Hayatımıza hızlı bir giriş yapan ve bize bambaşka dünyaların kapılarını aralayan Netflix bir sonraki seyahatinize ilham olacak içerikleriyle sonu gelmeyen bir deniz gibi! Dünyanın farklı köşelerinde çekilen filmler; yeni ve bilinmeyeni keşfetmek isteyenleri harekete geçiren programlar; doğayı, evreni, toplumları, antik dönemi ve daha fazlasını anlatan belgeseller; lezzete odaklanırken yeni bakış açıları sunan yemek programları… Hepsini Netflix’de bulmak mümkün. Biz de “Gezginlerin Netflix’te İzlemesi Gereken 10 İçerik” listemizi hazırladık.
The World’s Most Extraordinary Homes (Dünyanın En Olağandışı Evleri)
BBC Two yapımı olan The World’s Most Extraordinary Homes, adının hakkını veren evlere konuk oluyor. Dünyanın en olağandışı evlerini ödüllü mimar olan Piers Taylor ile oyuncu Caroline Quentin birlikte geziyorlar. Çölün ortasına inşa edilen bir evden yalnızca teleferikle ulaşılan bir dağ köyünde yer alan eve, eski bir Boeing 747 uçağından bir ağaca bile dokunulmadan yapılan orman evine kadar geniş ve merak uyandıran evleri bu program ile keşfedebilirsiniz.
Chasing Coral (Mercan Peşinde)
Sualtı yaşamının mucizelerini gözler önüne sererken iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz sonuçlara dikkat çeken Chasing Coral 7’den 70’e herkesin izleyebileceği bir belgesel. Mercan resiflerinin muhteşem renklerini, sualtı yaşamının büyüsünü gözler önüne sererek başlayan belgeselde bilim insanları, renkleri solan ve beyazlaşan mercanların ölümünü araştırıyor. Bilim insanları, dalgıçlar ve profesyonel sualtı fotoğrafçıları ile birlikte çekilen belgesel iklim değişikliğinin yol açtığı telafisi zor gidişatı da gözler önüne seriyor.
Roma
Her filminde farklı türleri denemekten korkmayan bir yönetmen Alfonso Cuarón, siyah-beyaz bir film, Oscar ödülü olan bir Netflix yapımı olan Roma… Yayına girdiğinde büyük heyecan yaratan, aldığı akademi ödülleri ile sinema sektörüne farklı bir yön kazandıran Roma, yönetmenin çocukluğunu yaşadığı, Mexico City’deki Roma mahallesinde geçiyor. 1970’li yılları hatırladığı şekilde seyirciye aktaran yönetmen bu filmde aile üzerinden sosyal, politik ve kişisel çatışmaları işliyor. Konusu kadar filmin geçtiği Mexico City mahallesinin atmosferi de gezginler için oldukça ilgi çekici.
Seven Years in Tibet (Tibet’te 7 Yıl)
Eski toprakların lütfu olan Tibet, Çin sınırları içerisinde özerk bir bölge. Asya’da ruhani yolculuğun kalbi sayılan Tibet’in tarihsel, kültürel ve manevi geçmişine bir kez kulak verdikten sonra etkilenmemek imkânsız. Avusturyalı dağcı Heinrich Harrer‘in biyografisine dayanan “Tibet’te 7 Yıl” size harika bir yolculuk hikâyesi anlatıyor. 1997 yapımı olan filmin başrolü ise Brad Pitt… Filmde 1939 senesinde Himalayalar’daki Nanga Parbat zirvesine tırmanmaya çalışan Harrer’ın yolculuğu anlatılıyor. 14 yaşındaki Dalai Lama ile kurduğu dostlukla egolarından sıyrılan ve kendi iç dünyasına yolculuk yapan Harrer’ın yaşadıkları, arka fonda Tibet varken çok daha etkileyici.
Night on Earth (Dünyada Bir Gece)
Bu kez bahsettiğimiz 1991 yapımı, Jim Jarmusch imzalı Night on Earth değil Netflix için hazırlanan doğa belgeseli dizisi. İngiliz yapımı olan belgesel serisi Samira Wiley tarafından anlatılıyor. Türkçe dublajlı dinlemek isterseniz Beren Saat’in sesinden belgeseli izleyebilirsiniz. Teknolojiyi de kullanarak hazırlanan belgesel vahşi doğayı bu kez geceleri gözlemliyor, av üzerindeki aslanlardan yarasalara kadar birçok canlı türünün bilinmeyenlerini açığa çıkarıyor.
Sense8
Dünyada büyük yankı uyandıran Sense 8 aslında bir bilimkurgu ve dram dizisi. Dünyanın 8 farklı noktasındaki 8 insanı gizemli bir şekilde birbirine bağlayan sürükleyici hikâyesi ve çekimleriyle büyük beğeni kazanan dizinin seyahatlere ilham olmasındaki tılsım ise çekimlerin yapıldığı şehirler… Birleşik Krallık (UK), Seul, Mumbai, Nairobi, Berlin, Mexico City, San Francisco ve Chicago’da yaşayan 8 farklı insanın hikâyesini anlatırken Amsterdam, İtalya, İzlanda gibi destinasyonların da işlenmesi işin büyüsünü giderek arttırıyor.
Street Food (Sokak Yemekleri)
Chef’s Table yaratıcılarının iştah kabartan yeni Netflix serisi Street Food aslında kültürel bir yolculuğu anlatıyor. Sıradan yemeklerin insani yönlerine odaklanan program güçlü hikâyeleriyle sizi ekrana bağlıyor. Yemek pazarlarında, sokaktaki köşede bir kamyonetin içerisinde dünya lezzet listelerine giren sokak yemeklerini öğrenirken bu yemeklerin çıkış hikâyelerini, üreten ve yaratanların hayatlarını dinlemeye ne dersiniz?
Eat Pray Love ( Ye, Dua Et, Sev)
Elizabeth Gilbert’in kendi hayat deneyiminden esinlenerek yazdığı kitaptan uyarlanan ve kitap ile aynı ismi taşıyan 2010 yapımı Eat, Pray, Love arayışta olan herkese ilham veriyor. Sancılı bir boşanma sürecinden sonra kendini bulma ümidiyle yola çıkan Liz Gilbert karakterinin hikâyesini izliyoruz. İtalya, Hindistan ve Bali’ye uzanan yolculuğu izleyiciye de yeni pencereler açıyor. Her ülke ve şehre ayrı bir heyecan duyup, seyahat planı yapacağınıza şüphe yok.
Midnight in Paris (Paris’te Gece Yarısı)
Bir Woody Allen klasiği olan Midnight in Paris 2011 yapımı olmasına rağmen yarattığı his ile güncel kalan filmlerden. Amerikalı nişanlı bir çiftin Paris’e gelmesiyle başlayan hikâye size bu şehrin başka yüzlerini gösteriyor. Damat adayının Paris gecelerinde dolaşırken yaşadığı gerçeküstü olaylar herkesin hayatını değiştiriyor. Git gide Paris’e tutkuyla bağlanması, içerisindeki edebi yönün uyanmasıyla şehrin gizli güzelliklerini keşfedin.
The Rolling Stones Olé, Olé, Olé!: A Trip Across Latin America
Yaklaşık 60 yıllık bir geçmişi olan, dünyanın en önemli ve ünlü rock müzik gruplarından The Rolling Stones severler bu filmi kaçırmamalı. The Rolling Stones fanı değilseniz ama Latin Amerika’yı merak ediyorsanız siz de bu belgeseli izlemelisiniz! Grubun 10 şehri kapsayan Latin Amerika turnesinin kayda alındığı film; konser belgeseli ve gezi edebiyatını buluşturuyor. Filmin en heyecanlı bölümü, Küba’da çalan ilk yabancı grup olan The Rolling Stones’un Havana’da 1,2 milyon izleyiciye ücretsiz konser verdiği anlar…
