Singapur, dinamik restoranları, hareketli alışveriş merkezleri ve renkli gece hayatı ile tanınırken, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve modernliğin mükemmel bir sentezini sunuyor. Bu küçük ada ülkesi, hem bağımsız bir devlet hem de kozmopolit bir metropol olarak ziyaretçilerine olağanüstü bir deneyim vadediyor. Uzak Doğu’nun en zengin keşif noktalarından biri olan bu büyüleyici ülke; Çin, Malay ve Hint kültürlerinin uyum içinde yaşadığı, tüm zevklere hitap eden bir cazibe merkezi niteliğinde.
Singapur’un kozmopolit ihtişamına kapılmadan önce, bu şehrin doğayla olan bağını göz önünde bulundurmanızda da fayda var. Şehrin yaklaşık %50’si yeşil alanlarla kaplı ve bu da Singapur’un sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını yansıtıyor. 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefiyle Singapur geleceğin dünyasını bugünden şekillendiriyor.
Küçük Hindistan’da Keşfe Çıkın
Singapur’un kültürel çeşitliliğini en iyi yansıtan bölgelerden biri, şehir merkezine sadece sekiz dakikalık mesafede bulunan Küçük Hindistan. Burada 19. yüzyıldan kalma, gösterişli sıva işleri ve renkli fayanslarla süslenmiş binaların arasında dolaşabilir; Serangoon Yolu boyunca, geleneksel Hint kıyafetlerinden mücevherlere ve baharatlara kadar birçok dükkanı keşfedebilirsiniz. Her sonbaharda Diwali festivaliyle aydınlanan bu cadde, tarihi Sri Veeramakaliamman Tapınağı gibi önemli yapılarıyla da göz dolduruyor. Küçük Hindistan, Singapur’un sokak yemeği sahnesinin en öne çıkan yerlerinden biri ve Tekka Centre ile Albert Centre gibi mekanlarda Michelin yıldızlı lezzetler sunuyor. Bu bölge, Singapur’un kültürel mozaiğini ve lezzetlerini keşfetmek için ideal bir durak.
Peranakan Kültürünü Keşfedin
Singapur’un Güney Asyalı ve Çinli toplulukları arasında öne çıkan Peranakanlar; Çin, Malay ve Endonezya kökenli olup Boğaz kökenli bir grup. Bu topluluk, zamanla sadece ticaretle değil, aynı zamanda hükümet ve sosyal sektördeki katkılarıyla da ülkenin kimliğini şekillendirmiş. Müze Bölgesi’nde bulunan 1912 yılına ait neoklasik Çin okul binası günümüzde Peranakan Müzesi olarak hizmet vererek, bu zengin kültürü gözler önüne seriyor. Burada, karmaşık boncuk işlerinden porselen tabaklara ve çağdaş Peranakan sanatçılarının eserlerine kadar 800’den fazla parçayı keşfedebilirsiniz.
Sentosa Adası Plajları Boyunca Gelgit Havuzlarını Keşfedin
Singapur’un kentsel alanlarından uzaklaştığınızda, gökdelenlerin yerini yemyeşil adalar, parklar ve sulak alanların aldığını görürsünüz. Singapur’un ana adası ve çevresindeki 60 adacık, tropikal ekosistemlerin keşfi için mükemmel fırsatlara sahip. Sentosa Adası’nın Tanjong ve Palawan plajları, kolayca ulaşılabilen yerler arasında bulunuyor. Gelgit sırasında yapılan doğa bilimciler rehberliğindeki yürüyüşlerde, 200’den fazla mercan türü ve deniz canlılarını yakından görebilirsiniz.
Singapur’un Doğal Ormanında Ağaçların Üzerinde Gezin
Şehir devletinin en büyük yeşil alanı olan Central Catchment Doğa Koruma Alanı’nda, Singapur’un doğal güzelliklerine doğru keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz. 4.900 dönümlük bu park, 12 milden fazla patika ve yürüyüş yolu ile Singapur’un en eski ve en büyük gölü olan MacRitchie Rezervuarı’nı içeriyor. Burada, Singapur’un son kalan birincil ormanlarından birine adım atabilirsiniz. TreeTop Yürüyüş Parkuru, 820 fit yükseklikteki asma köprüsü ile ağaçların üstünden geçerken mükemmel kuş gözlemciliği ve etkileyici manzaralar sunuyor.
Şehrin Sürdürülebilir Yemek Sahnesinin Tadını Çıkarın
Singapur’un doğal güzellikleri etkileyici olduğu kadar, şehrin yiyecek üretimindeki sınırlamalar da dikkat çekici. Şu anda yiyeceğinin sadece yüzde onunu üreten şehir devleti, bu oranı 2030’a kadar yüzde 30’a çıkarmayı hedefliyor. Singapur’un restoranları sürdürülebilir gastronomide de öncülük ediyor. Üç Michelin yıldızlı Odette at the National Gallery Singapore’da şef Julien Royer, Güneydoğu Asya’dan temin edilen mevsimlik malzemelerle modern Fransız mutfağı sunuyor. Tütsülenmiş peynir ve fermente edilmiş yeşil çileklerle hazırlanan narenciye-tuzla kürlenmiş balık gibi seçenekler, Royer’ın etik kaynaklı ürünlere olan bağlılığını gözler önüne sererken; Marina Bay Promenade’deki Michelin yıldızlı Labyrinth’teki şef LG Han ise adanın malzemeleriyle Singapur klasiklerini yeniden yorumluyor. İmza yemeği Rainbow Yu Sheng, jülyen sebze ve meyvelerle hazırlanan bir lezzet şöleni sunuyor.
Günü Sıfır Atık Kokteyli ile Sonlandırın
Singapur’un sürdürülebilirlik anlayışı bar sahnesine de yansıyor. CapitaSpring gökdeleninde, yerden 100 metre yükseklikte konumlanan Sol & Luna, doğal bitişleri, büyük pencereleri, saksı bitkileri ve ağaçlarıyla gökyüzündeki bir bahçe gibi hissettiriyor. Dünyanın en yüksek yenilebilir kentsel bahçesinde malzemeler yetiştirilip hasat ediliyor. Sıfır atık felsefesini benimseyen miksologlar, kozmetik kusurları olan “çirkin” meyve ve sebzeleri yaratıcı kokteyllerine dönüştürerek yiyecek israfını azaltıyor ve lezzetleri artırıyor. Örneğin, çilek-salatalık cininin mürver çiçeği likörü, limon ve kelebek bezelye sodasıyla harmanlandığı imzalı Rosa Luna kokteylini deneyebilirsiniz.
Size özel SİNGAPUR SEYAHATİ planlaması ve sorularınız için:
Travel@julesverne.com.tr