Londra, Venedik, Paris, Barcelona… Gözde seyahat destinasyonlarını bu kez unutun! Avrupa’nın göz ardı edilen, az bilinen şehirlerini bizimle keşfetmeye ne dersiniz? Fransa’dan İtalya’ya, Hollanda’dan İsveç’e henüz turist akınına uğramamış Avrupa şehirleri…
Lille, Fransa
Belçika sınırına yakın konumlanan Lille, Fransa’nın dördüncü büyük şehri aslında. Paris, Lyon ve Marsilya’nın ardından gelen şehir son yıllarda gezginlerin radarına girmeye başladı. Sanayi bölgesi olarak bilinen ancak geçtiğimiz yıllardaki dönüşümü ile etkileyici bir kültür merkezi haline gelen Lille sizi şaşırtmayı başarıyor.
2020 yılında Dünya Tasarım Başkenti unvanını alacak olan şehir tasarım, sanat ve mutfak sahnelerinde söz sahibi olmaya başladı. Coğrafik konumu sayesinde Belçika mutfak kültüründen de esinlenen Lille mutfağı Belçika-Fransız lezzetlerini harmanlıyor.
Noto-Sicilya, İtalya
Sicilya’nın güneydoğusunda yer alan Noto, Sicilya rotasında yeni yeni keşfedilen büyüleyici bir şehir. Geçtiğimiz yıllara kadar Sicilya seyahatlerinde gezginlerin bile gözden kaçırdığı bu tarihi şehir adeta bir açık hava müzesi. 1693 yılındaki şiddetli deprem ile yerle bir olan Noto, yaşanan felaketin ardından Barok mimaride yeniden inşa edilmiş.
Günümüze kadar ilk günkü gibi gelen Barok yapılarıyla sizi zaman yolculuğuna çıkaran şehir aynı zamanda adanın en iyi yemek adreslerini barındırıyor. 2002 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Noto’ya yaz aylarında gidiyorsanız şehrin civarındaki eşsiz plajları da göz ardı etmeyin.
Maastricht, Hollanda
Amsterdam kadar güzel ancak turist kalabalığından arınmış bir Hollanda şehri arıyorsanız sizi Belçika sınırındaki Maastricht’e alalım. Üniversite şehri olan Maastricht çok uluslu popülasyonu ve canlılığı ile kendini sevdirmeyi başarıyor. Avrupalı gezginler için yeni bir soluk noktası olan şehir kale otelleri, butikleri, sanat galerileri ve şaşırtıcı derece başarılı olan yemek sahnesi ile yükselişte! Hem trend hem lokal olan bu Hollanda şehrini herkes keşfetmeden önce siz ziyaret edin.
Freiburg im Breisgau, Almanya
Avrupa’nın bir diğer canlı üniversite şehri de Freiburg im Breisgau… Almanya’nın meşhur Kara Orman bölgesinin kıyısında yer alan şehir masal kitaplarında okuduklarınızı gerçeğe dönüştürüyor desek abartmış sayılmayız. Fransa sınırında yer alan ve Basel’den 50 dakikalık bir araba yolculuğu uzaklığında yer alan Freiburg im Breisgau konumu sayesinde hem Fransa’dan hem İsviçre’den hem de Almanya’dan ziyaretçi ağırlıyor.
Küçük bir kasaba cazibesini kaybetmeyen şehir kültürel etkinlikleri, restoranları, havalı kafeleri, sanat galerileri ve müzeleriyle sınırlı yüzölçümüne birçok şey sığdırıyor.
Santiago de Compostela, İspanya
Orta Çağ’dan beri kutsal bir şehir olan Santiago de Compostela, Avrupa’nın ünlü haç bölgelerinden biri. İspanya’nın batı ucunda yer alan ve Porto’dan sadece birkaç saat uzaklıktaki bu kutsal şehir bir haç noktası olmanın da ötesine geçiyor. Tarihi ve modern kültürel noktaları, görkemli katedrali, taş döşemeli sokaklarıyla etkileyici bir atmosfere sahip.
Deniz mahsulleri çeşitliliği ve zenginliğiyle bilinen Galiçya Bölgesi’nde Santiago de Compostela da mutfak lezzetleriyle sizi şımartıyor. Bu lezzetlerin yanında Galiçya’nın ünlü beyaz şarabını de denemenizi tavsiye ederiz.
Cenova, İtalya
Orta Çağ’da dünyanın en güçlü ticaret limanlarından biri olan Cenova’yı gezerken geçmiş asırlardaki bu gücünü mimarisinde görebilirsiniz. Şehir kapıları, saray binaları ve lüks iç mekânları dönemin zenginliğini bugün de yaşatıyor.
İtalya’daki pek çok şehir, en iyi mutfağa sahip olduğunu iddia etmekle haklı olabilir ama Cenova’nın elinde güçlü bir koz var: Pesto ve focaccia’nın doğum yeri olan şehir, liman kenti olmanın avantajıyla deniz mahsullü lezzetleriyle bir adım önde. Tabi, Genoa’nın günümüzdeki önemini bir de şöyle özetleyelim: Ligurya kıyılarındaki kasabalara ve Cinque Terre’ye birkaç saat uzaklıkta yer alan şehir kıyı rotanızın başlangıç veya bitiş noktası oluyor.
Malmö, İsveç
Kopenhag ile arasına Oresund Boğazı’nın girdiği Malmö eski bir sanayi merkezi. Stockholm ve Göteborg keşifleri arasında göz ardı edilse de kıyı şehri olarak İsveç’in en ilginç şehirlerinden biri Malmö…
Eski ve yeninin buluştuğu, farklı kültürlerin bir arada var olabildiği şehrin sokaklarında dolaşırken buranın düşündüğünüzden daha dinamik ve çok kültürlü bir yer olduğuna kanaat getireceksiniz. İskandinavya’da turist kalabalığından kaçınmak isteyen gezginler için bir kaçış noktası olan Malmö’yü gezerken İskandinav yaşam tarzı hakkında kafanızda oluşan kalıplar bir bir yıkılacak!
Detaylı bilgi ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr
0212 266 6363 – 137