı. İzmir’in sanat köşelerinden Arkas Sanat Merkezi’ni de ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.
İzmir’e kadar gelmişken rotanızı uzatıp Efes Antik Kenti ve Şirince’yi de görmenizi öneriyoruz. Hatta yolunuzun üzerinde, Torbalı’da yer alan Key Museum’a birkaç saatinizi ayırın. Murat ve Selim Özgörkey’in araba koleksiyonundan oluşan müzede 130’un üzerinde araba, motosiklet ve araba modelleri bulunuyor.
M.Ö 5000 yılına uzanan hikâyesiyle Türkiye’nin en etkileyici antik kentlerinden biri olan Efes Antik Kenti, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Yaklaşık 9 bin yıl süren kesintisiz bir yaşam sürülen antik kent günümüze kadar gelen en iyi korunmuş sitelerden biri. Antik kentten sonra eski Rum evlerinin sıcaklığını taşıyan, Nesin Matematik Köyü ile fark yaratan Şirince Köyü’nde mola verebilirsiniz. Sevimli sokaklarında dolaşıp, önceden rezervasyonla Nişanyan Evleri’nde güzel bir yemek yemeyi de unutmayın.
Mardin
Sokaklarında gezerken Doğu’nun ünlü 1001 Gece Masalları’nı yaşatan bir şehir düşünün! Gündüzleri güneşin sarı sıcak tonları ile çölün esrarengizliğini çağrıştıran; geceleri ise bambaşka bir siluete bürünüp altın bir gerdanlığa benzeyen… Güneydoğu Anadolu’nun masallar kenti Mardin’in karakteristik sokaklarında gezerken zamandan kopacak; Mezopotamya’nın insanın ruhuna işleyen cazibesini asla unutamayacaksınız.
Mezapotamya’nın inci gibi işlenen büyülü şehri Mardin… Sokaklarında dolaşırken kendinizi 1001 Gece Masallarında yaşıyormuş gibi hissedeceğiniz Mardin’de gündüzleri güneşin sarı sıcak tonları çölü çağrıştırırken geceleri Mezapotamya Ovası’nın ışıklarıyla ışıldıyor. Farklı dinlerin, kültürlerin yüzyıllarca birlikte yaşadığı Mardin’de adım attığınız her köşede ruha dokunan bir hikâye ile tanışacaksınız. Mardin’i anlayabilmek için Deyrulzafaran Manastırı’nı, Kırklar Kilisesi’ni, Cumhuriyet Meydanı’nı, Mardin çarşılarını, Ulucami’yi, Deyrulumur (Mor Gabriel) Manastırı‘nı dolaşın. Süryani ve Ezidi köylerini ziyaret edin.
Size özel seyahat tasarımı ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr
0212 266 6363 – 137