Yaz tatilinin sonlanması ve sıcaklıkların düşmesiyle birlikte kendimizi yenilemek ve dinlenmenin zamanı geldi diye düşünüyoruz. Hem kış mevsimine bedenen ve zihnen güçlenmiş bir şekilde merhaba demek hem de bu fırsatı değerlendirip Avrupa’nın en güzel SPA kasabalarını keşfetmek istedik.
Sadece doğanın ve suyun gücünden faydalanmakla kalmayıp lüks konaklamalar, birinci sınıf yemek sunumları ve etkinliklerle kendinizi şımartmanın tam zamanı! Almanya’dan Fransa’ya; İngiltere’den Portekiz’e en cazip SPA şehirleri…
Karlovy Vary, Çek Cumhuriyeti
En güzel SPA kasabalarına dünyanın en ünlüsü Karlovy Vary ile başlayalım. Prag’a 1,5 saat uzaklıktaki şehrin şifalı suları 14. yüzyılda Kral 4. Karl tarafından avlanırken keşfedilmiş. Dünya tarihine iz bırakan ünlüler tarafından sıkça ziyaret edilen şehrin ismi ise “Kralın Banyosu” anlamına geliyor. Karl Marx, Sigmund Freud, Beethoven, Tolstoy ve Mustafa Kemal Atatürk tarih boyunca bu şehri ziyaret eden isimlerden. Tarihi ve Art Nouveau binaları, lüks kaplıca otelleriyle “birkaç günlük inziva için ideal.”
Cam sanatına adanan MOSER Müzesi, şehir manzarasını ayaklar altına seren Hotel Thermal’in çatı havuzu, Çek Cumhuriyeti’nin özel içkisi Becherovka’ya adanan Becherovka Müzesi’ni görülecekler listenize ekleyin.
Montecatini Terme, İtalya
İtalya’nın saygın ve en zengin ailelerinden biri olan, Floransa şehrini Floransa yapan Medici Ailesi’nin bir başka zenginliği Montecatini Terme kasabası. Floransa’ya 1 saat uzaklıktaki Montecatini Terme size tam da İtalyanların soylu ailelerinin yaşadığı hayatı yaşatmakta iddialı. Montecatini Terme’nin 20. yüzyılı başlarındaki altın çağını kaçırmış olsanız da bugün de kasaba ihtişamını korumaya devam ediyor. Lüks kaplıca otelleri, şık mağazaları ve sokaklarıyla sadece bir SPA merkezi olmanın çok ötesinde. Dönemin ihtişamını yaşatan mimari detaylarla kaplı kaplıcalarda çamur banyolarından, balneo terapi ve hidroponik uygulamalara kadar birçok tedaviyi deneyebilirsiniz.
Füniküler ile ulaşacağınız, kasabanın tepesinde yer alan Montecatini Alto semti, şehrin en çekici Art Nouveau yapısı olan Terme Tettuccio binası, havalı kafe ve mağazalarla çevrili Piazza del Popolo mutlaka görülmeli.
Bath, İngiltere
2000 yıldan uzun bir süre önce, Bath’in doğal sıcak sularından ilk faydalanan Keltler ve Romalılardan öğrenecek çok şey var! Sadece sıcak sularıyla ünlü olmaması ve kültürel, mimari değerleriyle İngiltere’nin en güzel şehirlerinden biri olması da bu şehri özel kılıyor. Bath’in sıra dışı mimari hazineleri, UNESCO Dünya Mirası listesine alınarak taçlandırılırken şehir, dünyanın en iyi korunan Roma hamamlarından birine de ev sahipliği yapıyor. Sadece tarihi yapılarıyla değil aynı zamanda İngiliz edebiyatı için de önemli bir yer olan Bath İngiliz yazar Jane Austen’ın ilham kaynağı olmuş.
Teras katında büyüleyici şehir manzaraları sunan havuzuyla ünlü Thermae Bath Spa, vitray pencerelerle süslü Bath Abbey, 19.yüzyılda inşa edilen Beckford’s Tower, Beazer Gardens, tarihi binalarla çerili The King’s Circus caddesi, sevimli butiklerle dolu Milsom Street, 17.yüzyıldan günümüze uzanan özel bir koleksiyona sahip Victoria Art Gallery, tarihi Pulteney Köprüsü, 57 dönüme yayılan Royal Victoria Park şehrin cazibe noktaları. Bu ihtişamlı şehri kuşbakışı görmek isterseniz sıcak hava balonu ile gezintiye çıkabilirsiniz.
Vichy, Fransa
Auvergne bölgesinde konumlanan nam-ı değer “spa kentlerinin kraliçesi” Vichy’de hem siz yenilenin hem de Belle Epoque ihtişamını yaşayın! 16’ncı yüzyılın sonlarından beri sağlık ve tedavi amaçlı misafirlerini ağırlayan kasabanın asıl yükselişi Napoleon III’ün bu kasabaya yaptığı yatırımlarla oldu. Opera-Casino, parklar ve yollar bu dönemde yaptırılmış.
Bugün Art Deco, Art Nouveau binaları ve şık termal bölümleriyle anılan kasabada Vichy Céléstins Spa Hotel bizim favorimiz. Mimarisiyle Église Saint-Blaise de Vichy, Napoleon III Park, Maisons anglaises, 20. yüzyıl başlarında inşa edilen Opéra de Vichy ziyaret etmeniz gereken yerlerden.
Baden Baden, Almanya
Almanya’nın SPA merkezi konumundaki Baden Baden’e gelince bu sıfatı neden aldığını kolaylıkla anlayabiliyorssunuz. Yemyeşil doğası, kaplıcaları ve wellness otelleriyle Kraliçe Victoria, Obama’dan jetset’e kadar iddialı isimleri uzun yıllardır ağırlıyor. Ren Nehri ve Murg Vadisi manzaralarıyla dolu şehir özellikle huzur ve sakinlik içerisinde yenilenmek isteyenlerin tercihi oluyor. Değişen sıcaklıklarla 17 basamaklı bir ritüel olan termal havuzlarıyla ünlü Friedrichsbad şehrin en ünlü termal merkezi. 1980’li yılların trendlerinden esinlenen cam kubbesi ve mermer sütunlarıyla ihtişamlı duran Caracalla SPA’yı da denemelisiniz.
Dostoyevski’nin Kumarbaz isimli romanının konusuna ilham olan Baden Baden’de çağdaş sanat müzesi Museum Frieder Burda, Florentine Tepesi’nde tüm ışıltısıyla görünen Neues Schloss, bölgede bulunan kara orman ile Ren Nehri manzaralarını sunan Altes Schloss, Baden Baden’nin ilk kilisesi Stiftskirche, çeşmeler ve heykellerle süslü Lichtentaler Allee Parkı, yüzlerce gül çeşidine sahip Gönneranlage şehirde görmeniz gereken yerlerden.
Spa, Belçika
Belçika’nın ünlü kaplıca kenti Spa, modern bir kaplıca kentinden beklediğiniz her şeyi sunuyor. Şifalı sular akan çeşmelerden sıcak suların yüzeye fışkırdığı gayzerlere kadar kaplıca cazibesine dair her detay burada! I. Petro’nun 1717 yılında buraya gelmesiyle Avrupalı aristokratlara ilham olması şehrin ününe ün kattı. Kısa sürede havalı bir buluşma noktasına dönüşen Spa’da cam kubbeli havuzlar, yürüyüş parkurları, gösterişli oteller ve dünyanın ilk kumarhaneleri burada inşa edilmeye başlandı.
Spa şehrine kadar gelmişken 25 km mesafedeki Liège şehrini de ziyaret edebilirsiniz. Kültürel ve tarihi değerlerle dolu olan şehri bir günde keşfetmek mümkün.
Vidago, Portekiz
20.yüzyıl başlarında Portekizli kraliyet üyeleri Vidago’nun çam ormanlarında yürüyüş yapıp, şifalı sularından faydalanmayı çoktan alışkanlık haline getirmişlerdi… Bugün, Portekiz’in kuzey sınırının yakınındaki Tràs-os-Montes’un engebeli bölgesinde bulunan saf granitten çekilen karbonatlı kaynak suyu kaplıca kasabasında hala şişeleniyor. Bugün, Portekiz’in kuzey sınırının yakınındaki Tràs-os-Montes’un engebeli bölgesinde bulunan saf granitten çekilen karbonatlı kaynak suyu kaplıca kasabasında hala şişeleniyor.
Vidago’daki favori spa oteli ise 1910 yılında inşa edilen ve gösterişli bir saray mimarisine sahip olan Vidago Palace. Ödüllü mimar Álvaro Siza tarafından tasarlanan çağdaş 21.000 metrekarelik spa’sında Vidago’nun şifalı sularıyla hazırlanan uygulama e tedavilerden faydalanabilirsiniz. Hidromasajlı küvetlerden jet duşlarına kadar pek çok farklı tedavi seçeneği mevcut.
Héviz, Macaristan
Budapeşte’den 2 saat araba yolculuğu ile ulaşacağınız Hévíz, dünyanın en büyük ikinci aktif doğal termal gölüne sahip. Ülkenin en havalı spa şehirlerinden Héviz, gölündeki faydalı mineraller sayesinde dünyanın dört bir yanından ziyaretçi topluyor. Birçok rahatsızlığı tedavi ettiği söylenen Héviz Gölü çevresindeki SPA merkezlerinde tıbbi çamur tedavileri, yaşamı bahara çeviren masaj tedavisi anlamına gelen “yumeiho” ve nilüfer çiçeğinden hazırlanan vücut peelingleri bu şehrin en gözde tedavi ve terapi seçeneklerinden.
BONUS: Blue Lagoon, İzlanda
The Retreat at the Blue Lagoon
İzlanda’da faydalanabileceğiniz birçok kaplıca olsa da en organize şekilde tesisleşen ve yeni açılan çağdaş oteliyle daha da ilgi çekici bir hal alan Blue Lagoon bizim favorimiz. Yıl boyunca 37-39 derece sıcaklığı olan jeotermal su özellikle Silis ve Sülfür bakımından oldukça zengin. Nisan 2018’de açılan Retreat at Blue Lagoon Iceland, şaşırtıcı bir yeraltı spa’sı, termal havuzu, doğayla iç içe lüks stiliyle hem yeni deneyimlere hem de bedenen yenilenmeye göz kırpıyor.
Detaylı bilgi ve rezervasyon için:
travel@julesverne.com.tr
0212 266 6363 – 118
