Geçmişte dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından biri olup, UNESCO tarafından kültür mirası olarak tescillenmiş zenginlikleriyle Avrupa’nın üçüncü ülkesi olan Fransa; ana karadaki 12 bölge ve Korsika adasından oluşan toplam 13 bölgesi ile Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre, İtalya, Monako, İspanya ve Andora Krallığı ile komşu.
“Damak tadı” ve sanattan beslenen keyifli yaşam tarzı, dünya modasına yön veren tasarımcı ve markaları, engin siyasi ve kültürel birikimi ile Fransa’da gezilecek çok yer, keşfedecek çok şey var!
“Fransa’ya nasıl gidilir? Fransa’ya giriş kuralları nelerdir? Nereler gezilmeli, görülmeli? Fransa’nın Görülmeye Değer Şehirleri, Fransa’nın En Güzel Kasabaları, Fransız Rivierası’nın En Güzelleri, Fransa’nın Az Bilinen Rotaları” hepsi sizler için hazırladığımız Fransa Seyahat Rehberinde…
Fransa’ya Nasıl Gidilir?
17 Haziran’dan itibaren THY; İstanbul – Paris Charles De Gaulle, İstanbul – Marsilya, İstanbul – Lyon, İstanbul – Nice, İstanbul – Toulouse gidiş – dönüş tarifeli uçuşlar düzenlemeye başladı.
Türk Hava Yolları’nın Fransa’daki Uçuş Noktaları; Charles De Gaulle (Haftanın her günü), Marsilya (Pazartesi ve cumartesi günleri), Lyon (Pazartesi, Çarşamba, Perşembe ve Cumartesi günleri), Nice (Pazartesi ve Cumartesi günleri), Toulouse (Pazartesi ve Cumartesi günleri).
Türkiye’den Fransa’ya seyahat ediyorum, girişte aranan şartlar nelerdir?
18 Haziran 2021 itibariyle 2 doz Covid-19 Aşı (Biontech) süreci en az 14 gün önce tamamlanmış, geçerli vizesi olan Türk Vatandaşları uçuştan 72 saatten önce yapılmış negatif PCR testi veya uçuştan 48 saatten önce yapılmış negatif antijenik test sonucu ibraz ederek FRANSA’ya giriş yapabilmektedir. Fransa’da kabul edilen aşılar şu an için Avrupa İlaç Ajansı’nın onayladıklarıdır. Şu anda ilgili aşıları üreten firmalar Pfizer – Biontech, Moderna, Astra – Zeneca ve Jansen/Johnson & Johnson’dır.
Aşı belgeniz yok ise Fransa’ya girişinize ancak istisnai durumlarda izin verilecektir.
Türkiye’den Fransa’ya Seyahat Ederken Girişte Aranan Şartlar ve gerekli belgelere buradan ulaşabilirsiniz.
COVID-19 tedbirleri kapsamında ülkelerin giriş kuralları, ülkelerin resmi mercileri tarafından günlük veya anlık olarak değiştirilebilmektedir. Seyahat etmek istediğiniz destinasyona ilişkin bilgi ve sorularınız için: travel@julesverne.com.tr
Fransa’da Nereler Görülmeli?
Fransa deyince akla gelen ilk şehir haliyle Paris oluyor. Ancak, Avrupa’nın en güzel ülkelerinden Fransa elbette Paris’ten ibaret değil! Güneye, Akdeniz kıyısına indikçe ısınıp daha “cana yakın” hale gelen bu güzel coğrafyanın en güzel duraklarından Nice, Cannes ve Marsilya’da sıcak ve şık bir Akdeniz deneyimi yaşayabilirsiniz. Ülkenin göz bebeklerinden, Orta Fransa’da yer alan Provence bakir doğası, uçsuz bucaksız lavanta tarlaları, şahane mutfak kültürü ve küçük-şirin kasabalarıyla yağlı boya tablolar kadar güzel bir bölge. Geleneksel ve modern unsurlarının yanı sıra Fransa’nın birbirinden lezzetli üzüm bağlarına ev sahipliği yapan Bordeaux; zarif atmosferi ile masal diyarlarını anımsatan Strazburg görülmeye değer! Kayak tatili dendiğinde ise bir klasik haline gelen Fransa’da İsviçre sınırına yakın, Fransız Alpleri üzerinde bulunan Val d’Isere, Megeve ve Courchavel’de bulunan, klasik dağ evi mimarisi ile kurulmuş kasabalar size çocukluğunuzdaki yeni yıl kartpostallarını hatırlatacak!
Fransa’nın Görülmeye Değer Şehirleri…
Paris
Moda ve lüksün başkenti kabul edilen, 4000 yıllık tarihiyle birçok anıt ve sembole ev sahipliği yapan Paris, tarihi yapıları ve doğal güzellikleri ile Avrupa’nın en popüler şehirlerinden. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan etkileyici tarihi yapılarından doğal güzelliklerine; eğlence mekanlarından modanın devleşen markalarına kadar yüzlerce gezi alternatifinin bulunduğu Paris’te, unutamayacağınız kadar güzel zaman geçirebilir, estetik atmosferiyle kendinizi eski bir çağın içerisinde ya da romantik bir filmin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler: Şehrin ikonik simgesi Eyfel Kulesi, 19. Yüzyılın en önemli mimari eserlerinden Paris Opera Binası, Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi…
- Fransız Devrimi’nin yüzüncü yıl kutlamalarının anısına dünya fuarı için yapılan Eyfel Kulesi, şehrin göz alıcı simgelerinden. Eyfel Kulesi’ne güneş batarken çıkarsanız ikinci katta Paris’in gündüz halini, son katta gece halini seyretme keyfini yaşayabilirsiniz.
- Eyfel Kulesi’nden sonra Paris’te akla gelen ilk simgelerden biri olan Zafer Takı hem tarihi hem de turistik açıdan şehirde mutlaka görmeniz gereken yerlerden.
- Paris’in en büyük, Fransa’nın ikinci büyük meydanı olarak bilinen, tarihte pek çok önemli olaya tanıklık eden Concorde Meydanı’nda dolaşırken zamanı durdurup, anın keyfini çıkarabilirsiniz.
- 1702 yılında yapılan Vendome Meydanı, şehre geldiğinizde gezebileceğiniz en görkemli noktalardan. Napolyon tarafından dikilen meydandaki sütunun önünde fotoğraf çektirmeden buradan ayrılmamalısınız.
- Bir film karesinden ya da okuduğumuz bir Fransız romanından aşina olduğumuz Şanzelize, tarihte ilk olarak bir tarla olsa da, 1667 yılında Turileries Bahçesi’nin manzarasının daha rahat görülebilmesi amacıyla genişletilmiş. Fransızca’da “Cennet Bahçesi” anlamına gelen Şanzelize Caddesi’nde gezip, Paris’in en lüks ve prestijli markalarından yapacağınız alışverişle kendinizi şımartabilirsiniz.
- Paris’in doğu kısmında kalan Gare de Lyon bölgesinde yer alan Rue Cremieux, ilk yapıldığı dönemde işçilerin konaklaması için inşa edilen rengarenk evleri ile oldukça ilgi çekici.
- Paris’in 6. Bölgesi’nde yer alan sanat ruhuyla dolu Saint Germain Bulvarı’nda şehrin estetik ve romantik ruhunu hissedebilirsiniz.
- Parke taşların yer aldığı yolları, renkli evleri ve sanatçıların ünlü galerileriyle dolu olan Montmartre sıcacık atmosferi ile oldukça cezbedici. Picasso’dan Vincent Van Gogh’a kadar dünyaca ünlü ressamların yaşamlarının bir dönemlerini geçirdiği ve en önemli eserlerini verdiği Montmartre özellikle ressam, yazar ve müzisyenlerin ilgi odağı yerlerden.
- 73 bin metrekarelik alanı ile dünyanın en büyük ve en önemli eserlerine ev sahipliği yapan Louvre Müzesi’ni mutlaka gezmelisiniz.
- Paris’in en ünlü ve önemli müzelerinden Orsay Müzesi, şehre geldiğinizde görmeniz gereken yerlerden bir diğeri.
- Dünyanın en önemli sanatçılarından Pablo Picasso’nun dünyaca ünlü eserlerine ev sahipliği yapan Picasso Müzesi, şehre geldiğinizde ziyaret edebileceğiniz keyifli sanat turu noktalarından.
- Dünyanın en meşhur heykellerinden biri olan Düşünen Adam Heykeli’nin yer aldığı Rodin Müzesi de keşfetmeniz gereken yerlerden.
- Paris şehir merkezinde yer alan en büyük şehir parklarından biri olan Lüksemburg Bahçesi, her mevsim ayrı bir güzelliğe sahip. Özellikle bahar aylarında rengarenk çiçekleriyle görsel bir şölen sunan bahçeyi gezerek, kendinizi düş bahçesinde hissedebilirsiniz.
- İçerisinde pek çok yapıyı barındırdığı için kompleks bir merkez olarak karşınıza çıkan Les Invalides, bünyesinde yer alan müze, hastane ve kilise ile göz kamaştırıcı bir mimariye sahip. Bu kompleks yapı aynı zamanda şehrin en büyük askeri koleksiyonuna da ev sahipliği yapıyor.
- Ressamlar Tepesi olarak da bilinen Montmartre’de yer alan Sacre Coeur Bazilikası, beyaz yapısı ve kubbeleriyle oldukça ilgi çekici. Disneyland’daki Walt Disney Şatosu gibi bir görünüme sahip olan bu yapı, çarpıcı mimarisi ile büyüleyici bir güzelliğe sahip.
- Şehirde en sık ziyaret edilen yerlerden biri olan Pantheon, Quarter Latin olarak anılan bölgede bulunuyor. İlk tasarlandığı sırada kilise olarak planlanan yapı, Fransa tarihini değiştiren Fransız Devrimi sonrasında şehrin anıt mezarı olarak kullanılmaya başlanmış.
- Şehrin en yüksek binası olan Montparnasse, kendisiyle aynı ismi taşıyan semtin içerisinde bulunuyor. Montparnasse, şehri panoramik bir şekilde izlemek için en güzel yerlerden.
- Yüzyılın en önemli mimari eserlerinden biri olan Paris Opera Binası, III. Napolyon için dönemin önde gelenlerinden Charles Garnier tarafından tasarlanarak 1875 yılında Paris’te hizmete açılmış. Barok ve Gotik mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakan opera binası tam bir mimarlık harikası.
- Kırmızı değirmen anlamına gelen Moulin Rouge, Paris’in gece vakit geçirebileceğiniz simge mekanlarından biri. Moulin Rouge’da eğlenmeden Paris’ten ayrılmamalısınız.
Nice
Dünyaca ünlü plajlarının yanı sıra yapay gölleri ve gösterişli mimarisiyle adından sıkça bahsettiren Nice, Fransız Rivierası olarak bilinen bölgenin en önemli kenti. Kültür ve sanata son derece önem veren şehir; geleneksel bölge mimarisini yansıtan evleri, tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle muhteşem bir tatil hayalini gerçeğe taşıyor.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler:
- Nice’ın merkezinde yer alan en ünlü ve turistik meydanlardan Massena Meydanı, şehirde gezilecek yerler listesindeki en önemli duraklardan. Geniş ve Neoklasik özellikler taşıyan binalarla çevrili meydanda; ünlü sanatçı Jaume Plensa’nın yedi kıtada yedi insanı simgeleyen Conversation a Nice adlı eserini mutlaka görmelisiniz.
- Neoklasik mimari tarzdan izler taşıyan Fransa’nın ünlü modern ve çağdaş sanat müzesi Musée D’art Moderne et D’art Contemporain (MAMAC)’ı mutlaka gezmelisiniz. Klein, Warhol ve Jan Fabre gibi sanatçıların yer aldığı müze; binlerce parçadan oluşan resim ve heykel koleksiyonuyla izleyenleri kendine hayran bırakıyor.
- Zamanda yolculuğa çıkaran binaları, dar sokakları, keyifli kafeleri, restoranları, pastaneleri, hediyelik eşya dükkanları ve çeşitli alışveriş fırsatlarıyla bilinen Nice’ın eski şehir bölgesi Vieux Nice’ı görmeden buradan ayrılmamalısınız.
- Adını İngiliz gezinti yolu anlamına gelen Promenade des Anglais’dan alan sahil yolu, Nice’te görülmesi gereken popüler gezi noktalarından. Palmiyelerle çevrili sahil yolunda; restoran ve kafelerin bulunduğu meşhur İngiliz yolunda yürüyüş yapabilir ya da denize girebilirsiniz.
- Vieux Nice’de yer alan Colline du Chateau, şehri savunma amacıyla kayalıklar üzerine inşa edilmiş. Kale bugün Nice turu denince akla gelen, gezinize renk katacağınız, büyüleyici şehir manzarasını izleyebileceğiniz en güzel nokta.
- Birbirinden güzel çiçeklerin yanı sıra meyve sebze, hediyelik eşya ve yerel yiyeceklerin bulunduğu Çiçek Pazarı’nda (Cours Saleya) cıvıl cıvıl tezgahların oluşturduğu sokaklarda gezmeye bayılacaksınız.
Marsilya
Orta Çağ ruhunu ilk günkü gibi yansıtan Marsilya, asırlar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan ve zengin tarihi geçmişiyle ziyaretçilerini büyüleyen masalsı yerlerden biri. Neo-Bizans örneğinin en çarpıcı noktalarından biri olan Notre Dame de la Garde’in muhteşem manzarasıyla tüm şehre panoramik bir şekilde göz atıp, keyifli saatler geçirmeye hazırsanız Marsilya ile yapacağınız şehir kaçamağı sizin için eşsiz bir alternatif olabilir. Hele de sıkı bir Alexander Dumas hayranıysanız değmeyin keyfinize…
Mutlaka Görülmesi Gerekenler:
- Marsilya’nın simgesi haline gelen turistik yapılardan Avrupa ve Akdeniz Medeniyetler Müzesi’ni mutlaka gezmelisiniz. 40.000 metrekarelik bir alana sahip olan müzede; film günleri, konserler ve seminerler düzenlenmekte.
- 1864 yılında Mimar Henri – Jacques Eserandieu tarafından yaptırılan Notre Dame de la Garda Bazilikas şehrin önemli sembollerinden biri. Marsilya’nın en yüksek tepesinde yer alan bazilika, içerisinde yer alan Meryem Heykeli ile de oldukça ilgi çekici.
- Lüks otel ve restoranların yer aldığı Eski Liman, 1840’lı yıllarda ticaret yolu olarak kullanılmıştır. Masmavi ve tertemiz manzarasıyla önemli bir turistik bölge haline gelen Eski Liman özellikle bahar ve yaz akşamlarında mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
- “Sepet” anlamına gelen La Panier, Marsilya Eski Liman’ın kuzeyinde yer almakta. Dar sokakları ve mistik atmosferi ile büyüleyen La Panier, Marsilya’nın sembolleşmiş turistik değerlerinden biri.
- Marsilya’nın görkemli yapıları arasında yer alıp, 19. yüzyılın kalıntılarını yansıtan Longchamp Sarayı, klasik Fransız mimarisi ile görülmeye değer yerlerden.
- Gece hayatı oldukça gelişmiş olan Marsilya’da özellikle Vieux Port çevresindeki bar ve gece kulüplerinde eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz.
Bordeaux
Geleneksel ve modern unsurlarının yanı sıra Fransa’nın birbirinden lezzetli üzüm bağlarına da ev sahipliği yapan Bordeaux oldukça önemli bir konuma sahip. Yerel mutfağı, geleneksel tarzda inşa edilmiş taş evleri, huzur dolu atmosferi ile konuklarının beğenisini kazanan Bordeaux ziyaretçilerine rüya gibi bir tatilin kapılarını açıyor. Güney Fransa’nın leziz yemekleri sayesinde gastronomik açıdan eşsiz deneyimler yaşayacağınız kentte önceliğinizi müzeleri gezmeye verebilir, sonrasında ise göz alıcı güzellikteki bahçelerde dinlenerek tüm yıl boyunca üzerinizde biriken stresten arınabilirsiniz.
Lyon
UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıp, Marsilya ve Paris arasında bulunan Lyon’da nehir turu yaparak, eski Lyon bölgesinde dolanıp, şehrin keyfini çıkarabilirsiniz. Lezzetli mutfak kültürüyle adeta Fransız gastronomisinin merkezi kabul edilen Lyon, eşsiz kent planlaması ile tüm dikkatleri üzerine çekerken, ziyaretçilerini de muhteşem bir maceraya doğru yola çıkaracak.
Strazburg
Alsace gezilerinin olmazsa olmaz rotalarından biri olan Strazburg, eski ile yeniyi benzersiz bir şekilde birleştirebilen ender şehirlerden. Fransa ve Almanya sınırında yer alan şehir, Alsace Bölgesi’nin de başkentini oluşturmakta. Ünlü Alman yazar Goethe’nin eğitim hayatı boyunca yaşadığı Strazburg, gotik stildeki dev katedrali ve ilgi çekici su kanallarıyla küçük bir Venedik görüntüsüne sahip. Almanya’da başlayan Noel pazarı kültürünü tüm neşesi ile Alsace’a taşıyan Strazburg, rengarenk ve bol ışıltılı süslemeleri ile bu döneme özel gezilerin gerçek anlamda başkenti.
Toulouse
Kendine özgü büyüleyici mimarisi ile Toulouse, geçmişten günümüze koruduğu özgün yapısı ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Yapılarının mimari özelliğinden dolayı “Pembe Şehir” lakabıyla anılan Toulouse, şekerlemeleri ve havacılık endüstrisine olan katkıları nedeniyle farklı beklentiler içerisindeki gezginleri kendisine çeker. Airbus karargahları ve Galileo konumlandırma sistemine de ev sahipliği yapan Toulouse da St. Sernin Bazilikası, Jacobin Manastırı ve Auguntins Müzesi de ziyaret edilebilir.
Fransa’nın En Güzel Kasabaları
Birbirinden güzel tarihi yapıları, doğal güzellikleri ve büyüleyici ikonik anıtlarıyla göz dolduran Fransa, kendine özgü kültürü ve doğal zenginliklerin bir araya geldiği eşsiz manzaralara sahip şehir ve kasabalarla dolu bir yer. Orta Çağ şatoları ve sanat galerileri ile büyülü bir atmosfere sahip olan Fransa’nın en huzurlu köşelerinden Annecy; ortasından geçen Ren Nehri ile Avrupa’da es geçilmemesi gereken Colmar; Alsace şarap yolu’nun en güzel köylerinden Riquewihr, Fransa’nın Atlantik kıyısında bir liman kasabası olan, sadeliği ile ünlü sayfiye adası Ille de Ré; yıl boyunca resim ve doğa meraklılarının akınına uğrayan Giverny; Fransa’nın hala Orta Çağı yaşayan en güzel köylerinden Yvoire; üzüm bağları ve şarap dendiğinde bir adım öne çıkan Bourgogne Bölgesi; UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Arles Bölgesi ve Akdeniz’in masmavi suları ile Alpler arasında yer alan Provence Bölgesi mutlaka seyahat rotanızda olmalı… Fransa’nın farklı bölgelerinde yer alıp, büyüleyici özellikleriyle göz kamaştıran Fransa’nın en güzel kasabalarına buradan ulaşabilirsiniz.
Fransız Rivierası’nın En Güzelleri
Nice, Cannes, Monte Carlo… Evet Côte D’Azur dendiğinde, Fransa’nın güney sahillerine indiğimizde bu şehirlerin büyüsüne kapılmamak imkansız ama şehirler arasına gizlenmiş öyle kasabalar var ki daha önce görmediğiniz için pişmanlık duyuyorsunuz. Fransız Rivierası’nın görülmeye değer rotalarını sizler için hazırladık. Fransız Rivierası’nın en güzel kasabalarına buradan ulaşabilirsiniz.
Fransa’nın Az Bilinen Rotaları
Avrupa’nın en büyük kum tepesinden Avrupa’nın en güzel kanyonlarından Les Gorges du Verdon’a, Fransa’da farklı bir deneyim yaşamak, az bilinen yerleri keşfetmek isteyenler için görülmesi gereken 6 farklı rotaya buradan ulaşabilirsiniz.
Fransa Kayak Rotaları
Dünyanın en ikonik ve en iyi kayak merkezlerinden bazıları, Fransız Savoie’deki zirvelerin kuzeye bakan yamaçlarında yer alıyor. Dünyanın en popüler kayak merkezlerinden Courchevel; pistleri ve tesisleriyle de en iyi kayak merkezlerinden bir tanesi. Bu kayak cenneti; kilometrelerce uzanan pürüzsüz pistleri, birbirine bağlanan Meribel, Les Mennuires, Val Thorens’i kapsayan 3 Vadi Bölgesi ve sunduğu eşsiz manzarasıyla kartpostal güzelliğinde bir kayak deneyimi yaşatıyor. Fransa’nın İsviçre sınırına yakın bir bölgesinde konumlanan Avoriaz, çarpıcı Alpler panoraması ile göze çarpıyor. Her yaştan kayakçıya hitap eden Avoriaz’daki sıcak su havuzlarına bayılacaksınız.
Size özel FRANSA SEYAHATİ planlaması ve sorularınız için:
Travel@julesverne.com.tr